Be careful there traduction Turc
652 traduction parallèle
Be careful there!
Dikkatli olun!
Be careful there, Zeb.
Dikkatli ol, Zeb.
- Be careful there, it's slippery.
- Dikkat et, burası biraz kaygan.
Be careful there.
Dikkatli ol.
This level is still not that dangerous but depending on the location there are areas without police, so be careful.
Bu düzey henüz o kadar tehlikeli değil ama yerine bağlı olarak polis olmayan kesimler var. Dikkatli olun.
There'll be a wait if you're not careful.
Dikkatli olmazsan yine bekleme olacak.
Be careful of old Bessie up there, now.
Yaşlı Bessie'ye dikkat edin.
I think that if there's one time in your life to be careful, to weigh every pro and con, that this is the time.
- Doğru. Bence hayatında dikkatli olacağın, lehte ve aleyhtekileri tartacağın bir an varsa işte bu o andır.
There is none, but we have to be careful.
Zararı yok, ama dikkatli olmalıyız.
So if we're careful there is nothing to be frightened about.
Yani eğer dikkatliysek endişelenecek bir şey yok.
Careful, there's no need to be unnecessarily rough with our distinguished guest.
Nazik davran, ünlü konuğumuza gereksiz yere kaba davranmaya gerek yok.
Go on, get him in there. - Be careful with him.
Haydi, bindirin onu!
- Be careful down there.
- Olurum.
Please, Mr. Sears, if you're not a little more careful in the future... there isn't going to be any, future, I mean.
Lütfen Bay Sears, gelecekte daha dikkatli olmazsanız bir geleceğiniz olmayacak.
Be careful, there is a small step.
Eşiğe dikkat edin.
- Be careful, there's a round-up.
- Dikkatli ol.
Nicolina, be careful, the honorable is going to jump you in there!
Beyefendi hayaletlere dikkat etmeni söyledi! Kapı kapalı.
Be careful, behind the wheels of those cars there are rascals.
Dikkatli ol, bu arabaların direksiyonlarındakiler namussuzdur.
Be careful, Susan, there'll probably be fog again tonight.
Dikkatli ol Susan, Muhtemelen bu akşam yine sis olacak.
Now, you be careful because there was a policeman just here, a lieutenant from someplace in the Midwest.
Dikkatli olun, az evvel burada bir polis vardı Orta Batıdan gelmiş bir teğmen.
There's no harm in being careful, but how strong could a blind guy be?
Dikkatli olmakta zarar yok, ama kör bir adam ne kadar kuvvetli olabilir ki?
Okay, now, stay right there. You be careful.
Tamam, şimdi, tam orda kal.Dikkatli ol.
Be careful what you're doing up there, Susan.
Yukarıda ne yaptığına dikkat et, Susan.
There's so much close personal contact in our line, we can't be too careful.
İşimiz sürekli yakın temas gerektiriyor, yeterince dikkatli olamıyoruz.
There's one thing I've learned in court. Be careful when you're tired and angry. You may say something you'll regret.
Bir şey öğrendim mahkemede - yorgun ve kızgın olduğunda pişman olacağın şeyler söyleyebilirsin.
There's always some punk trying to cut you out. That's why you can't be too careful.
İşte onun için aşırı dikkatli olunmalı.
Be careful not to go too far, there may be another rattler.
Peki, dikkatli ol, fazla uzağa gitme, Başka bir çıngıraklı daha olabilir.
Careful not to kill him for if he died, there would be no later viewing of his misery
"Öldürmeyecek kadar da dikkatliydi... "... zira ölseydi, sonrasında ıstırabını göremeyecekti.
If we're not careful, there'll be questions in the House.
Eğer gereken müdahaleyi yapamazsak, konut sorular sormaya başlar.
There're lots of Chinese in Bangkok I can ask my way around Just lend me your car Be careful, and don't get in any fights
Bangkok'da bir çok çinli var zaten yolumu bir şekilde bulurum siz bana sadece arabanızı verin dikkat et çarpma ve kavgaya da bulaşma
There was nothing I could do, so why be careful?
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu ne de olsa.
Well, then there's no need to be so careful.
Şey, öyleyse o kadar dikkatli olmak gerekmez.
- Be careful there.
- Oraya dikkat edin.
Be careful of the loose area down there.
Aşağıdaki gevşek yere dikkat edin.
Be careful. There was a landslide and the road may be out.
Dikkatli olun.Heyelan olmuş, yol kapalı olabilir.
Be careful if you go there
Birader! sen bence hiç karışma yoluna devam et!
Be careful moving'out there.
Nehir kenarında dikkatli olun!
Be careful, there's a hole.
Dikkat at, çukur var.
Herbert's out there searchin'for garbage as usual... but I tell you, if you two are havin'an affair... be careful!
Herbert şurada arkada, her zaman olduğu gibi çöp arıyor... ama sizi uyarayım, eğer siz ikinizin bir ilişkisi varsa... dikkatli olun!
There's a channel ahead, and be careful!
Şurada bir kanal var dikkat et.
Be careful in there!
Dikkatli olun!
You be careful, because if there will be none, God have mercy on you!
Dikkatli ol, çünkü iyi olmayacak, Tanrı sana acısın!
There're many scoundrels around, you better be careful, girls.
bu günlerde etrafta çok piç kaynadı, dikkat edin kızlar
Listen, you be careful out there.
Orada dikkatli ol.
Be careful, there's...
Dikkat...
Be careful up there.
Dikkatli ol.
- You gotta be careful up there. They got some dangerous curves.
Orada dikkatli olmalısınız.
Ralphie, you be careful out there.
Ralphie, dikkatli ol.
Be careful down there now.
Aşağıda dikkat et.
- OK, here you are but be careful, there's plenty of lunatics that don't stop on red.
- İşte al sana ama dikkatli ol, etrafta kırmızıda durmayan bir sürü sersem var.
Be careful, the Tolmekian army must be there
Dikkatli ol! Torumekian birlikleri orada olabilirler.
be careful what you wish for 84
be careful 4121
be careful out there 68
be careful what you say 29
be careful with it 28
be careful with that 91
be careful with him 23
be careful now 18
careful there 39
therese 78
be careful 4121
be careful out there 68
be careful what you say 29
be careful with it 28
be careful with that 91
be careful with him 23
be careful now 18
careful there 39
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176