Boss man traduction Turc
797 traduction parallèle
- Boss man houndin'
- Patron başımızda,
Okay. You're the boss man.
Kabul, patron sensin.
Where is the boss man?
Patron nerede acaba?
Good night, boss man.
İyi geceler, patron.
Your arm, boss man.
Kolların, patron.
You are meaning to be kind, boss man, but you and I both know it is better that I go.
Bana nezaket icabı teklif yapma patron, İkimizde biliyoruz gitmem daha iyi.
Go back to the boss man.
Git patronla birlikte ol.
And each time you look at one of your children, boss man, you will see me.
Ne zaman çocuklarından birine bakarsan, patronum, Beni göreceksin.
You boss man, now.
Şimdi patron sensin.
Boss man here?
Patron adam burada mı?
You must be the boss man.
Sen bunların patronu olmalısın.
He just had to find out what the man looked like, the man behind the curtain, the boss.
Adamın nasıl biri olduğunu görmek istiyordu, perdenin arkasındaki adamın, Şef'in.
So that's the sort of man your boss is?
Demek patronunuz böyle bir adam.
- Man, get your boss.
- Sen, patronunu al.
There is only one man who can rid the politics of this state of the evil domination of Boss Jim Gettys.
Bu eyaletin politik arenasını Jim Gettys'in şeytani hakimiyetinden ancak tek adam kurtarabilir!
Shaw, this is Mr. Creighton, the big boss... the only man around here you have to be polite to.
Shaw, Bu bay Creighton, büyük patron ve çevrende nazik olman gereken tek kişi bu.
A man with enough red blood in him to boss her.
Onu idare etmeye yetecek kadar yürekli bir erkek.
He's the boss here, Roberto. Very strong man.
Roberto, burada patron odur, çok güçlü bir adam!
And tell your boss not to send a boy in to do a man's work.
Patronuna da söyle, bir erkeğin yapacağı iş için bir çocuk yollamasın.
Boss, I can always trust you to comfort a man.
Patron rahat bir adam olman konusunda sana daima güvenebilirim.
- You're the boss, man.
- Patron sensin.
You look like one man who could talk to the boss of the.45's gang on even terms.
Burada 45.lik çetesinin patronu ile karşılaşan bir tek sen varsın.
One man, one woman boss the range and run the town.
Bir adam, bir kadın patron çiftliğin sahibiler ve kasabayı da onlar yönetiyorlar.
I never had a man to boss before.
Bana hükmedecek bir erkek hiç olmamiºti.
The boss canvas man makes fast the canvas to the baling ring.
Çadır bezi sorumlusu dikilen çadır direklerine bezin sabitlenmesini sağlar.
Old Mr. Brady is the boss, but Mr. Sherman is the key man.
Patron, yaşlı Bay Brady, ama Bay Sherman esas adam.
She say you nicest man she ever seen, boss.
Gördüğü ne iyi erkekmişsin, patron.
You very hard man to bargain with, boss.
Çok sıkı pazarlık ediyorsun, patron.
And that poor man, what he must have been going through. She even had the nerve to make him call his boss... to say they couldn't come.
Gitmek zorunda olan zavallı adamı patronunu araması 121 00 : 07 : 47,680 - - 00 : 07 : 49,375 ve gelemeyeceklerini söylemesi için zorluyordu
Things come to a pass when the boss can't go to a man's funeral.
Patronunun bir adamin cenazesine gelmedigi de oluyormus.
Want to help get the man that killed your boss?
Patronunun katilini yakalamamıza yardım etmek mi istiyorsun?
The white man, my boss.
Beyaz adam, patronum.
The oil man made Finley a partner and Boss Finley made his oil partner the governor and kept him in office all these years.
Hayır kirlenirsin. Sarıl. Lütfen bana sarıl.
Should you be talking about a " "blind man," " boss?
Siz şimdi bir " "kör adam," " dan mı bahsediyorsunuz patron?
He was neither man nor woman, he was our boss.
O erkek de değildi, kadın da. Bizim patronumuzdu.
Well, your boss must be an odd fellow if he sent you to fetch a blind man like me.
Yani, patronun garip bir adam olmalı benim gibi kör bir adamı getirttiğine göre.
If a respected boss lets some sorry blind man intimidate him, it could seriously damage his reputation.
Eğer saygı değer bir gangster kör bir adamın kendisini korkutmasına izin veriyorsa, bu kesinlikle onun namına zarar verir.
The boss didn't want to see a useful man like yourself rotting away in prison.
Patron senin gibi yararlı bir adımın kendini hapiste çürütmesini görmek istemedi.
Kill the man who cut down the boss, and we'll be the talk of the province.
Patronumuzu kesen adamı öldürüp, sonrasında Vilayette nam salacağız.
By the way, where's the boss-man tonight?
Bu arada, bu gece patronun nerde?
the big man... the boss. Rodriguez...
Rodriguez...
That man I was betting against just now - He's employed by your boss, is he not?
Benimle şimdi bahse oturan şu adam..... sizin Patronun çalışanı değil mi?
And my father is the boss's right hand man.
Ve babam Patronun sağ koludur.
Did you say he's the Araiso boss's right-hand man?
Babanın Araiso ailesinin Patronunun sağ kolu olduğunumu söyledin?
Brother, the boss here looks like a worldly man
Kardeşim, Buranın patronu gün görmüş bir adama benzer
Boss, I made this arrangement with this man to take his broom.
Patron, bu adamla işini devralmak için anlaştım.
Man bear-clawed here, Boss!
Adamı güneş çarptı Patron!
Hey, Boss, man needs a brown bomber and a dose of salts.
Hey Patron, adama bir müshil, biraz da tuz lâzım.
Man on the fence, Boss!
Adam tellere tırmanıyor Patron!
You are a lucky man to have made an oath to serve such a fine boss.
Ne kadar şanslısın... böyle lanet bir patrona hizmet ettiğin için!
This is a blind man you're speaking to, Boss.
Konuştuğunuz kör bir adam, Patron.