English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And don't call me

And don't call me traduction Turc

743 traduction parallèle
- And don't call me sergeant.
- Bana çavuş deme.
Why don't you call me and find out?
Neden bahsi kabul edip öğrenmiyorsun?
And don't call me "sugar."
Bana tatlım da deme.
- And please don't call me Pinky.
- Lütfen bana Pinky deme.
- Get me some bicarbonate of soda, and don't call me "Doctor."
Biraz soda getir, ayrıca bana Doktor deme.
And don't call me captain.
Ve bana yüzbaşı deme.
And don't call me Lombard.
Lombard da deme.
And don't call me copper!
Ve bana da aynasız deme.
One business, and that don't call for me to put 200 quid into another man's game.
200 pound yatırmam gereken bir işe girmem ben.
And don't call me "Pencil-Pusher".
Ve bana Katip deme.
And don't call me Mr. Smith.
Bana Bay Smith deme.
- And don't call me "ma'am."
- Ve bana "hanımefendi" diyip durma.
Now please leave me alone and don't call me again, ever.
Lütfen beni rahat bırakın ve asla aramayın.
And don't call me boss.
Bana patron demeyin.
- And don't you ever call me a Polack!
Bir daha sakın bana Polak deme!
Well, why don't you check with the mechanic and call me back?
Niye tamirci ile beraber arabayı kontrol ettikten sonra beni aramıyorsun?
Will you call me the minute you see him? Yes, I will, and don't worry.
- Onu görür görmez arar mısın?
And don't call me that again.
Bir daha da bana kiralık katil deme.
And I don't like taking orders from people that call me boy and think because they give me a tip it makes up of whatever feeling - -.
Delikanlı diye çağırılıp emir verilmesinden nefret ediyorum. Niye, çünkü bana ufak bir bahşiş vermiş. O an neler hissediyorum bir bilsen.
I really hope you find happiness, and if you're ever in need of anything, like someone to love, don't hesitate to call me.
Umarım gerçekten mutlu olursun. Olur da, bir şeye ihtiyacın olursa sevecek biri gibi mesela, tereddüt etmeden ara.
And, please, don't call me Veronica.
Ve lütfen, bana Veronika deme.
So don't haste to call me and old man, my friend.
" Beni aramak için acele etme, ve yaşlı adamı, dostum.
Don't all look so alarmed! You don't have to call a lawyer and have me committed.
Bir yargıç çağırıp beni cezaya çarptırmak zorunda değilsiniz.
And don't call me rummy anymore!
Sakın bana bir daha ayyaş diyeyim deme!
And don't nobody call me Top Soldier no more.
Ayrıca bir daha hiç kimse beni "Kahraman Asker" diye adlandırmasın.
But it's so funny, I tell you, when they call me Katharine, lots of times I can't tell the difference and I don't answer.
Bana Katharine dediklerinde üzerime alınmam.
- And don't you dare call me Kate.
- Ve bana sakın "Kate" diye seslenme.
And you'll hear from me if you don't call! How's that?
Aramazsan canını yakarım ama!
Call your butler, why don't you, and have him escort me to the door.
Uşağını çağır da, bana kapıya kadar eşlik etsin.
And don't bother to call me.
Ve beni arayıp rahatsız etme.
Yes, that is exactly what I mean, and don't dare call me here again.
Evet, kastettiğim kesinlikle bu. Bir daha da beni buradan aramaya kalkışma.
And don't call me here.
Ve beni bir daha buradan arama.
And don't be damn fool enough not to call me because it'll just take a little bit longer and then they'll get him.
Sakin beni aramama aptalligini yapma çünkü onlarin onu ele geçirmesi sadece biraz daha zaman alir.
Miss Easton, don't you think it's about time I called you Chris and you call me Steve?
Bayan Easton sence de artık benim sana Chris senin de bana Steve deme zamanı gelmedi mi?
And don't call me sir.
Bana da "efendim" deme.
And please don't hesitate to make use of my name and, uh, please call me if ever you need me.
İhtiyacın olduğunda adımı ve telefon numaramı biliyorsun. Aramak için çekinme. Ara beni.
And in the future, Susan, don't call me at 4 a. M... unless it's as important as this call.
Bundan sonra beni sabahın 4'ünde arama Susan... tabii böyle önemli konular hariç.
And I also don't want you to call me by my first name anymore.
Ah evet, bu konuda... Benimle bir daha senli benli olmanı istemiyorum!
Get up, and don't call me that now.
Kalk ayağa, önce iyileşmen lazım.
- And don't call me "Ma."
- Bana "Anne." deme.
If my feet don't get cold and my legs will stay under me I aim to kill them. I don't call that a passion.
Ayaklarımın üzerine basabildiğim sürece onları öldürmeyi düşüneceğim.
So don't wait for me, and call me no more!
Artık beni bekleme ve arama!
Listen, why don't you take my phone number here and call me on Sat...
Bakın, size telefon numaramı vereyim. Beni cumartesi arayın.
And don't call me Dim no more, either.
Ve bana da artık Dim deme.
He chased me down the mountain at- - at nearly 90 miles an hour, and I don't- don't know what else you'd call it.
Beni tepeden aşağıya neredeyse... 90 mil hızla kovaladı ve buna başka ne denebilir bilemiyorum.
And don't call me Judas!
Sakın bana hain deme!
If you don't, me and everybody else in town is gonna call you a yellow dog.
Çıkmazsan, kasabadaki herkesle birlikte sana korkak köpek diyeceğim.
And don't call me names!
Ayrıca bana isimler takma!
Now I don't want to kill you, Quincey, but by god's own eyes, I will, right here and now, where you stand if you call me to it.
Bak seni öldürmek istemiyorum Quincey, ama beni buna zorlarsan Tanrı'ya yemin ederim ki gözünün yaşına bile bakmam! Kalacak mısın?
You don't call me a rat and get away with it!
Bana pislik diyemezsin, bunu yapmana izin vermem. Bana pislik dedin.
Just take care, and if you think of any more things for me to do, don't hesitate to call.
Kendine iyi bak... yapmamı istediğin başka şeyler varsa... çekinmeden ara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]