An i traduction Turc
202,125 traduction parallèle
If you were interested, I could make an introduction.
Eğer ilgilendirsen seni tanıştırabilirim.
No Donnie, no Helena, and if you'll excuse me, I have to stop an insurrection at the church Fall fair.
Ne Donnie ne de Helena ortada yok ve izin verirseniz kilisedeki sonbahar fuarındaki ayaklanmayı durdurmak zorundayım.
And that's when I realized one of the biggest issues with the ocean is it is completely out of sight and out of mind, and that, essentially, is an advertising issue.
İşte o noktada fark ettim ki, okyanusla ilgili en büyük sorunlardan biri, gözden ırak, gönülden ırak olması. Bu da özünde bir reklamcılık sorunu.
I received, from Olympic Committee, an invitation to London, 2012 Olympic Games, being the director.
Olimpiyat Komitesi'nden Londra 2012 Olimpiyat Oyunları'nın başkanı olmam için davetiye geldi.
I used to have an imaginary friend.
Benim de bir zamanlar hayali ahbabım vardı.
Now, that's an idea I can get behind.
Bak bu güzel bir fikir olabilir.
I'm trying to take more of an interest in other people's lives.
Başkalarının hayatlarına daha çok ilgi göstermeye çalışıyorum.
Hey. Oh, Penny, I'm trying to take an interest in other people.
Penny, başkalarının hayatına ilgi göstermeye çalışıyorum.
Ooh. I have an idea.
Bir fikrim var.
I saw an opportunity to put you in it, and it feels comforting to know that you'll be there to help when the time comes.
Seni de dahil etme fırsatı yakaladım ve zamanı geldiğinde yardım edecek oluşun rahatlatıcı.
He catches alcoholism every time I find him facedown in an actress.
Onu ne zaman bir aktrisle yakalasam alkolik olur.
Hi, I'm Mitch and... I'm an alcoholic.
Merhaba ben Mitch ve... ben bir alkoliğim.
I'm landing at the closest airfield, which is less than an hour away.
En yakın uçak pistine indireceğim ki piste varmama 1 saatten daha az var.
I feel like an eighth grader who just had sex.
8.Sınıfa giden ve yeni sevişmiş biri gibi hissediyorum
I've been looking for an excuse to go again.
Bende tekrar gitmek için bahane arıyordum.
And I've never performed an autopsy with someone I've slept with.
Yattığım birine hiç otopsi yapmamıştım.
I owe you an apology.
Sana bir özür borçluyum.
Your family will come with you too, of course, and then I need to set up an offshore account for you, and that way you can...
Ailen de tabii seninde gidecek, ve senin için yurtdışı hesabı açmam lazım, ve bu şekilde sen...
Because I'm an architect, and I've been staring at the room for the last 20 minutes.
Çünkü ben mimarım, ve son 20 dakikadır odayı inceliyorum.
What I don't understand is why someone would build an airtight chamber in a hotel.
Anlamadığım şey birisi neden otelin içine hava geçirmez oda inşa eder ki?
I got trapped underwater once, and it was the most terrifying moment of my life.
Bir keresinde suyun altında kalmıştım ve hayatımın en korkunç anıydı.
And I could sure use an assistant.
Eminim bir asistan baya işime yarardı.
[Vevers] I used to be an ad man.
Eskiden reklamcılık yapardım.
I thought polyp was an animal... not a coral was an animal with lots of polyps.
Polip bir hayvan sanıyordum mercanın bir sürü polipli hayvan olduğunu sanmıyordum.
And when I saw those photos, the light bulb immediately went on.
O fotoğrafları gördüğüm an, aklıma bir şey geldi.
While I was in college studying evolutionary biology, I actually got a job at an aquarium.
Üniversitede evrimsel biyoloji okurken bir akvaryumda işe girdim.
I ate a wheel going about 40 miles an hour.
Saatte 65 kilometre hızla giderken lastiğimi parçaladım.
It means I could be tossed under the bus anytime.
Bu demek oluyor ki beni her an günah keçisi ilan edebilirler.
Why would I watch an event that's fixed?
Şike karışmış bir etkinliği niye izleyeyim?
I guess they're called the FSB now... they're in the lab, who else could finance them but Vitaly Mutko?
Eğer KGB... Sanırım artık FSB diye anılıyorlar. Laboratuvardalarsa onları Vitaly Mutko'dan başka kim finanse ediyor olabilir?
And this FSB officer, he was responsible for the day when I gave closed Bereg-Kit, and after half an hour, I receive it opened.
Bir FSB memuru, kapalı hâlde verdiğim bir Bereg-Kit'ini yarım saat sonra açılmış olarak almamdan sorumluydu.
Back in the day, I'd burn an entire city to the ground just to see the pretty shapes the smoke made.
Eskiden sırf dumanın oluşturduğu güzel şekilleri izlemek için koca şehirleri ateşe verirdim.
You know, I saw an episode on 20 / 20.
Televizyonda bir belgesel izliyordum.
I have a patient who came up with 95 ways to cook an egg.
Yumurta pişirmenin 95 yolunu bilen bir hastam var.
Is it OK if I get an Uber?
Uber'le gitsem olur mu?
No, I'm the Doctor, but it's an easy mistake to make, the eyebrows.
- Hayır, ben Doktor'um ama kaşlar beniyor ya, herkes karıştırıyor.
Well, right now, we're representing the three biggest armies on the planet, so I guess we do.
Şu an gezegendeki en büyük üç orduyu temsil ediyoruz, yani sanırım güç sahibiyiz.
So I'm making an executive decision.
Kritik bir karar alıyorum.
You said make an effort. Here I am, making an effort.
Çaba göster demiştin, ben de gösteriyorum işte.
I don't believe we have an appointment.
- Randevumuz olmadığını biliyorum.
He's an errand boy, at best, but I need info, and he's not talking.
En iyi ihtimalle ayak işi yapan biri. Ama bilgiye ihtiyacım var ve çocuk konuşmuyor.
Maybe I'll drop dead in 20 minutes. But... I will be able to read this!
Belki 20 dakika sonra öleceğim ama bunu şu an okuyabileceğim!
But right now... belief is all I am.
Fakat şu an tek yaptığım inanmak.
I'm blind, you see, so I'm psychically wired into these so my memory print of the last few hours, will still be intact on here.
Gördüğün üzere körüm ve psişik olarak bunlara bağlıyım yani son birkaç saate ait anılarım hâlâ burada kayıtlı olmalı.
I swore an oath I'd look after her body for a thousand years.
Bin yıl cesedine muhafızlık edeceğime yemin ettim.
I was once an Honorary Guardian of the Tythonian Hive.
Bir sefer Tythonian Topluluğu'nun Onur Koruyucusuydum.
I gave you an order...
Sana bir emir verdim.
Sergeant Major Peach, I gave you an order.
- Başçavuş Peach, sana bir emir verdim.
You see, I suddenly remembered I need a bit of a hand getting that ruddy ship off the ground.
Bir an bizim kızıl uzay gemisini topraktan çıkartmak için yardıma ihtiyacım olduğunu hatırlayıverdim.
Oh! - Am I a woman now?
- Şu an ben kadın mıyım?
The two of us together puts the timelines out of sync... you can't retain your memories, so I don't have them.
Zaman çizgisinin uyumunu ikimiz bozmuş olduk. Sen anılarını hatırlayamıyorsun, o yüzden ben de bilmiyorum.
an idiot 92
an idea 40
an invitation 24
an innocent man 28
an interview 25
an indian 21
an in 17
an intervention 30
an island 30
an incident 18
an idea 40
an invitation 24
an innocent man 28
an interview 25
an indian 21
an in 17
an intervention 30
an island 30
an incident 18
an innocent 18
an illusion 21
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
an illusion 21
i don't care how long it takes 27
i mean 97485
i lost my mind 16
i know 63170
ines 33
i love my sister 16
i love you 17750
it's fine 7136
i don 542
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848
irene 487
i'm fine 13072
i am 12154
i do 17590
i just 13298
i don't think so 6892
it is 11007
it's not fair 795
ivan 848