And at traduction Turc
164,310 traduction parallèle
And at one point, he crossed the line.
Bir keresinde sınırı aşmış.
I had a shit day at work and I came over here to do the two things we love.
İş yerinde boktan bir gün geçirdim. Sevdiğimiz iki şeyi yapmaya geldim.
Rooster's working at Neumann's Hill and, uh, Colt knocked up that Roth girl and... and you and Maggie finalized that divorce.
Horoz, Neumann's Hill'de çalışıyormuş, Colt, Roth'ların kızını hamile bırakmış ve Maggie'yle resmen boşanmışsınız.
I was gonna get one of those hotdogs on the rollers, and then I realized I'm at the gas station and I'm gonna get one of those hotdogs on the rollers.
Mangalda yapılan sosislilerden alacaktım ama sonra benzincide olduğumu ve mangalda yapılan sosislilerden alacağımı fark ettim.
Well, it is Colt and Heather, so I might have a shot at that one.
Gerçi çocuk Heather'la Colt'un, yani o konuda bir şansım olabilir.
I just think everything with her parents and the baby and you guys hit her all at once.
Galiba anne babası, bebek ve siz üst üste geldiniz.
Take a left at the "Fuck Colt" water tower, a right on Mill Road, and if you hit the "Colt Sucks" barn, you've gone too far.
"Siktir Colt" su kulesinden sola dön, Mill Yolu'ndan sağa dön, "Boklu Colt" ahırına gelirsen çok gitmişsindir.
Oh, come on, he was fine. You drink a 12-pack and tell me that don't look like a real griffin coming at you.
Bir şeyi yoktu. 12 biradan sonra sen de üzerine bir zürafa geliyormuş gibi hissederdin.
You went to college, you got a great job, you don't live at home with your mom, your sister and her kids.
Üniversiteye gitmişsin, harika bir işin var, annen, ablan ve çocuklarıyla yaşamıyorsun.
I'm sittin'there at a place where you and I have been a thousand times before, and I'm thinkin'about how you always ordered the rib eye and a salad.
Seninle binlerce kez oturduğumuz bir yerde oturmuş, senin hep pirzola ve salata söylediğini düşünüyordum.
Beau, you gotta stop looking back at the last 40, and start looking ahead at the next 20.
Beau, son 40 yıla bakmayı bırakıp önündeki 20 yıla bakmalısın.
- Got you some snacks and sandwiches. - Okay.
Size atıştırmalık ve sandviç getirdim.
And every night, they seat you at a different table so you get to meet all kinds of new people.
Her gece yeni insanlarla tanışman için seni farklı bir masaya oturtuyorlar.
And your reward at the end of this rainbow of fun is being dropped off in Mexico?
Bu eğlence kumkumasının sonundaki ödül Meksika'da bırakılmak mı?
Well, most people are probably looking at the booze and I'm trying to look anywhere else.
Çoğu insan içkiye bakıyor, bense onun dışında her şeye.
You can come down and stay at the house tonight if you want.
İstersen bugün evde kalabilirsin.
I heard that you got put in jail for a bar fight and for driving the company truck drunk.
Bar kavgası yüzünden kodese atıldığın ve şirket kamyonetini sarhoş sürdüğün için diye duydum.
First, you give Rooster the huntin'cabin and now you're givin'him a job where he works at a bar and he gets to drink all day?
Horoz'a önce kulübeyi verdin, şimdi de barda çalışıp bütün gün içebileceği bir iş mi veriyorsun?
I mean, when you were born, the doctor slapped you to make you cry and you just laughed at him and peed in his face.
Doğduğunda doktor ağla diye kıçına şaplak atmıştı da sen gülüp adamın suratına işemiştin.
You ever wake up in the monkey pit at the zoo, covered in vomit and you're not sure whether it's yours or the monkey's?
Hiç hayvanat bahçesinde kusmuk içinde uyanıp senin mi maymunun mu kustuğunu bilemediğin oldu mu?
I loved the part where John Wayne rode the horse and shot the bad guy.
John Wayne'in at sırtında kötü adamı vurduğu sahneye bayıldım.
Oh, and I got an open house at school till 7 : 30.
Yedi buçuğa kadar veli toplantısı var.
You know, at Safeway, every team member is valued and respected.
Safeway'de her ekip üyesine değer veriliyor ve saygı duyuluyor.
She can't sell her bar and now her son is stocking shelves at the Safeway.
Önce barı satamadı, şimdi de oğlu Safeway'de raf diziyor.
When you watch a man kill another man, and then he turns and looks at you, his eyes soft, relaxed, almost satisfied, you know you're in the presence of a real killer.
Bir adamı başka bir adamı öldürüp izlersen, Ve sonra döner Ve sana bakıyor Gözleri yumuşak, Rahat, neredeyse tatmin,
Let me just drop you off at town hall and I'll go hide the film.
Bırak alayım Belediye binasında seni kapalı Ve ben filmi gizlemek için gideceğim.
I've been at city records, and couldn't find what I was looking for over there and it would be so helpful...
Şehir kayıtları yaptım. Bulamadım Ne aradığım orada Ve bu çok yardımcı olur...
We would not be at all offended if you wanted to leave us and go talk to him.
Bizi bırakıp onunla konuşmaya gidersen hiç gücenmeyiz.
You know, maybe check out the new food court at the mall, or the churro spot next to the police station, or really anywhere else extremely public and well-lit.
Mesela, alışveriş merkezinin yeni restoranları veya polis karakolunun yanındaki tatlıcı veya gerçekten kalabalık ve aydınlık olan herhangi bir yer.
You actually think Batman is gonna look at you, a middle-aged man who pulled his back last week sneezing, and say, "Hey, there's my new Boy Wonder"?
Gerçekten Batman'in geçenlerde hapşırırken sırtını incitmiş orta yaşlı bir adama bakıp "Hey, işte yeni harika çocuk" demesini bekliyorsun?
I got us a campus map, and look at this... my old college frat has a chapter here!
Kampüs haritası aldım. Şuna baksana. Eski üniversite öğrenci birliğimin de burada bir bölümü varmış.
Just go ask her if she was at the recital, and then tell her off if she says yes.
Gidip resitalde miydi diye sor, evet derse de ağzının payını ver.
Last year, I was doing differential topography at Cal Tech, and now I sketch leaves in milk foam for adult skateboarders.
Geçen yıl Cal Tech'te diferansiyel topoğrafya hazırlıyordum. Şimdiyse yetişkin kaykaycılar için süt köpüklerine yaprak çiziyorum.
You know? I look at people and I just instinctively know their size.
Birine baktığımda ne kadar "şişko" olduğunu anlarım hemen.
He's really... he's creative and sensitive, and he gets picked on a lot at school.
Çok yaratıcı ve duyarlıdır. Okulda da çok sataşıyorlar ona.
In Colombia, when the old man starts yelling at the mail, we put them on a sandbar and wait for the tide to come in.
Kolombiya'da yaşlı adamlar postalara bağırmaya başladığında onları bir sahil kordonuna koyup gelgitin gerçekleşmesini bekleriz.
If you don't come home smelling of light beer and chlorine, do not come home at all.
Eve az alkollü bira ve klor kokmadan gelirsen hiç gelme.
It's pretty hard to concentrate with all the bathroom crying and the half-eaten chocolates getting hurled at the wall.
Tuvaletlerden gelen ağlama sesleri ve yarım yenmiş çikolataların duvarlara fırlatılması arasında işe konsantre olmak zor oluyor.
Oh, and Lily gets to stay up a little later tonight because she had a big-girl moment at school.
Lily bu gece biraz daha geç yatabilir çünkü bugün okulda çok mühim bir şey yaşadı.
You repaid the effort by making a reservation at a truck stop and dressing up like Tom Sawyer.
Sense bunca çabama bir tır durağında rezervasyon yaptırıp Tom Sawyer gibi giyinerek karşılık verdin.
And we also really do have a reservation at that really nice place down the street.
Ayrıca sokağın aşağısındaki çok güzel bir yerde rezervasyonumuz var cidden.
I say the contestants'names, and I announce the winners at the end.
Yarışmacıların adlarını söylüyorum, sonunda da kazananları duyuruyorum.
And this ain't Leo at the Oscars.
Oscar törenine giden Leo değilsin.
And also the kitchen closes at 10 : 00 tonight, so you may not even make it.
Mutfak da onda kapanıyor, yetişemeyebilirsiniz.
No. Not at all. And by the way, I'm the girl.
Bu arada, kız olan benim.
Like, you're at the spa, and you went into the wrong room and just walked in on a roomful of "Pinos" in a steam shower?
Mesela kaplıcadasın, kazara Pino'larla dolu bir buhar banyosuna girmedin mi?
I'm sitting there, looking at her, and then just staring at that gigantic engagement ring.
Ona bakıyorum, sonra kocaman nişan yüzüğünü görüyorum.
I want to pick you up and carry you away from Pino and toss you in the ocean and then give you kissies.
Seni kucağıma alıp Pino'dan uzaklara götürmek, okyanusa atıp öpücüklere boğmak istiyorum.
Well, don't say some shit like that and not tell me.
Bok atıp sonra geri çekilme.
And he was like, "You want to go home and bang that loser husband of yours? Or do you want to spend a legendary night at Casa de Jeff?"
O da "Eve gidip acınası kocanla mı sevişmek istersin yoksa casa de Jeff'te efsanevi bir gece geçirmek mi?" demiş.
You have your fun with me, and you're done, and you just toss me aside.
Benimle keyfine baktın, işin bitince de kenara atıyorsun.