Big man traduction Turc
3,807 traduction parallèle
You think you're a big man. Achieving something.
Büyük adam olduğunu, bir şeyler başardığını mı sanıyorsun sen?
Big man had big money problems. He was stealing from his employees'pension fund.
Koca adamın başında mali sorunlar varmış.
I got an uncle, big man.
Bir amcam var... iri yarı bir adam.
The big man said you'd find my father. Leo promised you that?
Leo söz mü verdi?
Did stomping on its roots make you feel like a big man?
Kökleri üstünde tepinmek erkek gibi hissetmeni mi sağladı?
Issues with the big man?
İnanç sorunların mı var?
Oh, big man with a job.
İşi olan büyük adam seni.
Oh, big man. Living in Manhattan.
Manhattan'da oturan büyük adam seni.
That's all you gotta say! Oh, oh, oh, big man with a briefcase!
Evrak çantalı büyük adam geçiyor!
Yes, little big man discovered the grass isn't always greener on the other side, and came crawling back.
Evet, küçük dev adam hayatın her zaman toz pembe olmadığını keşfeder, ve emekleyerek geri döner.
- Who's the killer now, big man?
- Söylesene, katil kimmiş?
Big man.
Büyük adamsın!
Listen, big man... lenny was taken!
Bak dostum, Lenny kaçırıldı!
Your big man can really take a hit.
Senin koca adamın gerçekten yaralanabilir.
Man, you had me going. All right, big man, you deliver them flowers. - All right.
- Pekala koca adam.. çiçek teslimatçısısın
Well, it takes a big man to admit he was wrong.
Bir adamın hatasını kabullenmesi zordur.
We're turning to the big man upstairs.
Yukarıdaki koca adama dua ediyoruz.
Go right ahead. Send my best to the big man, you hear?
- Koca adama iyi dileklerimi ilet, olur mu?
Now the big man is in my place.
Böyle büyük bir adam benim mekânımda.
And then, w-when we saw each other again, I wasn't some goofy freshman and... and you weren't Mr. Big man on campus anymore.
Ve sonra, birbirimiz tekrar gördüğümüzde ahmak bir kolej öğrencisi değildim ve sen de, artık kampüsteki Bay İri değildin.
No, we got to do something big here, man.
Hayır bir şeyler yapmalıyız dostum.
Put this man and his kid out on the street in the middle of the day and the day of his big meeting?
Bu adamla çocuğu büyük görüşmenin olduğu gün sokakta mı bırakacaksın?
Big-headed City Man, right?
Moron Şehir Erkeği?
I mean, I read something about surgeons using a man's big toe as... as a replacement for a thumb.
Cerrahların bir adamın ayak başparmağını el başparmağı yerine dikmeleriyle ilgili bir şeyler okumuştum.
Refusing to sell to a rich and powerful man like Coleman could put a big target on your back.
Coleman gibi zengin ve güçlü bir adama satmayı reddettiğini söylemek seni en büyük hedef yapar.
I'm a big puzzle man.
Ben bulmaca düşkünü bir adamım.
that is... Man, that is big.
bu varya vay anasını bu kocaman bir haber.
And I was not a big enough man back then to forgive her.
O zamanlar onu affedecek kadar olgun bir erkek degildim.
You're a big, tall man.
Büyük, uzun bir adamsın.
If he's anything like the guy I went to high school with, as soon as he gets what he wants, she is going to be in big trouble, man.
Beraber liseye gittiğim herife azıcık benziyorsa istediğini aldığı an, kadının başı büyük belaya girecek demektir.
Yeah, the man on the screen is Urthstrike's big gun.
Ekrandaki adam Urthstrike'ın ağır topu.
That's the guy. - Man, he's big.
- Dostum, bayağı iriyarı.
Oh, man, she's a big Hollywood film producer.
Biz de arkadan yapıyoruz o yüzden.
Girl, come to think of it, every man I've ever dated or married has had some sort of secret big ball of pain... -... that they keep all to themselves.
Canım var ya düşündüm de çıktığım ya da evlendiğim her erkek böyle bir sır yığınıyla geziyorlar ve tek kelime dahi etmiyorlar.
Big scoop, divorced man frequents strip club.
Boşanmış adamım. Sık sık striptiz kulübüne giderim. Ne olmuş?
Man, the Christmas spirit around here sucks big reindeer dicks.
Buradaki Noel ruhu, koca ren geyiğininkini yalamakla meşgul be.
It's gonna be hard to clear a structure that big with a two-man team.
Bu kadar büyük bir yapıyı iki kişiyle emniyet altına almak güç olacak.
Well, I'm a big enough man to admit when I'm wrong.
Pekâlâ, ben yanlış düşündüğümü kabullenebilecek kadar büyüğüm.
Fierce storm, low visibility- - a rock has just torn a hole in the "Fremont's" hull as big as a man.
Şiddetli fırtına, görüş sıfır bir kaya Fremont'un gövdesinde bir delik açmış bir adam büyüklüğünde. Devam et, Arkin.
You are a small man with a big chip on your shoulder, a common thug.
Büyük silahı olan küçük bir adamsın. Sıradan bir serseri.
Like you learned a big lesson, too, old man, huh?
Aynı sana olduğu gibi değil mi ihtiyar?
Think I made a big mistake making her my best man.
Abby'i sağdıcım yapmakla hata ettim sanırım.
About your man's big promotion.
Kocanın büyük terfisi hakkında.
My swimmers- - they beat the big, bad IUD, man.
Yüzücülerim diyorum- - Büyük, kötü spirali yendiler.
We've got this big benefit coming up and Merc's going to be honoured as our Man of the Year.
- Önemli bir yardım gecemiz yaklaşıyor ve Merc Yılın Adamı ödülünü alacak.
I don't know man, spud's awful big.
Bilemedim adamım. Bu kazma çok iri.
Did I not tell you I was a big Mary-man?
Size büyük bir Mary hayranı olduğumu söylemedim mi?
You do seem like a big Mary-man all right.
Büyük bir Mary hayranı gibi görünüyorsun zaten.
Aw, man, now I feel like a big jerk.
Oh dostum, büyük bir aptal gibi hissediyorum.
Big boss man, how you doin'?
Büyük patron. Nasılsın?
For a man who's about to dodge a big bullet...
Büyük bir kurşundan kurtulan bir adam için...