Murder one traduction Turc
1,572 traduction parallèle
For a little thing that we like to call murder one.
Taammüden adam öldürme dediğimiz bir şeyden.
Attempted murder is the same as Murder One, that's a grand jury.
Cinayete teşebbüs, birinci derece cinayete denktir, yani jürili duruşma.
This is why the state is going after murder one.
Bu yüzden, eyalet cinayetin peşinden gidiyor.
See, with the right paperwork by me and an eyewitness which I now have Samson's going down for murder one.
Düzenleyeceğim evraklarla ve elimdeki görgü tanığıyla Samson birinci derece cinayetten gidici.
When he gave his statement he gave one address, the building where the murder happened.
Kendi ifadesinde bir adres verdi. Olayın olduğu binanın adresiydi.
There has been one more murder because extortion money was not paid!
Bugün bir haraç kesme suçu daha işlendi.
Drives a Lincoln, similar to the one identified by witnesses... at three of the last five murder scenes.
Tanıkların son beş olay yerinden üçünde, gördüklerini söylediği. araca benzer bir Lincoln kullanıyor.
Come on, Manny, you can murder this one.
Haydi, Manny, bunu öldürebilirsin.
One day everything is fine. The next sure an episode of murder she wrote.
Bir gün her şey çok güzel sonra bir bakıyorsun sanki "Cinayet Dosyası" nın bir bölümündesin.
You're the one throwing murder words around.
Etrafa cinayet laflarını savuran sensin.
You've killed my fiancé, wrapped him up in the one remaining family heirloom you haven't auctioned off online, and I only find about it'cause there's a corpse in your bed, and I'm the one up for murder?
Nişanlımı öldürdün, internette satmadığın bir aile yadigarına bağlayıp sarıyorsun, ve bunu senin yatağında bir ceset bularak öğreniyorum, ve cinayetten ben mi sorumlu oluyorum?
Tell me something, Willard, am I the only one slightly concerned that we've returned to the scene of the murder with the murderer?
Willard, söylesene, cinayet mahalline katille geldiğimiz için kaygı duyan sadece ben miyim?
Well, the last time you thought your assistant had been unfaithful to you, you murdered her, so I'm saying this one wasn't, so don't murder her.
En son yardımcının sana sadakatsizlik ettiğini düşündüğünde onu öldürmüştün, demek istediğim, bu seferki etmedi, o yüzden onu öldürme.
She happened to mention seeing, late one night - the night of the murder, in fact - a figure on the other side of the bay.
Bir gece geç saatte cinayetin işlendiği gece, koyun karşı kıyısında birini gördüğünü söyledi.
One more murder notch for Salceda.
Salceda da listesine bir çentik daha atar.
"Kill one, and it's murder ; kill thousands, and it's foreign policy"
"Birini öldürmek cinayet binleri öldürmek dış politika.".
What does one more lousy murder at an act end matter?
Bir sahnenin sonunda yeni bir kanlı cinayet sahnesi sorun olur mu?
Most often murder isn't a one-sided attack on a completely unaware victim, it's more of a dynamic interaction between a victim, an attacker and a witnesses of the event, that is us.
Cinayet çok sık olarak, tamamen bihaber kurbana tek taraflı saldırıdan ibaret değildir,... daha çok, bir kurban, bir saldırgan ve olaya şahit bir tanık... yani bizler arasında geçen dinamik bir etkileşimdir.
Before he died, Garza sent me evidence for an old murder case, one my father worked on.
Garza ölmeden önce bana, babamın çalıştığı eski bir cinayet davasına ait delilleri yolladı.
You're the one the cops are after for the Garza murder.
Polisin Garza'nın cinayetinden aradığı adamsın sen.
They're the same as the one on the murder scene.
Cinayet mahallinde bulduğumuzun aynısını kullanıyorlar.
If she says one thing to me, I'm going to jail for murder.
Ben avukatım, seni kurtarırım.
Hear you got one of the fastest growing murder rates in the country.
Duyduğuma göre siz, ülkedeki en hızlı artan cinayet oranlarından birine sahipmişsiniz.
One of the CO's from Fox River, Brad Bellick. Got locked up last night for the murder of another guard.
Fox River'daki amirlerden biri, Brad Bellick, dün akşam hapse atılmış.
I don't care what he does in his time off, but when he screws around with evidence to get in the pants of an old girlfriend on one of my murder cases, that's a problem.
Boş vakitlerinde ne yaptığı beni ilgilendirmez. Ama eski sevgilisini tavlamak için benim cinayet davalarımdaki... kanıtlarla oynarsa.. ... bu büyük bir sorundur.
If Jacko didn't murder Rachel, then which one of your children did?
Eğer Rachel'ı öldüren Jacko değilse o zaman çocuklarınızdan hangisi yaptı bunu?
One didn't turn into you and frame you for murder.
Bir tanesi şeklini alıp üzerine cinayet yıkmadı ama.
Hey, you were the one who figured out the murder weapon. You were the one who broke the case.
Cinayet aletini de, davayı da sen çözdün.
You lied to me about one murder.
Öldürmedim. Bir cinayet hakkında yalan söyledin.
One of them is involved in a murder case.
Adı cinayet davasına karışan yok mu?
Hour three of listening to the recordings off Landry's cell phone trying to find one that will connect Mindy and what I'm now afraid is her partner Professor Landry, to the dean's murder.
Üç saattir Landry'nin cep telefonu kayıtlarını dinliyorum. Mindy'le artık ortak çalıştığını düşündüğüm Dr. Landry'nin Dekan'ın cinayetiyle bağlantılı bir konuşmasını yakalamaya çalışıyorum.
Is it true he got the idea from one of our perfect-murder papers?
Fikri "Mükemmel Cinayet" ödev kâğıtlarımızdan birinden aldığı doğru mu?
The battle to be mayor took a dramatic turn tonight when Bremer accused one of Hartmann's role models of involvement in a murder case.
Belediye başkanı olma savaşı, Bremer'in Hartmann'ın örnek kişilerinden birini bir cinayet davasıyla ilgili olmakla suçlamasıyla dramatik bir hâl aldı.
- One is involved in a murder case.
Adı cinayet davasına karışan yok mu?
If the bodies recovered from the mausoleum were, in fact, the result of mass murder, one might expect a certain modicum of consistency in the manner of death.
Eğer anıt mezarda bulunan cesetler, cinayete kurban giden birilerine aitse ölüm nedenleri daha önce bulduğumuz olmalı.
You know, you were the last one to see Comden alive. Fortunately for me, that doesn't prove murder.
Neyse ki bu, cinayeti kanıtlamaz.
So we're not talking about five random deaths, we've definitely have one murder on our hands.
Yani rastgele beş ölümden bahsetmiyoruz, kesinlikle elimizde bir katil var.
Five deaths, but so far you can only prove one was murder.
Beş ölüm, ama şimdiye dek yalnızca birinin cinayet olduğunu kanıtlayabiliyorsunuz.
When you have co-conspirators up on a murder charge, the first one to sing gets a prize.
Bir cinayete karışanlar içinde, ilk konuşan ödülü alır.
The guy cracks one lousy murder case and suddenly he's the poster child for sobriety
Adam, vahim bir cinayet dosyasını çözüyor ve aniden örnek bir ayık oluyor.
You're already an accessory to one murder.
Bu şimdiden birinci derece cinayete yardım demektir.
Four crime scene miniatures, Four murder victoms, and one diabolical killer with an obsessive streak, who still remains at large.
Dört tane olay yeri maketi, dört cinayet kurbanı, ve bir de acımasız, takıntılı... ve hala yakalanamamış katil.
She's pleaded not guilty by reason of insanity, for the murder of Fey Sommers, but as you can see from this artists'rendering, the Dior suit she had on yesterday had me crazy with jealousy.
Fey Sommers'ı öldürmekle suçlanan Meade, delirdiğini öne sürerek iddiaları reddetti. Ancak, mahkeme ressamının çiziminde görülen Dior kıyafeti beni kıskançlıktan delirtti.
Francois Macquarie.picked up 5-6 times for fraud teamed up for a long time with one Solana Merikur the one who was killed last year - the very one and guess who was convicted of his murder except the case was dismissed
François Maccari. Dolandırıcılıktan 5-6 kez içeri atılmış. Uzun zamandır iş yapmamış.
One murder has been committed here already.
Zaten bir kişi öldürüldü.
He pled guilty to second-degree murder. He served good time and it's been about five years, so, yeah.
Evet, ikinci dereceden cinayet olduğunu öne sürüyor,... iyi hali ve beş yıldır içerde olduğu düşünülürse, evet tahliye oluyor.
Okay, what could be murder number two back from'04, one Matthew Mitrella.
Pekâla, 2004'de işlenen 2 numaralı Matthew Mitrella cinayetine bir bakalım.
Because one of the boys is still wanted for murder and one of the girls is harder than nuclear nails.
Çünkü erkeklerden biri cinayet suçundan aranıyor ve kadınlardan biri son derece sert ve güçlü.
One of the flagstones from my backyard was used to murder that man.
Arka bahçemizdeki döşeme taşlarından biri bu adamı öldürmek için kullanıldı.
Mr. Samson, with the jury having convicted you in count one of first-degree murder, I sentence you to life without parole.
Bay Samson, jüri sizi birinci derece cinayetten suçlu buldu. Sizi şartlı tahliyesiz ömür boyu hapse mahkum ediyorum.
Mr. Porter, with the jury having convicted you in count one of accessory after the fact to murder I sentence you to the high term of three years.
Bay Porter. Jüri sizi bir kişinin ölümüne neden olan cinayete suç ortaklığı yapmaktan suçlu buldu. Ben de sizi üç yıl ağır hapse mahkum ediyorum.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20