I am traduction Turc
305,502 traduction parallèle
Now I am management, so...
Şimdi yönetici benim.
I am never letting you go.
Seni asla bırakmayacağım.
I am a dinner lady at St Michael's.
Saint Michael'da kadın aşçıydım.
I want you to know how sorry I am.
Ne kadar üzgün olduğumu bilmeni istiyorum.
- I am just... - Whoa.
Ben sadece...
I am just a security guard.
Ben sadece güvenlik görevlisiyim.
I am willing to bet that Mrs. Hulse is not a...
- Sanırım Bayan Hulse kızıl...
I am not the Colombian police.
Ben Kolombiya polisi değilim.
I'm not interested in you going to jail, but I am interested in who your boss is.
Amacım seni hapse atmak değil, patronunun kim olduğunu öğrenmek.
I am telling you, she's just looking for an in.
Benden söylemesi, girmek için zaman kolluyor.
Which is why I am gonna have to stop Ryan myself.
Bu yüzden Ryan'ı kendim durduracağım.
Sweetie, honey, I am begging you, don't do this.
Bunu yapma, yalvarıyorum.
And listen, honey, I am sorry for sleeping with Ryan. Oh.
Hayatım, Ryan'la yattığım için özür dilerim.
It is with a heavy heart, I am telling you, Philadelphia, aka, the city of brotherly love, is in sore need of some lately, because last night, two people had acid thrown in their faces in two separate attacks.
İçimden gelmeyerek söylemek zorundayım ki kardeş sevgisi şehri Philadelphia'nın acil sevgiye ihtiyacı var çünkü dün gece iki ayrı saldırıda iki kişinin yüzüne asit atılmış.
I am compiling a list of manosphere users and subscribers and cross-checking this "I will destroy it" phrase with acid sales and...
Manosphere kullanıcısı ve üyelerinin listesini "onu yok edeceğim" sözü ve asit satışlarıyla karşılaştıyorum.
I was right, I am not alone.
Haklıydım, yalnız değilim.
I am sending you the security feed now and linking your phone to our comms.
Şimdi sana güvenlik görüntülerini yolluyorum ve telefonunu telsizlerimize bağlıyorum.
No, I am saying they will fall into a coma and die in the next 30 minutes if we don't get them out of there.
Hayır, eğer önümüzdeki 30 dakika içinde oradan çıkartamazsak "kesin" komaya girip ölecekler diyorum.
As we speak, they are all still inhaling fungus because I am sure that vent sent out microscopic molecules all over the place.
Konuştuğumuz üzere, hepsi hala mantarı soluyorlar çünkü eminim o havalandırma mekânın her yerine mikroskobik moleküller saçtı.
Now I am protected.
İşte şimdi güvendeyim.
I am never leaving this spot.
Burayı asla terk etmem.
Allie likes me just the way I am.
- Allie beni olduğum gibi seviyor.
You know who I am, and my biggest regret in life is that we really didn't meet when we were eight because I would've fallen in love with you from that moment.
Kim olduğumu biliyorsun ve hayattaki en büyük pişmanlığım cidden, sekiz yaşındayken tanışmamız olmamızdır çünkü o andan itibaren sana âşık olurdum.
For example, I fear public speaking, and yet, here I am, facing my fear, kicking your ass in a debate.
Örneğin, topluluk önünde konuşmaktan korkarım hal böyleyken, buradayım, korkumla yüzleşiyorum bir tartışmada seni benzetiyorum.
But I got to know that you're comfortable with me the way I am : a little weathered and stronger for it.
Fakat beni olduğum gibi kabul ettiğinden emin olmam lazım biraz eskimiş ve bu yüzden daha güçlü.
'Cause I can't change who I am and I wouldn't want to.
Çünkü başka biri olamam ve olmayı da istemem.
Those years make me who I am.
Beni ben yapan bu yıllardır.
I am not trying to be nosy.
Meraklı olmaya çalışmıyorum.
I am your source!
Ben senin kaynağınım!
I guess I am, why?
Sanırım öyleyim, neden?
I am sorry I did this to you.
Bunu yaptığım için üzgünüm.
I am sick of hearing you two yap!
Seni duymaktan bıktım!
Yes, I am, why?
Evet, öyleyim, neden?
To show the Grand Admiral how effective I am in dealing with the rebel threat.
Büyük Amiral'e asilere karşı ne kadar etkili çalıştığımı göstermek için.
Now, see here, I am a lieutenant!
Şimdi burayı görüyor musun, ben bir yüzbaşıyım!
I am Lieutenant Lyste.
Ben Yüzbaşı Lyste.
And for that, I am deeply sorry.
Ve bu yüzden çok üzgünüm.
- Ma'am, if I can explain...
- Efendim izin verin açıklayayım...
What am I like?
Nasıl biriyim ya?
I am, yeah.
- Evet, ben.
I for one am glad you told Christy.
Christy'ye söylediğine sevindim.
But why am I here?
Neden buradayım?
I know this all sounds loco, but what am I supposed to do?
Delice göründüğünü biliyorum, ama ne yapsaydım?
So am I, Riley.
Ben de öyle Riley.
So am I.
Ben de.
I'm not helping, am I?
Yardımcı olamadım değil mi?
Am I gonna have to write you up?
- Sana ceza yazmamı mı istiyorsun?
I have been around chickens and I, sir, am no chicken.
Tavuklarla takılmışlığım var ve ben, beyefendi, korkak tavuk değilim.
How am I feeling?
Nasıl hissediyorum
More importantly, what the hell am I doing here?
Daha da önemlisi, burada ne halt ediyorum?
Where else am I gonna go?
Başka nereye gideceğim
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am done 94
i am a doctor 102
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am trying 78
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am done 94
i am a doctor 102
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am trying 78
i am very busy 19
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am hungry 77
i am so sorry 2194
i am your father 86
i am sure 177
i am starving 62
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am hungry 77
i am so sorry 2194
i am your father 86
i am sure 177
i am starving 62