Bless her traduction Turc
444 traduction parallèle
Bless her heart.
Tanrı onu kutsasın.
This drunken pig, who is my friend... maintains that the Queen, God bless her... has had six lovers this last year.
Bu sarhoş domuz, ki kendisi dostum olur Kraliçe için diyor ki, ki Tanrı Kraliçe'yi kutsasın geçen yıl Kraliçe'nin altı tane sevgilisi olmuş.
Yes, bless her memory!
Evet... Ruhu şad olsun.
She's a grand girl, bless her heart.
Harika bir kızdır, eksik olmasın.
The Lord will bless her,
Efendimiz onu kutsayacaktır.
My arm was like lead in raising it to bless her.
Kolum onu kutsamak için kalkan bir kurşun kütlesi gibiydi.
Bless her
Tanrı onu korusun.
Bless her beautiful hide
Bless her beautiful hide
Shouldn't you... -... bless her? - l?
Onu takdis etmeniz gerekmez mi?
I have two wives- - Felicity- - God bless her- - and the London office.
Benim iki tane karım var, sevgili Felicity ve Londra ofisi.
God bless her.
Tanrı ruhunu kutsasın.
Bless her little heart
O küçük kalbi
May God bless her... and all who sail in her.
Tanrı onu ve onunla denize açılanları korusun.
Bless her stupid little heart.
Onun şu aptal yüreğine sağlık.
You might as well think ill of Miss Flora, bless her.
Bayan Flora'nın rahatsızlığı ile ilgilenseniz daha iyi olur.
And I will bless her and give thee a son, also of her.
Ve onu mübarek kılacağım ve ondan sana bir oğul vereceğim.
God bless her!
Tanrı onu korusun!
I can tell you she hasn't got a worry in this mortal world, God bless her.
Karının bu ölümlü dünyada endişe etmesine gerek olmadığını söyleyebilirim. Tanrı onu korur.
- God in heaven bless her!
- Tanrım onu koru!
- God bless her.
- Çok yaşasın.
Indeed, God bless her.
Evet, çok yaşasın.
God bless her... when she was dying... the last thing she said on earth was : "Go get them, J.D."
Tanrı ruhunu şadetsin ölürken son sözleri şu oldu "Git yakala onları J.D."
You would make me the happiest man on Earth if you would bless her.
Eğer onu kutsarsanız, beni dünyanın en mutlu insanı yaparsınız.
God bless her mom and dad.
Tanrı anne ve babasını kutsasın.
- Oh, I gotta bless her.
- Bu kadını kutsamam gerek.
You're not a Zen Buddhist, so you can't bless her.
Takdis söz konusu olamaz.
My mama, bless her soul always said my hands were the best part of me.
Rahmetli annem her zaman ellerimin en güzel yanım olduğunu söylerdi.
We're goin'to Kate Hamilton's, bless her heart.
Kate Hamilton'un yerine.
God bless us, every one.
Tanrı bizi korusun, her birimizi.
And will you say to her God bless you.
Ve ona de ki Tanrı yardımcısı olsun.
And I know that whatever you give... whether it's large or small, the good Lord will bless you for it.
Ve her ne verirseniz verin... iri ya da ufak, Tanrı sizden razı olsun.
"And so, as Tiny Tim observed,'God bless us, every one."'
Ve Küçük Tim'in söylediği gibi... 'Tanrı bizi korusun, her birimizi! '
We must ask the Almighty to bless the arms of England and carry her through her hour of trial.
İngiltere'yi koruması ve zor zamanları atlatmasına... yardım etmesi için Tanrı'ya dua edelim.
I bless the Christian impulse I had to take her in to my home.
Ona Hıristiyanlık inancı kazandırıp eve almam gerekirdi.
Why, bless me, whales can do anything!
Tabii ki, balinalar her şeyi yapabilir.
May God bless this raft and all who sail on her.
Tanrı tüm salı kutsasın.
Each of us the child may bless with a single gift, no more, no less.
Her birimiz, çocuğa, ancak tek bir hediye verebiliriz..... ne daha az, ne de daha çok.
You're prettier than ever now, bless you.
Her zaman güzeldin ama şu anda ne kadar güzel oldun, bir bilsen.
Well, God bless what's-his-name.
Tanrı, adı her neyse, onu korusun.
For God hath said He will bless Sarah and give me a son also... of her.
Tanrı Sara'yı kutsal kılacağını ve bana ondan bir oğul vereceğini söyledi.
But God would bless this union in any church.
Tanrı, bu birlikteliği her kilisede kutsayabilir.
Thank you for your call, and God bless you, sweetheart.
Her neyse, bagajınla ilgilenmek üzere Mavis'in burada olacağını düşünmüştüm.
Bless you both.
Tanrı her ikinizden de razı olsun.
Bless your heart, you kept every one of them.
Kalbine şükür, Kuralların her birine uydun.
I bless every day that I continue to live, because every day that I live is pure profit.
Yaşadığım her güne şükrettim. Çünkü bu büyük bir lütûftu.
Ha, ha. So, I let her in just 10 secs ago, hardly five, I mean, hardly time to say good evening, in she comes, drops her thing, down I go and there you are, bless my soul.
Ona, 10 saniye veya en fazla 5 saniye önce... kapıyı, iyi akşamlar diyecek vakit yoktu... içeri girdi, şeyini düşürdü, ben eğildim ve siz geldiniz... sürpriz.
God bless you both.
Allah her ikinizide koruyup kutsasın.
Every time you fire this rifle you'll bless the name of Sulleiman.
Bu tüfekle her ateş ettiğinizde Süleyman'ın adını şükranla anacaksınız efendim.
- God bless her.
- Tanrı onu korusun.
Bless this ship and all who sail on her.
Bu gemiyi ve üzerinde yolculuk yapan herkesi kutsa.
I want to thank you for stopping, son...'cause we always stop the ambulance... so we can bless whoever's in there... and you paramedics are doing such a wonderful job.
Durduğunuz için teşekkürler evlat. Çünkü cankurtarana her zaman dururuz... Böylece içindekileri kutsamış oluruz.
bless her heart 27
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264