But you said traduction Turc
8,727 traduction parallèle
I get that... God's time and all, but you said I was on a righteous path.
Tanrının zamanı falan filan ama bana hak yolundasın demiştin.
But you said you were abducted.
Ama kaçırıldığını söylemiştin.
They're not done but you said they would be.
Bitmediler ama biteceklerini söyledin.
Well, then how come you never said it to me, but you said it to Axl?
O zaman neden bunu bana söylemedin de Axl'a söyledin?
But you said we can't call you at the office.
Ama seni ofisten arayamayacağımızı söylemiştin.
When Tom was about three, and we went to that causeway to get to the island, and on the way back, the tide had started to come in, but you said, "Let's do it anyway,"
Tom üç yaşında falandı. Adaya gitmek için o geçide girmiştik. Dönüş yolunda gelgit başlamıştı ama sen "yine de geçebiliriz" demiştin.
But you said you came from the same place as these people.
Ama sen bu insanlarla aynı yerden geldiğini söyledin.
But I suppose you've got to do what Joanne said and pull the shutters down.
Ama sanırım Joanne'nin dediği gibi yapıp bir şeye karışmamalıyım.
I suggested that but he said he doesn't want to bother you, or His Lordship, just the agent.
Onu önerdim ama sizi ya da Lord Hazretlerini rahatsız etmek istemiyor sadece temsilciyi görecekmiş.
But you said they were downtown.
Onlar bana bağlıdır.
Well, Laurie, I should tell you we almost never accept unsolicited material, but Kerry here is the queen of the slush pile and she came to me and she said,
Laurie, daha önce hiç kitap kabul etmedik Aslında kabul etmiyoruz bu materyalleri, fakat Kerry kitapların kraliçesi bana dedi ki Biraz önce "sıradakini" okudum,
But the fact-checkers said you were there.
Ama yazıdaki doğruluğu kontrol edenler, orada olduğunu söylediler.
But you're a patriot. Ralph Waldo Emerson said,
Ama sen bir vatansever bulunmaktadır.
Look, I didn't want to leave Meg, but she said you guys would never stop looking for her.
Bakın, Meg'i bırakmak istemedim, ama onu aramayı asla bırakmayacağınızı söyledi.
- Oh, you said what you thought. - But I don't think I did.
- Ne düşünüyorsanız onu söylediniz.
You said you want to heal Vega, to make a difference, but you know what I think?
Vega'ya şifa olacağını söylemiştin, fark yaratmak için. Ama ne düşünüyorum biliyor musun?
- he's not here. - But you just said he was.
- Ama az önce burada olduğunu söylediniz.
I know what I said, but the point is to wean you off of it slowly.
Ne dediğimi biliyorum ama önemli olan alışkanlığını yavaş yavaş bırakman.
You wanted to make it your castle, but I said, "Let's make it our fort", and for once in your life, you played along.
Onu kalen yapmak istemiştin. Ama ben dedim ki "Bizim kalemiz olsun." Hayatında ilk kez kabul ettin.
I don't know what you said to Ivan Turing, but he has reconsidered his donation, which could mean a new wing.
Ivan Turing'e ne söylediğini bilmiyorum ama adam yeni bir ek bina anlamına gelen bağışını yeniden düşünecek.
But she never said a thing about you.
Ama hiç senden bahsetmemişti.
But where in your mind's eye do you see me putting said stuff once I get it?
Ama görebiliyorsan söyle, peki eşyalarımı nereye koyacağım?
Tried to poach him from you guys, but he said he'd rather go it alone.
Onu sizden çalmaya çalıştım ama yalnız devam ederim daha iyi dedi.
You said it was irrelevant, but the tumor receded 30 percent.
Alakası yok demiştin ama tümör % 30 oranında azalmış.
She said it would take a while for my PFE to go through, but. that I could stay with you and your mom in the meantime.
PFE'min kabulü biraz sürecekmiş ama o sırada sizin yanınızda kalabiliyorum.
She went to help people in need, but like I said before, Danny, I don't expect you to understand.
Yardıma ihtiyacı olanlar yardım etmek için gitti ama Danny, bunu anlamanı beklemiyorum demiştim.
Aren't you the one who said that residual radiation is-is not so bad, but it's the direct contact that is?
Kalıntı radyasyonu tehlikesizdir, asıl önemli olan direkt temas diyen sen değil miydin?
We were all driving cars, and I said, "Excuse me, sir, you may be a dog, but you're not handicapped, are you?"
Hepimiz araba kullanıyorduk, ben de durur muyum, yapıştırdım "Köpek olabilirsin ama bu seni engelli yapmaz değil mi?" diye.
I shall forget you said that but you should go now.
Bunu söylediğinizi unutacağım ama şimdi gitmelisiniz.
You were joking when you said she was cock-a-hoop but she must feel a certain pride.
Neşeli olduğunu söylerken şaka yapıyordun ama gurur duyuyor olmalı.
Okay, you need to rationalize this, because science can't explain it, but five or ten years ago, would any of you have believed me if I said you'd be stitching my consciousness into a dead person's memory?
Bunu mantığa oturtman lazım. Çünkü bilim açıklayamaz. Ama beş veya on yıl önce, bilincimi ölü birinin hafızasına ilmekleyeceğinizi söylesem hiçbiriniz inanır mıydınız?
You said you'd help me before, but you lied.
Bana daha önce de yardım edeceğini söylemiştin ama yalandı.
I know you said not to call, but I just wanted you to know...
Biliyorum, aramamamı söylemiştin. Sadece bilmeni istedim...
But did you put the ice cream where the guy said?
Ama dondurmayı o adamın dediği yere mi koydun?
You said you aren't able to operate the new Barn, but what they did to you...
Yeni ahırı yönetemeyeceğini söyledin ama sana yaptıkları şeyi...
I know I said I would give you my support, but I really don't want to go to this dinner.
Sana destek olacağımı söylemiştim ama yemeğe gitmek istemiyorum.
It's a long story. But like what you said, I will find the right way to solve it.
Çok uzun bir hikaye bu ama dediğin gibi bunu en iyi şekilde çözüme kavuşturacağım.
So he said, "But one day you will come down, and I'll be there with a net."
"Ama bir gün aşağı geleceksin" dedi, "O zaman bir ağla orada olacağım."
I know we called, said it was urgent, but..... it's because I wanted to speak to you this morning.
Seni arayıp acil olduğunu söyledik biliyorum. Çünkü bu sabah seninle konuşmak istedim.
But she asked me if what you'd said was true. And I said, "Yeah."
Ama söylediklerinin doğru olup olmadığını bana sorunca ben de "evet" dedim.
Because he guessed, so I said all right, yes, you asked me to come round, but it was only cos you were worried about the money.
Tahmin etti, ben de inkar etmedim. Beni o yolladı dedim. - Ama sadece para konusunda endişe ediyor dedim.
I know it's weird, but from what he said last night... he still loves you. Maybe that's the reason.
Biliyorum tuhaf ama, kocan dün gece seni hala sevdiğini söyledi.
He's a pain in the neck, but, like you said, he's useful round the house.
Tam bir baş belası ama dediğin gibi evde faydası oluyor.
Mum said that she had some stuff to do, but that you'd be here, and you'd take me to school.
Annem yapacak işleri olduğunu söyledi. Buradaysan beni okula götürecekmişsin.
But then your brother said they shouldn't because you're a slut and have sex with loads of people all the time.
Ama kardeşin onlara "boşuna hoşlanmayın, orospunun tekidir" dedi. Önüne gelenle yatıp kalkıyormuşsun.
Maybe my mistake was..... even trying, maybe I should've come to you straightaway, said, "I know we're married, but I'm fucking someone else."
Belki hatam denemekti. Belki doğruca sana gelip "biliyorum evliyiz ama ben başkasını beceriyorum" demeliydim.
Yeah, he said he could, but you know, that was years ago.
Evet, okuyabilirim demişti ama bu yıllar önceydi.
I know how you feel about him right now, but you must remember what the Oracle said.
Onunla ilgili neler hissettiğini biliyorum ama kahinin söylediklerim unutmamalısın Onunla ilgili neler hissettiğini biliyorum ama kahinin söylediklerim unutmamalısın
But like you said, i would appreciate it If in the future, You tell me if you're gonna do something like that.
Ama dediğin gibi, gelecekte böyle bir şey yapacağın zaman bana danışırsan çok sevinirim.
No, do not lawyer me, because it may not be exactly what you said, but don't try to tell me it wasn't what you meant.
Hayır, bana avukatlık taslama çünkü söylediğin tam olarak bu olmayabilir ama bunu kastetmediğini söyleme bana. - Bir şey daha var, Louis'i bırakacak olsam bile bir daha sana geri döneceğimi kim söyledi? - Donna -
Say, Lois, I-I know you said this trip was couples only, but great news.
Selamlar. Bu gezinin sadece çiftler için olduğunu söylemiştin Lois.
but you 1775
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you don't 308
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you don't believe me 17
but you were 65
but you can't hide 39
but you know what 1239
but you didn't 486
but you don't 308
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you don't believe me 17
but you were 65