But here traduction Turc
50,759 traduction parallèle
But here's what I can't stop thinking about.
Ama şunu düşünmeden edemiyorum.
You may never win a beauty pageant again, but here's a little consolation prize.
Bir daha asla güzellik yarışmasını kazanamazsın, ama bu teselli ödülü olsun.
To finish my experiment without interference, but here we are...
Ne mi istiyorum? Rahatsız edilmeden deneyimi tamamlamayı... - Ama gelgelelim bu haldeyiz.
What you want is a gym membership, happy hour at Hooters, and cubs tickets... None of which are available anywhere else but here.
Senin istediğin spor salonu üyeliği Hooters'da indirimli saatler ve Cubs maçlarına bilet ki bunlar buradan başka bir yerde bulunmuyor.
Well, uh, everywhere but here, thank god.
Burası hariç her yerde Tanrı'ya şükür.
You did not love me back, but that's not why I'm here.
Sevgime karşılık vermedin. Ama bu yüzden burada değilim.
There's poor Mario, cold in the ground... and here you are, blaming Jim, even blaming me, but guess who's really to blame?
Zavallı Mario derinlerde üşüyor ve sen burada, Jim'i hatta beni suçluyorsun. Ama bil bakalım aslında suç kimde?
But wait a second, we have, we have a guy here who makes molds of murder victims'faces out of clay.
Dur bir saniye, kurbanların yüzünü balçıktan oluşturan bir adamımız var.
But... now here's the kicker...
Fakat beklenmedik şey de şu ki...
But I'm here for your boss, the crazy blonde.
Denediğini görmek isterim. - Ama patronun için geldim.
Now, it's great that you made friends here, but that doesn't change the fact that you lied.
Burada arkadaşlar edinmiş olman güzel bir şey ama bu yalan söylediğin gerçeğini değiştirmez.
But, you know, there's something else here.
Ama orada başka bir şey daha var. Sarmallardan birinde bir element var.
He is afraid the humans will attack, but now that you're here, he will bring the fight to you.
İnsanların saldırmasından korkuyor ama artık burada olduğuna göre dövüşü sana getirecek.
We use that here but more as a depression treatment.
- Onu burada da kullanıyoruz. - Ama daha çok depresyon tedavisinde.
Guys, no, look, I appreciate it, but I need you to stay here, okay?
Çocuklar, bakın, çok teşekkürler ama siz burada kalmalısınız, tamam mı?
- Barry, I know we're speedsters and everything, but we are way outnumbered here.
- Hızcı falan olduğumuzu biliyorum ama sayıca çok üstünler.
But I'm here to talk about Grodd.
Ama buraya Grodd ile ilgili konuşmaya geldim.
I know, but I need you to stay here.
Biliyorum ama burada kalman gerek.
- But you just got here, Jesse.
- Ama daha yeni geldin Jesse.
I respect this whole special agent situation you got going on, but this problem right here needs someone with... green skin and sick-ass cape.
Bu özel ajan olaylarına saygı duyuyorum ama bu sorun için bize yeşil derisi ve havalı bir pelerini olan biri lazım.
Well, whatever it is, we can definitely help you figure it out,'cause I don't know about you guys, but ever since last time you were here,
O sebebi bulmana kesinlikle yardım edebiliriz.
I mean, he's done nothing but tricks since he got here.
Buraya geldiğinden beri bizi oyuna getirmekten başka bir şey yapmadı.
But I'm here now to tell you that... no matter what happens in the past, I will not abandon you.
Ama geçmişte her ne olmuş olursa olsun sizi yüzüstü bırakmayacağımı söylemek istiyorum.
But long before they picked up turkey feathers to write that silly charter, there were other people here.
Ama hindi tüyleri ile şartnameyi imzalamadan çok daha önce, burada başka insanlar vardı.
I don't know what's glitching here in your subconscious, but you need to get a grip.
Bilinçaltında ne tür bir sorun var bilmiyorum ama, ama anlaman gerekiyor.
No, it isn't, but, while you're here,
Hayır değil, ama hazır buradayken,
But fate has led us here, and there's nothing left to stop us.
Ama kader bizi buraya getirdi, ve bizi durdurabilecek hiçbir şey yok.
But there's more at stake here than just you or me or Enzo.
Ama burada ben, sen ve Enzo'dan daha fazla risk var.
But I'm not really here.
Ama burada değilim.
But I'm not the only one keeping secrets here.
Ama burada tek sır saklayan ben değilim.
I feel like there's someone around here who could help you with that, but I just can't quite put my finger on it.
Burada size yardım edebilecek birisi var gibi hissediyorum. Ama öylece parmakla gösteremiyorum.
But we heard a crash and Mommy's not here.
Ama bir gürültü duyduk ve annemiz burada değil.
But actually, whilst you're here...
Ama madem ki buradasın.
Right, I'm not sure what lead I'm following here, but am I supposed to let them punch me, too?
Şu an da ne yapmam gerektiğini tam bilmiyorum fakat...
My shy but devastatingly handsome friend here was, uh, just wondering, when do you get off?
Şuradaki utangaç ama yok edici derecede yakışıklı arkadaşım ne zaman çıkacağını bilmek istiyor.
Well, I don't know how it is in your ivory tower, but down here in the muck, people die.
Evet, senin hayal dünyandan nasıl görünüyor bilmiyorum ama burada insanlar ölür.
Oh, yeah. But we're safe in here.
Evet ama burada güvendeyiz.
But, I mean, that's why you're here.
Ama sen bu yüzden buradasın.
Found a fair amount of blood over here and some there, but no body.
Biraz burada kan var birazda orada ama ceset yok.
Mentions here and there, but nothing we can use.
Birkaç yerde bahsediyor ama işe yarar bir şey değil.
I don't wanna be the bad guy here, but... You clocked in late.
Burada kötü adam olmak istemiyorum ama geç geldin.
But I know that we are destined for something here.
Ama bildiğim bizim kaderimizin birleştiği.
But right here, that's nothing but concrete.
Ama burası betondan başka bir şey değil.
But right now, we are here to get you, get Kelly, and get gone.
Şimdi sen ve Kelly'i alıp gitmeliyiz.
But, you know, little slugger's almost here and... Well, I'm on the clock.
Ama biliyorsunuz küçük adam neredeyse burada ve benim zamanım yok.
I know. I'm so sorry. But I'm glad you're here now.
Biliyorum üzgünüm ama görüşebildiğimize memnunum.
I know you want me in prison, but look at my life here.
Hapse girmemi istediğini biliyorum ama buradaki hayatıma bir bak.
You've come here and confessed to something you didn't do. But you have knowledge of.
Buraya gelip yapmadığınız ancak bildiğiniz bir şeyi itiraf ettiniz.
But, as soon as we're done here, we're going into the room across the corridor and talk to him.
Burada işimiz bitince koridorun karşısına onunla konuşmaya gideceğiz.
But we're here, now.
Ama şimdi buradayız.
Nevertheless, bring her here, but quietly.
Yine de kızı buraya getir ama sessizce.
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but here we are 98
but here's the deal 31
but here i am 78
but here it is 16
but here you are 88
but here goes 21
but here's the good news 17
here 35434
but here's the problem 16
but here we are 98
but here's the deal 31
but here i am 78
but here it is 16
but here you are 88
but here goes 21
but here's the good news 17
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here i go again 25
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here i go again 25