Bless his heart traduction Turc
45 traduction parallèle
He's written an inscription in it, bless his heart,
Bir ithaf yazısı yazmış, sağolsun,
Bless his heart.
Buna da şükür.
- Bless his heart.
- Tanrı onu korusun.
It's the Elevator Killer, bless his heart.
Asansör Katili, sağ olsun.
That may be a difficult thing, but although Tom, bless his heart, may not be strong enough for this world, the rest of us must be.
Bu biraz zor gelebilir, ama buna rağmen Tom, Tanrı onu kutsasın, belki de bu dünya için yeterince güçlü değildir, ama bizler olmalıyız.
No, if you were really an adult, you'd try to meet someone with a future... instead of Michael, who, bless his heart... is probably gonna end up ripping tickets at the Tilt-A-Whirl.
Hayır, eğer gerçekten yetişkin olsaydın, Michael gibi iyi iyi, sonu muhtemelen dönme dolapta bilet kesmek olan biri yerine başka biriyle görüşmeyi denerdin.
Bless his heart.
Tanrı korusun.
We used to play checkers with each other every day and bless his heart, Shilo would always let me win.
İsmi Shilo'ydu! Birlikte her gün dama oynardık ve tanrı kalbini kutsasın, Shilo her zaman kazanmama izin verirdi!
Bless his heart
Tanrı onu kutsasın.
Bless his heart.
Tanrı O'nu korusun.
We used to play checkers with each other every day, and bless his heart, Shilo'd always let me win!
Birlikte her gün dama oynardık ve tanrı kalbini kutsasın, Shilo her zaman kazanmama izin verirdi!
Bless his heart. - What happened?
Ayıptır söylemesi, o adam benden beter yaralanmış gibi.
Bless his heart.
Tanrı onu korusun.
Well, you know, Ben- - and bless his heart, he's got to say everyone was on something.
Bilirsiniz, Ben- - ve kalbinin kurtuluşu için, herkesin bir şeyler kullandığını söylemek zorunda.
Bless his heart, he took a header through the trailer wall. I got to get him to a hospital before his whole brain leaks out.
Kafası karavanlardan birinin duvarına daldı Beyni tamamen akmadan hastaneye yetiştirmem lazım.
And bless his heart, he even named it after me.
Ve Allah ondan razı olsun ki, benden sonra bile otelin adını hiç değiştirmedi.
Bless his heart.
Onun kalbini kutsa.
Bless his heart!
Vay canına yandığım!
He even called again yesterday, bless his heart, And let us know he got the place.
Hatta daha dün yine aradı, sağ olsun ve eve çıktığını haber verdi.
Dr. Newton was an absolute treasure, bless his heart.
Dr. Newton çok değerli biriydi, Tanrı onu kutsasın.
Bless his heart.
Tanrı uzun ömür versin.
Young Eric has been here every day for the past two weeks bless his heart.
Eric son iki haftadır her gün geliyor, sağ olsun.
Bless his heart, he financed a recording session for me.
Tanrı ondan razı olsun, benim için bir kayıt çalışmasını finanse etti.
Bless his heart.
Zavallı çocuk.
How He's weeping at the injustice, bless His heart!
Yapılan haksızlığa, nasıl da ağlıyor mübarek!
He did his duty in delivering the Keystone State, bless his heart. Now they're about to put him out to pasture.
Keystone eyaletindeki oyları toplayarak görevini yaptı Tanrı onu bildiği gibi yapsın şimdiyse ona yol vermek üzereler.
Your doctor gave me the good news, bless his heart.
Doktor bana iyi haberleri verdi, Tanrı onu korusun.
Bless his heart.
Rahmetlik.
And Harvey, bless his heart, is trying to find the spot where we had our first kiss.
Sağ olsun, Harvey ilk öpüştüğümüz yeri bulmaya çalışıyor.
Bless his heart.
Kalbi çok temiz.
We're not gonna say, "well, he's a nice guy, bless his heart,"
"Kim getirdi bu salağı?" lafının güneylilerce söylendiği..
He tries so hard, bless his heart.
Çok çabalıyor şimdi Allah için.
Bless his heart. Please send help!
Yardım gönderin!
I can grab an intern to... bless his heart, he may actually crap his pants.
Bir intörnü görevlendirebilirim. Mecazi anlamda değil, gerçekten altına yapabilir. 90 yaşında.
The situation is that my man Reddington here is worth a fortune, and Jasper, God bless his heart, is, uh- - well, he's dead weight.
Durum benim adamım Reddington burada Bir servet değerinde olduğunu ve Jasper, Allah onun kalbini korusun uh iyi, o ölü ağırlık var olduğunu.
Oh, bless his heart.
- Yazık ya.
- Oh! He says he's sorry he couldn't make it and he hopes you enjoy. - Bless his heart.
- Gelemediği için üzgün olduğunu söyledi ve beğenmenizi umuyor.
Eli Gold, bless his heart...
Eli Gold, çok sağ olsun.
Bless his heart.
Sağolsun.
For now, from my heart, can I say I bless you in His name.
Şimdi tüm kalbimle seni Tanrı adına kutsadığımı söyleyebilirim..
More than enough, bless his good old British heart.
Gerektiğinden fazla, tanrı onun yaşlı ve iyi İngiliz kalbini korusun.
Bless his little heart
Tanrı onun minik kalbini kutsasın.
Bless his heart.
Allah razı olsun!
Which, bless his beautiful heart, he did.
Ki onu da içini ferahlatmak için yapmıştı.
his heart 57
his heart stopped 19
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
his heart stopped 19
heart 404
heartbeat 33
heartless 34
heartbreak 27
hearts 66
hearted 198
heartbreaker 20
heartburn 19
heart rate 87
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heartbroken 26
heart beating 18
heartbreaking 30
hearts and minds 20
heart attack 174
heart failure 23
heart surgery 35
heartedly 17
heart disease 37
heartbroken 26
heart rate's 34
blessed 55
bless 48
blessing 39
blessings 29
bless your heart 39
bless you 535
blessed be the fruit 22
bless my soul 44
blessed are the meek 16
blessed 55
bless 48
blessing 39
blessings 29
bless your heart 39
bless you 535
blessed be the fruit 22
bless my soul 44
blessed are the meek 16