And then he traduction Turc
19,905 traduction parallèle
GPS has him heading north about a mile away from the hospital and then he stops.
GPS hastanenin 1,5 kilometre kuzeyine gidip durduğunu gösteriyor.
And then he, um... he stuffed them in the corner as like a... as a joke.
Ve çocuklarını... Köşeye yığılmış şekilde çizmiş... Şaka olsun diye.
And then he split.
Sonra gitti.
I guess he asked about my dad's rich friends, and then he asked about working for Alicia. - And that was it?
Babamın zengin dostlarından bahsetti ve Alicia ile çalışmanın nasıl bir şey olduğunu sordu.
And then he took my hand, and he put it on himself.
Sonra elimi aldı kendine değdirdi.
And then he hit me.
Sonra bana vurdu.
And then he put his hand over my mouth and he got on top of me.
Elini ağzıma koydu ve üstüme çıktı.
I'm gonna show them, " and then he came downstairs.
Göstereceğim onlara, " ardından alt kata indi.
So she cooks some eggs and then he made her breakfast.
O yumurta pişirmiş diğeri de kahvaltı niyetine yemiş.
He takes out of the register at the end of the day, he keeps what he needs and then he takes the rest to the bank.
Günün sonunda kasadan alıyor. İhtiyacı olanı alıyor gerisini bankaya götürüyor.
And then he had to get surgery, but that was his fault because- - yeah, yeah, and I had to listen to them talk about how great they are and, like, how they're doing this artist residency
Sonra o ameliyat olmak zorunda kaldı ama bu onun hatasıydı çünkü... Evet ve ben de onların ne kadar harika olduklarını dinlemek zorundaydım ve Barselona'da nasıl sanatçılık eğitimi aldıklarını falan her şeyi dinlemek zorundaydım.
The night of the Red Reef Motel, Danny kills one of Lowry's guys, and then he goes to your family's inn, right?
O gece Red Reef Motelde Danny, Lowry'nin adamlarından birini öldürüyor ve sizin otele geliyor, doğru mu?
He brings you in, asks you a bunch of questions, and then he tries to turn you against me.
Dur tahmin edeyim. Seni çağırdı, bir sürü soru sordu sonra da seni bana karşı doldurmaya çalıştı.
And then he took me home, and he gave me his sweater to cover up the stolen top, and he told you that he'd picked me up from school and taken me to the club for a soda.
Sonra da beni eve götürdü. Aşırdığım üstü örtmek için kazağını verdi ve sana beni okuldan alıp kulübe kola içmeye götürdüğünü söyledi.
He woged, and then he attacked me.
Woga yaptı ve bana saldırdı.
My mom went over there. And then he paid me all of it.
Annem konuşmaya gitti sonra paramın tamamı ödendi.
And then he had a continuing ed dinner at a restaurant in midtown.
Sonrasında şehir merkezinde bir restoranda yemek yerdi.
Yeah, when he gets out, we're gonna move him to a secure wing and then post SWAT outside his door.
Evet, ameliyattan çıkınca onu güvenli bir odaya alıp kapısına SWAT yerleştireceğiz.
And if I do this, then he'll let Josie go?
Peki özür dilersem Josie'yi bırakacak mı?
- What, and just because I work harder and I stand to make more, then he benefits?
- Nasıl yani, ben daha çok çalışıp... daha fazla kazanırsam bu onun yararına mı oluyor?
Aaron and I broke up while I was pregnant, but then he got deployed, and I figured that it was over forever.
Aaron ile ben hamileyken ayrılmıştık ama sonra o orduya sevk edildi ve ben de ilişkimizin kökten bittiğini sanmıştım.
Then he opened his mouth and said something just before he died.
Sonra tam ölmeden önce ağzını açıp bir şeyler söyledi.
And then in the follow-up notes it says that after his treatment here, he went out and met someone, a nice girl, and now they're engaged.
Takip notlarında buradaki tedavisinden sonra sokağa çıktığı ve hoş bir kızla tanıştığı ve şimdi nişanlı oldukları yazıyor.
They tell me the guy's a moderate, he can't be bribed, and then out of the blue, he wants a suitcase full of fucking cash.
Adamın ılımlı olduğunu söylediler, rüşvet almıyormuş. Sonra birden bire içi para dolu bir çanta istedi.
I was playing football, at the top of my game, and then... Dad called and said he needed some help at home, so I, uh, decided it was time to be MVP of life and not just football.
Futbol oynuyordum, en formumda dönemimdeydim ama sonra... babam aradı ve evde yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi, sonra ben de futbol yerine hayatın en değerli oyuncusu olmaya karar verdim.
We had all gone to bed, and then Will, my son, he called out for help.
Herkes yalnız odasına gitti ve Will oğlum yardım istedi.
Then that crazy fucker came and cut her, and he tried to kill her and me both.
Sonra şu pezevenk yüzünü kesti ve ikimizi de öldürmeye çalıştı.
Because I'm not positive, and if I kill Lee and George is involved, then he'll have time to recruit another assassin, and we... we still don't know if there's a second shooter or not.
Çünkü emin değilim ve Lee'yi öldürürsem ve George işin içindeyse başka bir suikastçı bulmak için vakti olacak. Ayrıca hala ikinci bir suikastçı olup olmadığını bilmiyoruz.
I didn't believe he was serious, and then, when I woke up this morning, I couldn't get it out of my head.
Ciddi olduğuna inanmadım ama bu sabah kalktığımda söylediklerini kafamdan atamıyordum.
And then he says what?
O ne diyecek?
And he worked his way up, so you can work your way up and then someday, right?
Zamanla yükseldi yani sen de zamanla yükselip olabilirsin, değil mi?
His girlfriend was driving, he got out of the backseat of the car, and then I heard this bang.
Aracı kız arkadaşı kullanıyordu. Sonra adam arka koltuktan indi ve bir gümbürtü duydum.
He showed up... after Danny was gone, and no one even knew he existed until then?
Danny'nin ölümünden sonra ortaya çıktı o zamana kadar kimsenin varlığından bile haberi yok muydu yani?
Then he goes behind my back and starts dating you? He's the one who really has done wrong.
Sonra arkamda iş çevirip seninle çıkmaya mı başlamış?
And then I learned things, ways in which he destroyed people's lives that I could never understand or imagine.
Asla anlayamayacağım ve hayal dahi edemeyeceğim şekilde insanların hayatını yok etme yöntemlerini daha sonra öğrendim.
And then when they're done, he goes and he's president and she goes and, you know...
İşleri bittikten sonra o gidip Başkanlık yapıyor kadın da gidip -
So he comes over and works and, um, usually takes his shirt off after a while, and when you look at a man's 84-year-old body and you see the skin turn red and then sweaty with the work that he's doing
İş yapmaya geldiğinde genelde bir süre sonra gömleğini çıkarırdı. Adamın 84 yıllık vücuduna, kırmızıya dönmüş cildine baktığında ve hayatı boyunca yaptığı gibi işiyle uğraşırken ter kana battığını görürdün.
When I laid down on the bed, it made this noise, and he's in the room right below me, and I hear the brush stop when the bed creaks and then start again, and I start running my hands...
Yatağa uzandığımda bir ses çıktı ve o da hemen altımdaki odada. Yatak gıcırdadığında fırçanın durduğunu duydum. Sonra gene başladı.
And then I hear, like rustling of clothes and then nothing, and- - and I know that he's sitting in that chair, not moving, and that's all that I know.
Sonra kıyafetlerinin hışırtısını duydum ve sonra kesildi. O an sandalyede oturduğunu hareket etmediğini biliyorum, tek bildiğim bu.
And then in November, the industrial control system sort of expert in Holland contacted us... And he said all of these devices that would be inside of an industrial control system hold a unique identifier number that identified the make and model of that device.
Sonra Kasım ayında, Hollanda'lı bir endüstriyel kontrol uzmanı bize ulaşıp,... bu tür endüstriyel kontrol ünitelerindeki cihazların,... marka ve modelini belirten özel birer sayı içerdiğini söyledi.
Then Robert Gates, Secretary of Defense, reviewed this program and he said, this program shouldn't be in the defense department.
Sonra savunma bakanı Robert Gates, programı yeniden gözden geçirdi ve, "Bu programın yeri Savunma Bakanlığı değil"...
That operator then goes down to Natanz and he plugs in his USB key, which has some code that he needs to update into Natanz, into the Natanz network, and now STUXnet is able to get inside Natanz and conduct its attack.
Sonra bu operatör Natanz'a gidecekti ve içinde Natanz ağındaki güncellemeleri içeren,... USB'sini tesisteki sisteme bağlayacaktı ve bu sayede STUXnet Natanz ağına bulaşıp,... saldırılarına başlayacaktı.
- Then, he'll compile them, then he and a panel will stage testimonial re-enactments for the county assessor.
- Bu öyküleri derleyecek. Sonra özel bir heyetle beraber ilçe uzmanı için öyküleri canlandıracak.
Then he started selling things and I realized, "This is going to stick."
Sonra bir şeyler satmaya başladı, ben de bu işin kalıcı olduğunu anladım.
So, now, you know, Jackson thinks that everything outside is a bear, and he's rigged the entire property with bear traps that blast "Welcome To The Jungle" if you trip them off, and I'm out chasing Cogburn, our rooster, and then voilà!
O yüzden Jackson artık dışarıdaki her şeyi ayı sanıyor. "Welcome to the Jungle" çalan ayı tuzaklarını bütün araziye kurdu. Ben de bizim horoz Cogburn'ü kovalarken tuzağa düşüverdim!
- then he gets tired and falls asleep.
- Sonra yorulup uykuya dalıyor.
Then he woged. And came at me.
Sonra woga yaptı ve bana saldırdı.
Then it is possible, and he's somehow... He's manifesting it differently than he would if he was a Blutbad.
O halde bir şekilde bunu bir Blutbad'tan farklı şekilde gösteriyor.
Um, he tends to... forget things, and then...
Sürekli bazı şeyleri unutmaya meyilli -
He told me it started out small- - he just needed to make some extra money on the side- - but then they kept wanting more and they threatened to hurt him if he stopped.
Başlarda az miktarlarda başlamış- - yandan ek gelir peşindeymiş sadece- - ama sonra adamlar daha çok istemişler ve eğer vermezse ona zarar vermekle tehdit etmişler.
He's the type of guy who would put your head in a toilet and then flush it.
Kafasını tuvalete atıp sifonu çekmek isteyeceğin tiplerden bu.
and then he died 39
and then he just 17
and then he says 22
and then he said 61
and then he disappeared 21
and then he left 28
and then he was gone 19
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then he just 17
and then he says 22
and then he said 61
and then he disappeared 21
and then he left 28
and then he was gone 19
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and then we 52
and then you 113
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then finally 32
and then i said 46
and then what happened 169
and then some 118
and then what 920
and then we 52
and then you 113
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then finally 32
and then i said 46
and then what happened 169