Been a long time traduction Turc
7,766 traduction parallèle
It's been a long time since anyone aroun here has seen a baby.
Buralarda bir bebek görmeyeli uzun zaman olmuştu.
It's been a long time since I held one of these.
Bir bebeği kucağıma almayalı çok olmuştu.
It's been a long time.
Uzun zaman oldu.
Uh, it-it's been a long time.
Uzun zaman oldu.
Been a long time.
Uzun zaman oldu.
It's been a long time coming.
- Bunun olacağı belliydi.
Been a long time, huh?
Uzun zaman oldu, değil mi?
It's been a long time comin'.
- Geleli çok uzun zaman oldu.
And it's been a long time coming.
Uzun zamandır bekliyordum.
It's been a long time.
Uzun zaman geçti.
For a long time, there's hariy been anyone here, living or ea, but still... we have lost people. An... I've one things.
Uzun zamandır içeri ölü ya da diri, neredeyse hiç kimse girmemişken bile arkadaşlarımızı kaybettiğimiz oldu ve ben de bazı şeyler yaptım.
I've been at this game a long time.
Bu oyunu uzun zamandır oynuyorum.
And this town's been waiting for somebody to do that for a long, long time.
Bu kasaba uzun zamandır birilerinin bunu yapmasını bekliyor.
As you know, Amy and I have been together a long time, and a lot of things I never thought possible now seem possible.
Bildiğiniz üzere Amy'yle uzun süredir beraberiz ve eskiden imkânsız olarak gördüğüm bir çok şey şimdi mümkün gözüküyor.
I've been doing this a long time.
Bu tür işleri uzun zamandır yapıyorum.
She's been very unhappy for a very long time.
Uzun bir süredir çok mutsuzdu.
I've been separated a long time.
Onunla uzun bir zamandır ayrıydım zaten.
Seems like this motherfucker been lyin'to you for a long time.
Görünüşe göre bu herif sana epey uzun bir zamandır yalan söylüyormuş.
You have been on my radar a long time.
Uzun zamandır radarımdaydın.
It's been here for a long time.
Hem de çok uzun zamandır.
It's funny. We've been married a long time, and my Spanish still sucks.
Komik ama uzun zamandır evli olmamıza rağmen İspanyolcam bok gibi.
She's been after me a long time.
Uzun süredir beni takip ediyordu.
She has been after me for a long time.
Uzun süredir beni takip ediyordu.
You've been doing this a long time.
Uzun süredir bu işi yapıyorsunuz.
I've been doing comedy for a long time.
Uzun zamandır komedi yapıyorum.
She has been out there a long time, no?
O hayır, orada uzun bir süre dışarı olmuştur?
I've been into you a long time, Luke Wheeler.
Uzun zamandır peşindeydim, Luke Wheeler.
It's just we've been trying for a really long time, and I got tested first, and everything was fine, so it was the next step.
Çok uzun süredir deniyoruz. Test yaptırmaya karar verdim. Önce her şey güzeldi, ama iş ikinci etaba geldiğinde...
Hasn't been for a long time.
Çok zaman geçmedi.
But whatever he wants, he's been planning this for a long time.
Tanrı bilir ama ne istiyorsa bunu uzun süredir planlıyormuş.
I've been fighting a battle of my own for a very long time.
Ben de çok uzun bir süredir kendi savaşımı veriyorum.
And I know I've been saying that for a long time, but this time I really mean it.
Bunu uzun zamandır söylediğimin farkındayım ama bu sefer ciddiyim.
I was stuck in my marriage a long time... years longer than I ever should have been.
Olması gerekenden çok daha uzun zamandır evliydim.
I've been having... an affair... for a long time now.
Benim uzun zamandır bir ilişkim var.
Most of us would have, but we've been at this game a long time, Mike.
Çoğumuz öyle düşünürdük ama bu oyunu hayli zamandır oynuyoruz Mike.
- No, but I'm saying he's been in there a long time, right?
- Koltukta hayli zamandır oturuyor değil mi?
Martinelli's been mayor a long time.
Martinelli uzun zamandır belediye başkanı.
My opponent has been in office a long time...
Muhalifim uzun zamandır görevde.
Ah, Devil's been here a long time.
Şeytan uzun süredir buralarda.
We have been each other's prisoner... for a very long time.
Çok uzun süredir birbirimizin esiriyiz.
My mind hasn't been that clear in a really long time.
Zihnim uzun zamandır bu kadar rahat olmamıştı.
She's been sick for a long time.
Kardeşin uzun zamandır hasta.
And it becomes clear to me that He hasn't been in a serious relationship in a long time.
Belli oldu ki uzun zamandır ciddi bir ilişki yaşamamıştı.
You know, I've been working in D.C. a long time.
Eğer yapmam gerektiğinde d çalışıyorum, biliyorum. C. Uzun bir süre.
He's been away from home a long time.
Uzun zamandır evinden uzakta.
He's been dead for a long time.
Çok uzun zaman önce öldü.
I've been waiting a very long time to talk to Mrs. Harris and I can't account for you to cut in front of me.
Bayan Harris'le konuşmak için epey bekledim ve senin kaynak yapmana izin veremem.
Sorry if we put you off earlier, it's just been such a long time since we've had any English-speaking company.
İngilizce konuşan bir misafir gelmeyeli baya olmuştu.
I may have crossed the line there a bit, but I've been meaning to do that for such a long time.
Sınırı aşmış olabilirim ama uzun zamandır bunu yapmak istiyorum.
Gretchen, Cyndee has been waiting a long time to play with that tennis racket.
Gretchen, Cyndee tenis raketiyle oynamak için epeydir bekliyor.
It doesn't look like anyone's been here in a long time.
Uzun zamandır kimse buraya uğramamış gibi.