At that age traduction Turc
1,017 traduction parallèle
At that age life doesn't seem so precious.
O yaştayken hayat insana pek kıymetli gelmez.
- At that age, caring about temperature.
- Bu yaşa gelmiş, hâlâ sıcaklığı mı düşünüyorsun?
They're so intense at that age.
Bu yaşta öyle gergin oluyorlar ki.
At that age you're always in love aren't you?
O yaşlardayken hep aşık değil miyizdir?
At that age I could not understand.
O yaşta ne bilir insan?
And Eloise is at that age...
Eloise de öyle bir yaşa geldi ki...
At that age, it is difficult to control their steps.
Gençlik başında duman, bulmamız kolay olmayacak.
Who the hell notices at that age?
O yaştaki çocuklar ne anlar?
I see here that you never took up a scholarship you won to the university at a fantastically early age.
Görüyorum ki, üniversiteyi çok genç yaşta kazanmanıza rağmen bursu almamışsınız. Neden?
Well, yes, I should say so... because when the full story of her career came out... it was realized that she must have started at the age of 10.
Evet, öyle denebilir çünkü işlediği cinayetler ortaya çıkınca öldürmeye on yaşında başladığı anlaşıldı.
At my age, I feel that more and more.
Benim yaşıma gelince, bunu gittikçe daha çok hissediyorsun.
At your age, do you think it's wise to get yourself upset like that?
Senin yaşında, kendini böyle huzursuz etmenin akıllıca olduğunu mu sanıyorsun?
- At your age, I never spoke that word.
- Senin yaşında bunu asla söylemezdim.
Well, Henry's just at that dangerous age.
Şey, Henry sadece o tehlikeli yaşta.
Even at my age, I couldn't help but reflect on my younger days although that was such a long time ago.
Bu yaşımda olmasa da gençliğimde ben de sevgimi belli ederdim gerçi üzerinden uzunca bir süre geçti.
It's said at her age... that dance called...
Deniliyor ki, onun yaşında, şu dans var ya hani...
At my age, I know better than that.
O kadar aklım var herhâIde.
He's at that certain age.
O şu bilindik yaşta.
I want everybody to know that Alfio Magnano... at the age of 60, still has women.
60 yaşındaki Alfio Magnano'nun hala kadınlarının olduğunu... herkesin bilmesini istiyorum.
I want that all Catania knows... that Alfio Magnanno, at the age of 60, still has women.
Tüm Catania'nın bilmesini istiyorum... 60 yaşındaki Alfio Magnano'nun hala kadınları var.
You would think that a healthy woman her age would have a husband or at least an admirer but she hasn't, and she never has had.
Onun yaşında bir kadının kocası olur ya da ne bileyim en azından bir sevgilisi, ama onun yok.
I couldn't go through that again, not at my age.
Bu yaşta bunu bir daha yaşayamam.
And all bear witness to an age long gone of major collisions which do not happen at that scale and frequency anymore.
Ve hepsi, bugün olduğundan daha sık ve daha büyük çarpışmaların olduğu bir döneme tanıklık etti.
Elizabeth is at that difficult age and you frightened her.
Elizabeth hassas bir yaşta. Siz de onu ürküttünüz. Öyle mi?
Why is it, at your age, that you have no ambition?
Neden bu yaşta hiçbir şeye hevesin yok?
I understand that at your age, you don't feel like marriage.
Anlıyorum, sizin yaşınızda evlilik fikri hoş değildir.
It's true, at the age of 12, I did have an experience with the housekeeper that left an indelible impression on me shocked my mother no end and cost the poor girl her job.
Bununla birlikte bir şey var ki 12 yaşımda hizmetçiyle üzerimde kalıcı bir iz bırakan annemi şaşırtan, kızın boş yere işsiz kalmasını sağlayan bir tecrübem oldu.
Drunk at your age. You've plenty of time for that later.
Henüz çok küçüksün, içki içmek için daha çok beklemen gerekir.
I always think it very ironical... that the male of the species reaches his sexual peak at the age of 14. Mmm.
Türlerin erkeklerinin cinsel anlamda zirveye 14 yaşında ulaşmaları bana hep kaderin bir cilvesi gibi gelmiştir.
Uncle Gerald shouldn't send you away like that by yourself at your age.
Gerald Amca seni bu yaşta tek başına bırakmamalı.
I've spent a lot of time thinking that it makes little difference whether one dies at the age of 30 or 70.
İnsanın 30 ya da 70 yaşında ölüp ölmemesinin çok bir şey ifade etmediğini düşünerek epeyce zaman geçirdim.
A poor sick lady... - alone in that big house, at her age.
O büyük evde, o yaşta hasta ve yalnız.
Look Simon, I think you will admit that, whilst Rex and I have been your closest friends for more than ten years now, we have never at any time stressed our age or our greater experience.
Simon, Rex'le benim 10 yıldır senin en yakın arkadaşların olduğumuzu kabul et. Yaşımızı veya engin tecrübemizi hiç vurgulamadık.
At the age of 24, he made the duotronic breakthrough that won him the Nobel and Zee-Magnees Prizes.
24 yaşındaki başarısıyla Nobel ödülü almış.
That's a foolish age to be at. I thought you were 40.
Deli bir çağ. 40 sanmıştım.
This day was henceforth known as the Rafle du Vel d'Hiv. At that time, the Germans had only planned on arresting people over 16 years of age.
Güzel bir yaz gününde, Paris polisi S.S. ve işgal topraklarındaki Gestapo gözetimi altında başkentte Yahudi tutuklama günü tertip etti.
How could a boy of my age, raised in the environment in which I was raised, be anything other than a devoted anti-Communist, when all the papers that I read at the time were constantly running photos of nuns who had been gunned down,
Bir kuşak Cezayir savaşıyla büyüyorken ve bununla ilgiliyken biz daha çok İspanya'daki savaşla ilgileniyorduk.
No, her death at so young an age will let the people know for certain that our life cycle can be changed.
Hayır, ölümü, halkın, yaşamlarımızın değiştirilebileceğini anlamasını sağlayacak.
But how delightful to discover at my age that I can still wrestle.
Ama benim yaşımda hâlâ güreşebildiğimi öğrenmek çok hoş.
That's not surprising at her age.
Onun yaşında pek şaşırtıcı değil.
Not many men are that lucky at his age?
Pek çok erkek onun gibi şanslı değil.
At the age of five, by carefully observing a neighbor's house, he deduced that babies were brought not by the stork, but by the mid-wife, in her satchel.
Beş yaşında, bir komşuyu gözetledikten sonra, bebekleri leyleklerin değil, ebelerin çantalarında getirdiği sonucuna vardı.
I should've had my mouth washed out with soap awful if I'd told fibs like that at your age.
Ben senin yaşındayken böyle şeyler söyleseydim ağzıma sabun doldurup yıkarlardı. Tanrı biliyor ya ben de doldururum!
You shouldn't say things like that at your age.
Bu yaşta böyle şeyler söylememelisiniz.
You oughta be ashamed of yourselves, actin'like that at your age.
Yaşınıza uygun davranmadığınız için ikinizin de utanması gerekir, bence.
The jury finds that Bryce Chadwick, age 46, came to his death July 2 1 at his residence,
- Bir hüküm verebilmek için Jürinin kararını okuyorum...
While they're redoing the list, you keep your job for at least three more days, and at your age, that's important.
Onlar listeyi yeniden yaparlarken, sen işinde en az üç gün daha kalırsın. Ve senin yaşında bu, önemli bir şeydir.
I was the child of your concobine, that's why you released me, here in the mountains, at the age of five.
Sırf metresinin çocuğuyum diye daha beş yaşımdayken beni bu dağların derinliklerine terkettin.
I think that, at my age, I can say that.
Sanıyorum bu yaşımdayken söyleyebilirim bunu size.
That's the typical reaction of folks at your age
Sizin yaştakilerin tipik tepkisi hep böyle oluyor
When I arrived at a certain age, I became welded, to fight, to be able to leave that small country e to obtain a new situation, the great germanic empire.
Vakti geldiğinde asker olmalı ve savaşmalıydım. Böylelikle o küçük ülkeyi ardımda bırakabilir ve büyük Alman imparatorluğu hayat bulabilirdi.
at that point 168
at that time 260
at that moment 137
at that 82
ages 59
agent 668
agents 215
agency 18
aged 231
agent mulder 85
at that time 260
at that moment 137
at that 82
ages 59
agent 668
agents 215
agency 18
aged 231
agent mulder 85
agent booth 237
agent coulson 76
agent cooper 87
agent pride 67
agent keen 121
agent dunham 155
agent may 66
agent rossi 34
agent lee 54
agent sandoval 39
agent coulson 76
agent cooper 87
agent pride 67
agent keen 121
agent dunham 155
agent may 66
agent rossi 34
agent lee 54
agent sandoval 39
agent hanna 52
agent doggett 133
agent scully 121
agent blye 37
agent carter 61
agent hotchner 70
agent lisbon 131
agent walker 107
agent reyes 40
agent gibbs 356
agent doggett 133
agent scully 121
agent blye 37
agent carter 61
agent hotchner 70
agent lisbon 131
agent walker 107
agent reyes 40
agent gibbs 356