Cellphone rings traduction Turc
91 traduction parallèle
YOU WANT IT OVER HERE ON THE SIDE, YOU IDIOT. [CELLPHONE RINGS] HEY.
Şurada, yan tarafta olmalı, seni salak.
- ( Cellphone rings ) - ( Man ) Shit.
Kahretsin.
( Cellphone rings )
.
Even mounted my iPod. [Cellphone Rings]
- Danny McCoy.
[Cellphone Rings]
- Tamam.
[Cellphone Rings] I don't even want to know.
- Ne demek değilim. Gözden geçirmeliyiz.
WHICH WE HAVE TO DO IN PERSON WHEN WE HAVE THE TIME. [CELLPHONE RINGS] SORRY. YES, LIEUTENANT?
Tammy'in eski eşi Pasifik caddesinde küçük bir işletmede çalışıyor ve adı da Lucas D. Jones.
[Cellphone rings] ( Man ) We got a burn notice on you.
Adına hazırlanmış bir yakılma emri var.
[Door opens ] [ Cellphone rings] ( Fiona ) Jesse found out - - about everything.
Jesse her şeyi öğrenmiş.
I used to be a spy until... [cellphone rings]
Eskiden bir casustum, ta ki...
[cellphone rings] Go ahead, Jesse.
Dinliyorum, Jesse.
[cellphone rings] Yeah, Sam?
Evet Sam?
[cellphone rings] my guess is that cobra is working out of there.
Benim tahminim, bizim Kobra buralarda biryerlerde çalışıyor.
[Cellphone rings] Yeah.
Evet. Bugün saat 6 : 00'da.
[Laughs ] [ cellphone rings] Pardon me a moment.
Bir dakika müsaade edin.
[Cellphone rings] And my house smells like ass and semen.
Çabuk geldin be.
- We just can't sit on our hands. - ( Cellphone rings )
Ellerimizde oturmak olmaz.
[Cellphone rings] Mom, I've got to finish school.
Anne, okulu asmak zorundayım.
♪ acting like you always care [cellphone rings]
Dandik bir şey. Diğer sefer düzgün şeyler istiyorum yoksa foyanı ortaya çıkarırım.
[cellphone rings] hey. Your mom.
Annen arıyor.
- ( Cellphone rings ) - Yo, not much.
Meşgul sayılmam.
- ( Cellphone rings ) - Think about it.
Bunun hakkında biraz düşün.
( Cellphone rings ) You have teeth?
Dişlerin var mı?
What you and Lisa had was... [cellphone rings] Give me my phone.
Lisa ile aranızdaki... Telefonumu ver. Bunu mu istiyorsun?
Oh, you must be Elena. [Cellphone rings]
Sen Elena olmalısın.
My cellphone rings and this voice tells me if I ever wanna s... if I ever wanna see her again, I gotta do this job.
Telefonum çaldı ve bu ses bana dedi ki eğer... onu tekrar görmek istiyorsam, bu işi yapmalıydım.
- It's ringing. - ( Cellphone rings )
Çalıyor.
As much as I loved her, I had to understand that she was a Barnes first, Ewing second. [Cellphone rings]
Onu sevdiğim kadar, onun ilk olarak bir Barnes, sonra bir Ewing olduğunu anlamam gerekti.
I don't take checks. [Cellphone rings ] [ Beep]
Çek kabul etmem. "Seninle hiçbir şey yapmak istemiyorum" un neresini anlamadın?
You know, I... I saw him this morning, but I don't know where he went to. [Cellphone rings]
Bu sabah gördüm onu ama nereye gitti bilmiyorum.
Do we? [Cellphone rings]
Yapacak mıyız?
[Cellphone rings] Yes.
Evet.
[cellphone rings] treviño offered them a deal.
Trevino onlara bir anlaşma teklif etti.
- [Cellphone rings]
- Hayır.
( rings ) Ah, the cellphone menace has returned to our crucible of learning.
Ah, sınıfımızda yine şu cep telefonu illeti baş gösterdi.
[Cellphone rings] Yeah.
Tanrım, tamam. Çok güzel.
[Cellphone rings] Hey, mikey.
- Mikey neredesin?
[Cellphone rings] Yeah.
- Elvis Costello mu?
[Cellphone rings] Yeah.
- Söyle.
[Cellphone rings] including the catorces and the one-fives. Excuse me.
Affedersin, gözetimle alakalı.
[CELLPHONE RINGS] OH, SORRY.
- Öyleyim.
THE DESK CLERK IDENTIFIED HIM AS CHRISTOPHER CONROY. HUH. [CELLPHONE RINGS]
Resepsiyon görevlisi adamın adının Christopher Conroy olduğunu söyledi.
[cellphone rings] Hello?
- Alo?
[cellphone rings] Yeah, this is Jones.
Ben Jones.
[Cellphone rings]
Bekle.
[Cellphone rings] - J.R. :
- Efendim?
[cellphone rings ] [ cellphone beeps] Mama.
Anne.
[cellphone rings] Ah.
Affedersiniz.
[cellphone rings] Hello, luis.
Alo, Luis.
[Cellphone rings] Hello?
Alo.
[Cellphone rings]
Abby.