But she did traduction Turc
2,450 traduction parallèle
But she did say that your constant pranking and one-upsmanship is driving her crazy.
Ama sürekli şakalaşmalarınızın ve üste çıkmaya çalışmalarınızın sinirini bozduğunu söyledi.
She tests well, but she did not give a good interview.
Sınavı iyi geçti, ama görüşme o kadar iyi değildi.
Kids, your Aunt Robin never became a pole-vaulter, but she did become a famous journalist, a successful businesswoman, a world traveler.
Çocuklar, Halanız Robin hiç bir zaman bir sırıkla yüksek atlamacı olmadı, Ama çok ünlü bir gazeteci oldu, başarılı bir iş kadını oldu, dünyayı dolaştı.
Her assets are mostly real estate, but she did not pass them on to her children.
Servetinin çoğu emlak üzerine, ama bunları çocuklarına bırakmamış.
But she did.
Ama o başardı.
But she didn't, did she?
Ama o ölmedi, değil mi?
But she did blow me regularly.
Ama beni düzenli olarak ağzına alırdı.
No no, of course not, but she did ask for you specifically, and she seems quite upset about her last will.
Hayır, tabii ki gerekmiyor. Ama özellikle sizi görmek istedi ve vasiyeti hakkında oldukça üzgün görünüyordu.
Her identity is being withheld, but she did surrender to authorities at the downtown federal building on 23rd street.
Kimliği açıklanmadı ; lakin 23. Cadde'deki federal binadaki yetkililere teslim olduğu söylendi.
But she did so anyway.
Ama o beni kurtardı.
But she did it.
Ama yaptı.
But she did not say who.
Ama adını açıklamadı.
She was weak... but she did it for me.
Zayıftı ama bunu benim için yaptı.
- But she did.
- Ama çekti.
No, but she did mention something a little disturbing, though.
Hayır ama bana biraz rahatsız edici bir şey söyledi.
But she did.
Ama gitti.
She tried to kill herself, but she didn't want to die. She called you right after she did it because she wanted him to find out she was hurt and come see her.
Seni hemen sonrasında aradı çünkü yaralandığını onun öğrenmesini istiyordu ki onu görmeye gelsin.
I can't prove it, but I know she did it.
Kanıtlayamıyorum, ama onun yaptığını biliyorum.
"Right, noble Burgundy, " When she was dear to us, we did hold her so, "But now her price is fall's."
Asil Burgundy umursarken onu çokca değer vermiştik ona fakat artık kalmadı gözümüzde bir değeri.
"But I don't want to take away the 12 years she did have " and turn them all into leukemia, because they weren't. "
Ama yaşadığı 12 yılı öylece kesip atıp hepsini lösemiye dönüştürmeyi istemiyorum, çünkü öyle değil. "
And I don't know if Nikki ever did, but she sure as hell doesn't love you right now.
Nikki seni hiç sevmiş miydi bilmiyorum ama şu an sevmediği kesin.
but in summer she often did not sleep at all.
Yaz boyunca bazen hiç uyumadı.
Call me old-fashioned, Wilf, but did she know you were unfaithful to her God knows how many times?
İstersen bana eski kafalı de, Wilf... ama karın ona sayısız kere ihanet ettiğini biliyor muydu?
I TOLD HER TO LEAVE, BUT SHE DID NOT.
O dairede neler oldu biliyor musun?
I didn't want her to, but... she just did.
Ben de ölmesini istemezdim ama öldü işte.
I wanted to tell you, but then you did the whole, like, "Who does it in the boys'bathroom?" "She's a ho!"
Sana söylemek istedim ama sen "Erkekler tuvaletinde yapan fahişedir." şeyini çıkardın...
But did it ever occur to you that maybe she was right?
Peki onun haklı olabileceğini hiç düşündün mü?
But she doesn't know that I did actually get her these bad boys.
Ama aslında ona bu zımbırtıları aldığımı bilmiyor.
She got diagnosed that year, but I still wanted to believe I had microphones in my hair, because if I did, it would mean I could keep my mom.
Geçen yıl teşhis konuldu, ama ben hâlâ saçımızda mikrofon vardır diye düşünmek istiyorum. Çünkü eğer bulabilseydim, annemi yanımda tutabilirdim.
Sir, I did try... but she was in a state of shock, so I couldn't speak to her.
Efendim, denedim bunu ama şok halindeydi, yani onunla konuşamadım.
But as she grew more beautiful, I gradually did worse.
Ancak büyüyüp güzelleştikçe, ben de niyetimden saptım.
But you didn't check to see if she was dead, did you?
Ama öldü mü diye kontrol etmedin değil mi?
I was gonna give it back, but I gave it to Olivia, and I don't know what she did with it.
Ona vereceğime Olivia'ya verdim... -... ve parayı ne yaptı bilmiyorum.
Man : She initially did not understand this, and I think that people can make what they want of it, but was I, or anyone, confident that Sarah Palin now has the wherewithal to be president of the United States? I don't think so.
Bunu anlamadığı çok net belli ve bence insanlar bunu zaten halledeceklerdir ama ben ya da bir başkası Sarah Palin'i ABD başkanı olarak görmek istiyor mu?
But now I realize that you did everything she could.
Ama şimdi elinizden geleni yaptığınızı anlıyorum.
I never expected it, nor did she but that's often the way things turn out.
Hiç beklemiyordum, o da beklemiyordu... ama bu işler genelde böyle gelişir.
And not only did he come up short on his Requiem, but his wife, Constanze, she spent her husband's dying days hustling to try and get payment from the Count who commissioned the Requiem in the first place.
Ölüm döşeğindeyken bile karısı Constanze. Dönemin kontu'ndan kocasının defin masraflarını almak için didiniyordu.
She is sorry. But, please, understand that what she did was protecting herself.
Çok üzgün ama lütfen yaptığı şeyi kendini korumak için yaptığını anla.
I did the icing but it's from her'cause she's sorry she got mad at you.
Kremayı ben sürdüm ama pasta ondan. Çünkü sana kızdığı için çok üzgün.
My friend did buy some ketamine, but she thought the dealer was a bit skanky, so we've gone with the shrooms instead.
Arkadaşım biraz ketamin almıştı, ama torbacı biraz iğrenç diye düşündü, Bu yüzden bizde mantarda karar kıldık.
Oh, but she just did.
Ama az önce kurtuldu.
It would be one thing losing Blair because she doesn't wanna be with me, but I only lost her because of something you did.
Blair'i benimle olmak istemediği için kaybetmek bir şeydir ama ben onu yalnızca senin yaptığın bir şey yüzünden kaybettim.
You already are involved, never mind what she did to your family, but what she did to you was worst of all.
Çoktan karıştın ki hem ailene ne yaptığını boş ver, ama asıl sana yaptığı en kötüsüydü.
I don't think she did, but don't worry.
Sanmıyorum ama merak etme.
But even if she did, what Diana and I used to be to each other doesn't matter anymore.
Ama olsaydı bile, Diana ve benim eskiden ne olduğumuzun artık bir önemi yok.
But that b * * * * of a wife you have... why did she have to talk to me?
Senin o sürtük karın. Neden bana laf atmak zorundaydı?
She's got to know that the odds of that are a million to one. But... what if he actually did write her back? She'd probably go insane.
Ve milyonda bir ihtimal ama ya onu yazdıysa
But that's what she did.
Fakat yaptığı şey bu değil.
- Of course she did. She can talk on the phone for hours. But, you know, it's the listening part she's not big on.
Telefonda saatlerce konuşabilir, ama dinleme kısmı onun için çok önemli değil.
But she never did.
Ama hiç seçemedi
She did her job well, but she was useless at home.
İşte elinden geleni yapar ama evde işe yaramazın teki olurmuş.
but she didn't 123
but she's gone 43
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she hasn't 17
but she couldn't 19
but she 181
but she does 37
but she doesn't 25
but she's gone 43
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she hasn't 17
but she couldn't 19
but she 181
but she does 37
but she doesn't 25