Blooded murder traduction Turc
96 traduction parallèle
It's cold blooded murder.
Soğuk kanlı cinayet bu.
premeditated, cold-blooded murder.
Önceden tasarlanmış, bu soğukkanlı cinayeti.
- Cold-blooded murder?
Soğukkanlılıkla mı öldürdün?
You do realize that this is cold-blooded murder?
Bunun hunharca bir cinayet olduğunun farkında mısınız?
I think it's interesting that the duel is no longer considered good form, while cold-blooded murder is more popular than ever.
Sanırım şurası ilginç : Düello artık iyi bir şey olarak düşünülmese de, soğuk kanlı cinayet her zamankinden daha yaygın.
Cold-blooded murder, that's what it is.
O soğukkanlı bir katil.
Cold-blooded murder, but I can live with it.
Soğukkanlı cinayet, ama bununla yaşayabilirim.
"For the cold-blooded murder of the English tongue"
"Böyle soğukkanlı caniler katlediyor İngiliz lisanını"
You good people witnessed the cowardly and cold-blooded murder... of our beloved Sheriff Brady by Billy "the Kid" Bonney, right there.
Sevgili şerifimiz Brady'nin Billy "the Kid" Bonney tarafιndan... korkakça ve soğukkanlιlιkla katledildiğine tanιk oldunuz.
That's cold-blooded murder.
Bu soğukkanlı bir cinayet.
I suppose it must look awfully black against Jackie, but I just know she wouldn't commit cold-blooded murder.
- Jackie çok zor durumda olmalı. O, cinayet işleyemez.
- It's cold-blooded murder.
- Bu cinayet olur.
The president is guilty of premeditated, cold-blooded murder.
Başkan, kasıtlı, soğukkanlı cinayetten suçludur.
This is cold-blooded murder.
Bu soğuk kanlı bir cinayet.
A disappearing domestic at one hand, a cold-blooded murder at the other.
Bir tarafta ortadan kaybolan bir hizmetli,... diğer tarafta soğuk kanlı bir katil.
It is told by nefarious lothario, Mickey D, who appears only at the climax, to carry out the cold-blooded murder of the hotel bellboy.
Hikaye, menfur çapkın Mickey D tarafından anlatılır. kendisi, hikayenin en heyecanlı bölümü olan, otel komisini... gözünü kırpmadan öldürdüğü ana kadar ortaya çıkmaz.
It was deliberate, cold-blooded murder.
Vasıflı, soğuk kanlı bir katildi.
Your honor, we're dealing here with a case of cold-blooded murder for profit.
Burada soğukkanlı bir cinayetten söz ediyoruz.
I've never committed a cold-blooded murder in my life.
Hayatta kimseyi bilerek öldürmedim.
It was cold-blooded murder.
Sogukkanlı bir cinayetti.
Cinque describes the cold-blooded murder of a significant portion of the people on board the Tecora.
Cinque, Tecora gemisinde pek çok kişinin soğukkanlılıkla öldürülüşünü anlattı.
A cold-blooded murder... last night in a deli here in downtown L.A.
Dün gece L.A.'de bir mağazada..... soğukkanlı işlenmiş bir cinayet.
Well, that may be, but cold-blooded murder was not part of the plan.
Şey, belki ama soğuk kanlı katil planın bir parçası değildi.
The prisoner has been found guilty of cold-blooded murder.
Mahkum, soğuk kanlı cinayetten suçlu bulundu.
Because that'll look like cold-blooded murder.
Çünkü tasarlanmış bir cinayet gibi oluyor.
Because it's cold-blooded murder.
Çünkü bu, acımasız bir cinayet.
Thus believing that cold-blooded murder was justified he trailed Carl.
Artık bir nedeni olan bu soğuk kanlı katil Carl'ı izledi.
A man sees an injustice, let alone a cold-blooded murder, he has- -
Adamın biri adaletsizliği görüyor, hatta bir cinayet ve sonra...
Cold-blooded murder is a filthy business.
Soğukkanlı cinayet pis bir iştir.
Cold-blooded murder.
Soğuk kanlı cinayet.
Our friends. None of them would commit cold-blooded murder.
- Onların hiçbiri soğuk kanlı bir cinayet işlemez.
Well, that was just cold-blooded murder.
Aslında soğukkanlı bir cinayetti.
Cold-blooded murder!
Soğukkanlılıkla cinayet işlemiş.
Now how that jives with cold-blooded murder...
Böyle biri nasıl olur da soğukkanlılıkla adam öldürür?
You are accused of belonging to a terrorist organisation... whose intention is to undermine the state... and of the cold-blooded murder of four civilians.
Devlete zarar veren bir terör örgütüne üye olmak ve dört kişiyi soğukkanlılıkla öldürmekle suçlanıyorsun.
" The cold-blooded murder in Mexico of English ranch owner William Benton...
" İngiliz çiftlik sahibi William Benton'ın Meksika'da soğukkanlı bir şekilde katli...
Seeing that it was a cold blooded murder with nothing valuable stolen police suspect that the motive was out of hatred
Değerli hiçbir şey çalınmadığı halde bu kadar vahşi bir cinayetin işlenmesi poliste, cinayetin husumetten kaynaklandığı şüphesi uyandırdı.
We ask you now to contemplate the full horror of the second cold-blooded murder, wickedly planned and executed on a hot afternoon at Hunterbury.
Şimdi sizlerden, soğukkanlılıkla işlenmiş olan ikinci cinayetin korkunçluğunu bir kez daha düşünmenizi istiyorum. Alçakça planlanmış ve sıcak bir gün Hunterburry'de eyleme dökülmüş.
Cold-blooded murder has a tendency to do that.
Soğuk kanlı katiller bile buna eğilimli olurlar.
You're saying Jennie silverman committed cold-blooded murder just so she could be employee of the month?
Jennie Silverman'nın soğuk kanlılıkla cinayete teşebbüs ettiğini söylüyorsun. Hem de sadece ayın çalışanı olabilmek için?
That's cold-blooded murder!
Vahşice bir cinayet bu!
Sarah, your quirky missing person's case has turned into cold blooded murder.
Sarah, tuhaf "kayıp kişi" vakanız soğukkanlı cinayete dönüştü.
Your client confessed to the cold-blooded murder of a pillar of the community.
Müvekkilin, soğuk kanlılıkla önemli birini öldürdüğünü itiraf etti.
but it's as good as cold-blooded murder, Allen.
Ama bir serinkanlı cinayet kadar iyi, allen.
We tried to trade peacefully, Jericho responded with hostility, ending with the cold-blooded murder of eight of my deputies.
Barışçıl yollarla ticarete çalıştık ama Jericho düşmanca karşılık verdi. Yardımcılarımdan sekizi soğuk kanlılıkla öldürüldü.
And... when I have proven these facts, gentlemen... I expect you... as 12 loyal, intelligent... red-blooded citizens... to find Adam and Matt Clay... guilty of murder.
Sizlere bu gerçekleri ispatladıktan sonra siz 12 kişilik sadık, zeki mert yurttaşların Adam ve Matt'i cinayet sebebiyle suçlu bulacağınızı umuyorum.
So, Your Honor, and ladies and gentlemen of the jury the prosecution will prove that Joe Fabrini by means of duress and threats, employed the wife of the murdered man as ruthlessly as ever a man employed a dagger or gun, to commit for profit a cold-blooded, brutal, preconceived murder.
Sayın Yargıç ve jüri üyeleri. Savcılık makamı Joe Fabrini'nin şantaj ve tehditle maktulun eşini kullandığını kanıtlayacak. Para için soğukkanlı, hunharca kasıtlı ve acımasızca bir cinayet işledi.
Cold-blooded, premeditated murder is the most heinous of human crimes.
Soğuk kanlı, teammüden cinayet beşeri suçların en iğrencidir.
But I didn't murder that cold-blooded viper!
Ama ben o duygusuz yılanı öldürmedim ki!
- Refined, cold-blooded... deliberate murder.
Kusursuz, soğukkanlı ve kasıtlı bir cinayet.
I mean, given everything you've done, starting with the cold-blooded murder of Felicia Brown,
Yani, şimdiye kadar yaptığın her şey,
blooded murderer 23
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169
murder board 44
murder weapon 48
murder for hire 18
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169
murder board 44
murder weapon 48
murder for hire 18
murder one 22
blood 1038
bloody 177
blooded 155
bloody mary 53
bloody hell 1276
blood pressure 102
blood type 26
bloody fool 33
bloody idiot 27
blood 1038
bloody 177
blooded 155
bloody mary 53
bloody hell 1276
blood pressure 102
blood type 26
bloody fool 33
bloody idiot 27