Being dead traduction Turc
935 traduction parallèle
I wouldn't mind being dead myself.
Ben de ölsem fena olmazdı hani.
When I read in the papers about him being dead, I sent to Brentwood for his body.
Gazetelerde öldüğünü okuyunca cesedinin buraya getirilmesini istedim.
And being dead to them means beginning to smell.
Onlar için ölü olmak da kokmaya başlamak oluyor.
What's so lucky about being dead?
Ölecek olmanın nesi şans?
But keep quiet about McCool being dead.
Ancak McCool'un ölmüş olduğunu duyurmayın.
It's better than being dead.
Ölmekten iyidir.
I didn't like being a prisoner but it was a damn sigh better than being dead.
Esir süşmeyi sevmedim ama ölmekten çok daha iyidir.
Can she fake being dead?
Numaradan ölünür mü?
It's worse than being dead.
Ölseydim daha kötü olurdu.
Being dead's rough.
Ölü olmak çok zor bir şey.
When it strikes... the victim gives every outward sign of being dead.
Bu olduğunda kurbanın iradesi ve hissi ortadan kalkar, ölü gibidir.
Is this any different from being dead?
Bu hâlim ölümden farklı mı?
How good it must be... being dead.
Ölmüş olmak ne kadar güzel olmalı.
Losing a little jewellery is one thing, but being dead's another one.
Mücevher kaybetmek başka ölmek başka şey.
Dad, with Chiu brothers being dead we're short of men
Baba, Chiu kardeşlerin ölümüyle, asker sayımız iyice azaldı
He being dead now, Master Fang...
... ve bunun bedelini, kendi canıyla ödedi...
One thing about being dead for a few years...
Birkaç yıl ölü kalmakla ilgili bir şey...
Maybe I've to fake being dead again
Tekrar, dil dökmek istemiyorum!
I decided right then that I enjoyed being dead.
O anda ölü olmaktan hoşlandığıma karar verdim.
A lot of people enjoy being dead but they're not dead really.
Pek çok insan ölü olmaktan hoşlanır ama aslında ölü değillerdir.
Is that all being dead means?
Ölü olmak bu anlama mı geliyor?
But it beats being dead.
Ama ölü olmaktan iyidir.
The trafficker brought the bodies off the mountain jungles and buried them in the town graveyard to avoid evidence of the dead being found at his jungle camps
İnsan kaçakçıları, orman kampında bulunan cesetlere kanıt teşkil etmemesi için, cesetleri dağdaki ormanlardan getirip şehir mezarlığına gömmüştür.
Especially when I asked him if there was anything in the newspaper files... about his still being in love with some dame that's been dead for 35 years.
Özellikle de 35 yıl önce ölen kadına hâlâ aşık olduğu ile ilgili gazetelerde bir şey var mı diye sorduğumda.
Believe me, I'm dead tired being the darling of the stag line.
İnan bana bekar erkeklerin sevgili adayı olmaktan bıktım usandım artık.
Forgive me, but it just seemed very funny, you two being so intense about an old, dead chicken.
Bağışlayın beni, ama gerçekten de komik siz ikiniz ölü yaşlı bir tavuk hakkında çok ciddisiniz.
They don't worry about anything except being alive or dead.
Yaşam ya da ölüm dışında şeyleri umursamazlar.
He's as near dead as a human being can be and still be alive.
Neredeyse ölü olsa bile gene de canlı olabilir.
Just missed being a dead man's hand!
Kare ası kaçırdım.
- Let me tell you, when I seen my poor friend Wes lying dead in a pool of blood, being scalped in front of my eyes,
- Bir şey söyleyeyim mi? Zavallı dostum Wes'i gözlerimin önünde kafa derisi yüzülüp de bir kan gölü içinde terk edildiğini gördüğümde yapmam gerekeni çok iyi biliyorum.
Scottie, do you believe that someone out of the past someone dead, can enter and take possession of a living being?
Scottie, geçmişte kalan ölü birinin yaşayan birinin hayatına girip zarar verebileceğini mi düşünüyorun?
Maybe you better stay and find out what it's like being married to a marshal. If he doesn't handle this right, he'll be a dead man.
Ah, bayan belki de marshal ile evlenmekle, iyi yapmıyorsunuz, biliyorsunuz hayatı her an tehlikede, her an ölebilir.
- Be careful, or he'll strike you dead for being the ungrateful liar that you are.
- Dikkatli ol, yoksa nankör bir yalancı olduğun için Tanrı cezanı verecek.
- Better than being a dead somebody.
- Ölü biri olmaktan iyidir.
Guilty of being taken prisoner while almost dead.
Esir olma suçu yerine öl daha iyi.
Well, i reckon we can't spend the rest of our days being afraid of a dead man.
Hayatımızı ölü bir adamdan korkarak geçiremeyiz ya.
Rather than being chopped up like a dead fish, perform harakiri and die like a samurai.
Ölü bir balık gibi doğranmaktan ziyade harakiri yapıp samuray gibi öl.
And being a realist... it's the sole privilege of the dead.
Ve gerçekçi olmak gerekirse... ölümün tek ayrıcalığı bu.
And that dead I don't like being.
Ölü olmak da pek hoşuma gitmez.
If it were an ordinary pressure, we could fight it but Poljac is a medium and Martha Zubrovnik is being asked to defect by the ghost of her dead husband.
Sıradan bir baskı olsa mücadele edebiliriz fakat Poljac bir medyum ve Martha Zubrovnik'in ondan isteği kocasının hayaleti ile arasında köprü kurması.
The Moral : being dead and being alive are the same thing.
Kıssadan hisse : Canlı ya da ölü fark etmez.
Our seniors are being captured, we don't even know whether they're alive or dead!
Hocalarımız ellerinde rehin bize ancak siz yardım edebilirsiniz. 'Usta Fang'
You think that life is nothing but not being stone dead! Alice.
Size göre taş gibi hareketsiz olmamak, yaşamakla eş anlamlı.
I mean, being "ex," they are dead.
"Ex" olmuşlar zaten, ölüler.
Despite being wounded, you took a prisoner and you held your ground until your dead could be brought out.
Yaralanmana rağmen bir tutsak aldın ve ölüler çıkarılana kadar da mevziini korudun.
Under the dead city where we once lived in the archives near the old command post, there are tapes- - sealed tapes- - of Cornelius and Zira being examined by officials of the American government.
Ölü şehrin altında eskiden yaşadığımız yerdeki, eski karargahımızın arşivinde, kaydedilir... mühürlenir... Cornelius ve Zira
I was being deliberately maneuvered into believing that Ratchett was already dead when a voice cried out from his room in French.
Israrla Bay Ratchett'in yabancı dil bilmediğini söylemişti, uykusunda Fransızca bağırdığını duyduğumda onun ölmüş olabileceğini düşünmemi istiyordu.
But being as dead as they were I think they're coming back real fine.
Ama eskiden ölü olduklarını düşünürsek gerçekten iyi yaşıyorlar.
Oh, begging... pardon and being wishful to do justice to one and all and not speak evil of the dead, I must say, Uncle George was uncommon fond of the bottle.
Özür dileyerek, duygularımı bastırarak ve ölünün arkasından konuşmak değilse, söylemem gerekir ki, George Amca bir ayyaştı.
Where were those dead kids'rights when they were being aten to death?
Ölesiye dövülerek öldürülene dek o küçük çocuklarında hakkı vardı.
Proving that Putterman's dead wrong about these being Sov-bloc attacks.
Putterman'ın saçma sapan Sovyet bloğu saldırısı iddiasını da çürütür.
dead 2365
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
deadline 20
deadly 57
deadshot 26
dead girl 16
dead end 102
dead ahead 30
dead or alive 151
dead man walking 43
dead man 40
dead meat 35
dead people 32
dead body 39
dead hands 25
dead serious 25
dead and 19
dead on 16
dead guy 19
dead bodies 32
dead wife 18
dead people 32
dead body 39
dead hands 25
dead serious 25
dead and 19
dead on 16
dead guy 19
dead bodies 32
dead wife 18
dead is dead 27
dead clade walking 20
being 356
being there 23
being erica 27
being you 16
being alone 20
being with you 29
being a woman 17
being here 45
dead clade walking 20
being 356
being there 23
being erica 27
being you 16
being alone 20
being with you 29
being a woman 17
being here 45