And kids traduction Turc
16,750 traduction parallèle
Step away from the edge or we will shoot! Ohh! My wife and kids are out there.
Kenardan uzaklaşın, aksi taktirde ateş edeceğim! Ohh! Karım ve çocuklarım dışarıda.
I'm gonna contact your wife and kids, let them know where you are, all right?
Eşiniz ve çocuklarınızla iletişime geçip, nerede olduğunuzu haber vereceğim, tamam mı?
Meese has a wife and kids.
Meese'nin eşi ve çocukları var.
Oh look, the mom and kids are leaving the house now.
Bak, anne ve çocuklar şimdi evi terk ediyor.
Please sister, his wife and kids have only lived off hope till now.
Lütfen abla, onun karısı ve çocukları şimdiye kadar onun hayali ile yaşadılar ya.
What is this obsession that we have with testing and categorizing our kids?
Çocuklarımızı test etme ve sınıflandırmayla olan takıntımız nedir?
When I first started out, I had my show on Charlotte Cable Access, and I thought it would be fun to do a segment for the kids.
İlk başladığım zamanlarda, Charlotte kablolu yayınında programım vardı. Çocuklara bir bölüm ayırmanın iyi olacağını düşünmüştüm.
The kids have got school, and my class got moved'till tomorrow,
Çocukların okulu var, benim dersim de yarına kadar yok.
With the kids and...
Çocuklar var...
Ghost can be a lying, sometime-y motherfucker, but he is still the father of my kids, and I need to protect him, even from himself.
O amına çaktığımın adamı bana yalan söyleyebilir yine de çocuklarımın babası, onu korumam gerekiyor, kendinden bile.
We were just kids and he ran off.
Daha küçük çocuklardık ve o öylece kaçtı.
And who is looking after our kids?
Peki çocuklarımıza kim bakacak?
Let's go upstairs and wake the kids up.
Hadi yukarı çıkıp çocukları uyandıralım.
I was visiting Allen and Jodie's graves, Frank's kids killed in a car crash.
Araba kazasında ölen Frank'ın çocukları Allen ve Jodie'nin mezarlarını ziyaret ediyordum.
For a proper length of time, you, me and the kids, just...
Uygun bir süre için, sen, ben ve çocuklar, sadece...
He parked. And if I act badly, the kids are the only ones who suffer.
Eğer kötü davranacak olursam, bu işte acı çekecek tek taraf çocuklar olacak.
And a network of spotters... kids mainly.
Ve çoğunlukla çocuklardan oluşan bir gözcü ağı.
And what about your kids?
Peki ya çocuklarınız?
Certain types of people as teachers, around kids... once you know for certain those certain types of people are those certain types of people... I mean I would consider myself a Christian and a liberal, but...
Belli insanlar çocukların yanında öğretmen olarak, o belli insanların, belli insanlar olduğu kesin olarak öğrendiğinde, yani ben kendimi Hristiyan ve liberal olarak görüyorum ama...
Providing for you and the kids is a priority, which is why I can't miss the meeting.
Sana ve çocuklara bakmak daha da büyük bir öncelik o yüzden toplantıyı kaçıramam.
After hearing your conversation this morning and knowing how much you miss the kids, it seemed like the right thing to do.
Bu sabahki konuşmanı duyunca ve çocukları çok özlediğini de bildiğim için yapılacak doğru bir şeymiş gibi geldi.
We have to do better and be better than the kids at school.
Bizim okuldaki çocuklardan daha iyi olup daha iyi şeyler yapmamız lazım.
Oh, here's one of me and my kids at the beach.
Bunda ben ve çocuklarım sahildeyiz.
Your kids need me, and not just in the mornings, so just man up and admit it.
cocuklarinizin bana ihtiyaci var. Sadece sabahlari da degil. Sadece adam olun ve bunu itiraf edin.
Why do we all have to sit around and watch our kids play?
Neden birlikte oturup çocuklarımızın oyun oynamasını izlememiz gerekiyor?
I didn't just drop you kids off and walk away.
Sizi oraya bırakıp hemen gitmedim.
- I have to get to my kids, man. Ladies and gentlemen, please back up.
Bayanlar ve baylar, lütfen geri çekilin.
Me, when I had to tell my kids who are stuck here that I have no idea when they get to go home, and you know what would make all of that just a tiny bit better?
Burada sıkışıp kaldığımızı oğluma söylemek zorunda kalan, ve ne zaman eve döneceğimiz hakkında en ufak fikri olmayan ben. Bunları ne daha katlanılabilir hale getirirdi biliyor musun?
And then she'll roll her eyes like kids do at their parents'boring stories.
Ve o da ailelerinden sıkıcı hikayeler dinleyen diğer çocuklar gibi gözlerini devirerek dinleyecek.
I mean, Teresa and Xander are kids.
Yani, Teresa ve Xander zaten çocuk.
When Cinco and me were kids, we'd steal two or three pulls off my mama's stash, and we'd get lit.
Cinco ve ben çocukken, annemin zulasından para aşırır, gider kafayı bulurduk.
Yeah, and you were abused and neglected and saddled with the burden of raising five kids in that house.
Ama o evde seni suistimal ettiler, ihmal ettiler ve beş çocuğu büyütme yüküyle baş başa bıraktılar.
We were friends as kids down in Brennan, and I hadn't... hadn't seen him for years.
Küçüklüğümüzde Brennan'dayken arkadaştık ve onu yıllardır görmüyordum.
And then... I was sleeping, and you kids were in the kitchen...
Sonra ben uyuyordum, siz mutfaktaydınız.
Well, the whole California music scene up and moved to Nashville when I wanted to have kids.
Tüm California müzik dünyası da kalktı Nashville'e gitti ben çocuk isterken.
See, me and my missus, we never got around to having kids.
Ben ve eşim hiç çocuk meselesine girmedik.
You know, Daddy, lots of women work and have kids these days.
Baba, biliyorsun günümüzde birçok çocuklu kadın aynı zamanda çalışıyor.
Yeah. I got two kids, eight and ten.
Evet. 8 ve 10 yaşlarında iki çocuğum var.
A fat, obnoxious, know-it-all cop with alimony payments and two kids who won't even fucking talk to him?
Nafaka ödeyen ve iki çocuğu da ilerde kendisiyle konuşmayacak şişman, çirkin ve ukala bir polissin.
I know John sent you and the kids away.
John'un seni ve çocukları gönderdiğini biliyorum.
Or if I go blind and can't see my kids'faces?
... ya da kör olursam ve çocuklarımın yüzünü göremezsem?
It's the same freedom that allows you to teach wearing that silly beanie and those Crayola-colored kids out there to go to school together.
Ders anlatırken kafana o mal şapkayı takmana izin veren de aynı özgürlük şu Crayola suratlı çocukların aynı okula gelmesine izin veren de.
What- - what about Tyler and the kids?
Tyler ve çocuklar ne olacak peki?
I need to know that Diana and the kids are taken care of.
Diana ve çocukların sahipsiz kalmayacaklarını bilmem gerek.
You know there's nothing I wouldn't do for you and the kids, don't you?
Sen ve çocuklar için yapmayacağım hiçbir şey yok, biliyorsun değil mi?
He used to take the kids to, um... Ben's Chili Bowl every Sunday afternoon and get them hot dogs.
Her Pazar öğleden sonra çocukları Ben's Chili Bowl'a götürürdü.
You know, a bunch of the kids at the center are talking about Fost and Found.
- Evet. Bir sürü çocuk, merkezde Fost ve Found'u konuşuyor.
She told his wife and his kids and he had a breakdown.
Karısına ve çocuklarına durumu anlatmış ve sonra da çöküş yaşamış.
Oh, uh, three kids, husband, husband's parents, oh, and me.
Üç çocuk kocam, kocamın ailesi, bir de ben varım. - Vay canına.
She and my kids are on a girls'day out.
Çocuklarımla beraber kız kıza dışarı çıktılar.
The kids got there first, Jane and Martin, and then Rupert got injured.
Önce çocuklar geldi Jane ve Martin sonra Rupert yaralandı.