English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And apparently

And apparently traduction Turc

3,349 traduction parallèle
And apparently I'm in it.
Ve görünüşe göre sıcak suyu benim üzerimde.
It's a man's world out there, and apparently in here as well.
Dışarısı erkeklerin dünyası, anlaşılan burada da öyleleri var.
Well, technically, my character is Dr. Buttcrack, and apparently, I got my medical degree from Fartbutt State University.
Teknik olarak karakterimin ismi Dr. Popoçatalı ve tıbbi eğitimimi de Zartpopo Devlet Üniversitesi'nden almışım.
And apparently, after Harry died, Sid and Elsie got married and then left the area.
Söylenene göre, Harry öldükten sonra Sid ile Elsie evlenip bölgeyi terk etmişler.
If you must play with the staff, and apparently you must, try this.
Eğer illa ki bir şey oynayacağım diyorsan, sana en uygun olan bu. Bunu dene.
But according to him, she recently broke up with her long-term boyfriend- - a guy named John Hanson- - and apparently it wasn't pretty.
- Kapıcının dediğine göre John Hanson adında uzatmalı sevgilisinden yeni ayrılmış ve görünüşe göre pek dostça olmamış.
A low-level criminal named Nate Ryan had a vendetta against the groom, and apparently sought to terrorize the both of them - on their honeymoon.
Nate Ryan isminde basit bir suçlu damada karşı bir kin besliyordu ve belli ki balaylarında onlara terör estirmek için onlarla gitmiş.
I'm more animal than I am man - strike the punching machine, and apparently I broke some sort of world record.
Hayvanlaşmıştım resmen. Yumruk makinesine vurunca bir dünya rekoru kırmışım meğerse.
And apparently you think I'm too nice to do anything about it... but you're wrong.
Belli ki bu konuda bir şey yapmayacak kadar nazik biri olduğumu sanıyorsun ama yanılıyorsun.
Your mother traveled halfway across the world to get away from the Barnes / Ewing feud, and apparently, she didn't go far enough.
Annen Barnes-Ewing kavgasından kurtulmak için bütün dünyayı dolaştı, yeterince uzağa gidemediği çok açık.
- And apparently... look, guys. It's all okay.
Arkadaşlar, önemli değil.
Yeah, and apparently not even my friend.
Evet, görünen o ki arkadaşım da olamazsın.
And apparently one who's been waiting forty years for the honor.
Görünüşe göre bir tanesi bu şeref için 40 yıldır bekliyormuş.
And apparently, neither can you.
Belli ki sen de alamazsın.
The incessant chatting gives me a migraine, but some people do, and apparently, some of these little shows have fans that write articles.
Bitmek bilmeyen konuşma migrenimi azdırır ama bazı insanlar önemsiyor. Ve görünüşe göre bu küçük programların bazılarının yazılar yazan hayranları var.
And apparently, reading the same eight magazines the entire time.
Ve yıllardır aynı sekiz dergiyi okuyup duruyorsun galiba.
And apparently, so were you.
Ve görünüşe göre, sen de yanılmışsın.
And apparently my audience is willing to grow with me.
# Ve sen #
Apparently the men's room is a locale for a certain kind of assignation and the store detective's always going in there and looking under the stall.
Meğer erkekler tuvaleti belirli bir takım işler için buluşma mekânıymış. Mağaza güvenliği de sık sık tuvalete gidip alttan bölmeleri kontrol ediyormuş.
And I apologize, but it was sort of a retreat for my wife and I and, well, apparently I work too much.
Ve özür dilerim ama eşimle benim için inziva gibiydi. Anlaşılan çok çalışıyorum.
Apparently, there was some mix-up with his meds and she got off with a reprimand.
Anlaşılan bir ilaç karışıklığı olmuş ve kınama ile ucuz kurtulmuş.
Well, apparently it wasn't quite so cut and dried.
Yani, anlaşılan o kadar kesin değilmiş.
And also apparently afraid to tell me that.
Görünüşe göre bunu bana söylemekten de korkuyor.
Apparently, she liked Osbourne's mug and wrote him.
Görünüşe göre Osbourne'u görüp beğenmiş ve ona yazmış.
And also apparently bulletproof.
Ve görünüşe bakılırsa kurşun geçirmez.
Well, apparently they bought a bunch of nerve gas missiles and hid that expense in the budget.
Anlaşılan birkaç sinir gazı füzesi almışlar ve bu harcamayı bütçeye yedirmişler.
And when I started sobbing uncontrollably, apparently that struck a chord with quite a lot of people.
Ve ben kontrolsüz olarak zırlamaya başlayınca, anlaşılan bir sürü insanın ilgisini çekmişim.
You know, he's apparently got a concussion and a broken nose.
Beyin sarsıntısı geçirmiş. Burnu kırık.
[British accent] And a rather magnificent but apparently offensive cock, and you couldn't jerk it off.
Büyüleyici ama insanlar alındığı için asılamadığın bir sikin de olsaydı.
This is a bit difficult and strictly entre nous, but apparently the real reason Harry and Sid fell out was because Elsie, Harry's wife, had an affair with Sid.
Bunu söylemek biraz zor, kesinlikle aramızda kalsın ama Harry ile Sid'in ayrılmasının asıl sebebi Harry'nin karısı Elsie'nin Sid ile ilişkisi olmasıymış.
Has apparently killed with his bare hands, and a blunt object and a hunting knife and an assortment of firearms.
Çıplak elleriyle, keskin bir nesneyle av bıçağıyla ve ateşli silahlarla birini öldürmüş biri.
Apparently, he's a distant relative, and both my parents are English scholars.
Anlaşılan kendisi uzaktan akrabamızmış ve ve ebeveynimin ikisi da İngiliz akademisyenler.
Apparently they met in an environmental science class and became friends.
Anlaşılan çevre bilimi dersinde tanışmışlar ve arkadaş olmuşlar.
Apparently, his half has the good stuff where mine has the acknowledgments and "about the author."
Görünüşe göre ondakinde iyi yerler var bendekinde ise yazar hakkında bilgi ve teşekkürler var.
Well, apparently she was still just a bank teller and not yet a bank robber. I know, but it's not like Clyde took any hostages.
O zaman daha banka soyguncusu değil, veznedarıymış.
Apparently as soon as we'd gone, she came down the tree and she was tranquillised.
Anlaşılan biz gider gitmez ağaçtan inmiş ve hemen uyuşturulmuş.
I LIVE IN LOS ANGELES, AND APPARENTLY I HAVE A SMALL PENIS.
Los Angeles'ta yaşıyorum ve görüldüğü üzere küçük bir penisim var.
It's rare stuff apparently, and he traced it back to the brother's auto body shop.
Anlaşılan az bulunan bir şey ve bu şeyi kardeşinin oto tamirhanesinde buldu.
Now, I don't know a thing about it, which apparently is one of the symptoms, and it's so frustrating.
Tabi ben bunun hakkında hiçbir şey bilmiyorum, Bu da semptomlardan biriymiş, çok can sıkıcı.
When they seized it from this drug lord, he was apparently some hard-core Elvis fan, and when they turned it into a flop house for us, the name just kinda stuck.
Uyuşturucu patronundan evi aldıklarında adam açıkça ağır bir Elvis fanıydı. Burayı bizim için uygun bir eve çevirdiklerinde bu isim de takılı kalmış.
And Janet apparently thinks this is the perfect time to change her name.
Janet adını değiştirmesi için çok iyi bir zaman olduğunu düşünüyor.
Well, apparently, your father thinks that I'm being unreasonable, and that you should have your party, and it doesn't seem to matter what I say.
Görünüşe göre baban mantıksız davrandığımı düşünüyor. Benim söylediklerimi önemli görmeyip partini yapman gerektiğini düşünüyor.
And now perhaps you can explain why you have apparently been under hypnosis since dinner began.
Yemek başladığından beri neden aklının başında olmadığını şimdi anlatabilirsin belki.
Apparently, everyone rams into the Forum for the countdown and the gong banging.
Anlaşılan herkes geri sayım ve gong çalma için Forum'a doluşacak.
Apparently and'crazy about me.
Meğer bana çok aşıkmış.
Looks like they got the money and some jewels from the safe here and ran, but not before obliterating Mr. Bucher, apparently for the thrill of it.
Görünene göre, parayı ve birkaç değerli eşyayı çalıp kaçmışlar ama önce Bay Bucher'i zevkine öldürmüşler.
Apparently, last night's festivities included a rogue lady fan who somehow got my cell and left me a message professing her love for me and pizza.
Belli ki, geçen geceki şenliklerde hileci bir bayan da varmış. Ki kendisi, telefonumu arayıp bana ve pizzaya olan aşkını itiraf etti.
And Gabe, apparently.
Ve anlaşılan Gabe için.
Apparently they had massive gaps in the timeline at Belem and they wanna plug them using these.
Tarih kayıtlarında büyük boşluklar var ve kafandakini kullanarak bu boşlukları doldurmak istiyorlar.
Apparently the Lord came to him in these dreams and called him here and told him to open an orphanage nearby.
Burada dediğine göre, Tanrı rüyalarına girerek ona buraya gelmesini ve yakınlarında bir yetimhane kurmasını söylemiş.
Apparently, the Quantonium left in Ginormica system, absorbed the explosive Hyperium energy and reactivateed her powers and it did more than that.
Görünüşe göre, radyoaktif enerji Ginormica sistemine geri dönmüş, Hyperium patlayıcısının enerjisini emmiş ve güçlerini tekrar aktifleştirmiş. Ve bundan fazlasını yapmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]