Chosen one traduction Turc
992 traduction parallèle
Of all directions, why should I have chosen one leading to that parade ground of vulgarity which lies between Nice and Cannes?
Onca yön arasında, neden Nice'le Cannes arasında uzanan o yolu tercih ettim?
You are the chosen one.
Sen seçilmiş birisin.
You haven't chosen one of us yet, and you've got to.
Haydi bakalım. - Haydi. Dışarı.
Is this not the dwelling of the Chosen One and the King of Luck, Aladdin?
Seçilmiş biri ve Şanslı Kral, Aladdin'n konutu değil mi?
Yes Arianek, you'll soon have the first chosen one.
Anlaşıldı Arianek, ilk seçilen en kısa zamanda elinde olacak.
His name is Blue Demon and he is one of the chosen ones but he must die anyway because he knows of our people.
Adı "Mavi Şeytan", seçilenlerden biri, ancak bizimkileri fark ettiği için her halükarda ölmek zorunda.
Whoever you can catch will be the chosen one.
Her kimi seçerseniz, o kişi seçkin kişi olacak. Buraya.
Another chosen one will sit among us.
Bir seçkin daha aramızda yer alacak.
You're the chosen one.
Sen seçilmiş birisin.
The town waits to greet its chosen one
Kasaba seçilmiş birinden selamlama bekler.
I have chosen one.
Bir tane seçtim ben.
I am only a servant of the sultan, the chosen one, the defender of the faithful.
Ben sadece sultanın hizmetkarıyım.
I d-do not want to be an Emperor, but it seams I have bean chosen one.
İmparator olmak istemiyorum ama görünen o ki, ben seçildim.
This is the Messiah, the chosen one!
O Mesih, seçilmiş olan!
The chosen one has woken!
Seçilmiş olan uyandı!
Now, don't jostle the chosen one!
Seçilmiş olanı itip kakmayın!
I am the chosen one, the mighty hand of vengeance sent down to strike the unroadworthy!
Seçilmiş biriyim, intikamın güçlü eliyim ; yollara layık olmayanları cezalandırmak için gönderilen!
Tonight, at this feast, one of you will be chosen.
Bu akşamda yine kura ile içinizden biri seçilecek.
But it might make you feel a little easier... if I tell you that I'm the one usually chosen by the management to handle... the more delicate situations.
Eğer size, yönetimin hassas konular için çoğunlukla beni seçtiğini söylersem kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayabilir.
I challenge the jury and request that a new one be chosen.
Jüriyi reddediyorum ve yeni bir tane seçilmesini talep ediyorum.
I'm going to ask you one card at a time... and I want you to say "no" to each card that I ask... including the chosen card.
Ben her seferinde sana bir kart soracağım ve senden sorduğum her karta seçtiğin de dahil olmak üzere "hayır" demeni istiyorum.
But only one will be chosen... to join the ranks of the Conservatoire Française.
Fakat sadece biriniz... Fransız Konservatuvarı'na katılmak üzere seçileceksiniz.
I'd left a party because I knew I'd cry if there was one more reference made to my gaucherie, to the... to the dress I had chosen to wear.
O gece partiyi terk ettim, çünkü biliyordum ki, seçmiş olduğum elbiseyle ilgili bir kaba ima daha yapılsaydı ağlayacaktım.
Lucky Cleitus, to be the only one amongst us chosen to go to war.
Şanslı Cleitus, aramızda savaşa gitmeyi seçen tek kişi.
They thought the one chosen should be tall, handsome and clever.
Seçilen kişinin uzun boylu, yakışıklı ve zeki olması gerektiğini düşünüyorlardı.
Since the slave girl is chosen for your mother, we need to pick one with good character and appearance
Annen için olduğundan, iyi karakterli.. .. ve iyi görünümlü bir kız seçmemiz gerekir.
Furthermore, it has become clear that when another former retainer of the Fukushima Clan, one Motome Chijiiwa, asked to commit harakiri in January of this year, we did not err in our chosen response.
Bunun dışında, bu yılın ocak ayında gene harakiri yapmak isteyen başka bir eski Fukushima Klanı hizmetlisi Motome Chijiiwa'ya verdiğimiz cevap konusunda da hata yapmadığımız açıklık kazandı.
Why should I be the one chosen?
Neden ben seçildim?
If I had, I wouldn't have chosen a fallen one.
Dua edecek olsaydım, yıkılmış bir Tanrıya etmezdim.
Now, of the few possible means of entry, Intelligence has chosen this one.
Görünen giriş noktaları arasından istihbarat bunu seçti.
I'm a full Sioux Indian! I'm not one of the chosen people.
Ben tam bir Sioux Kızılderili'yim!
He knew that I was the one in the world chosen to partake of that life magic.
O dünyada yaşam sihrine katılmak için.. seçilen tek insan olduğumu biliyordu.
Each one, men and women... everyone, commits a book they've chosen to memory, and they become the books.
Erkekler ve kadınlar. Her biri hafızasını kullanarak bir kitap haline gelmiş.
And money... and in addition I have another 18 children, you know and only one could help me This idiot... have chosen the occupation... He became a monk.
Üstüne üstlük bildiğiniz gibi 18 çocuğum var ve bana ancak siz yardım edebilirsiniz. Bu kıt zekâlı gitti keşiş olmaya karar verdi.
The man destiny has chosen to lead us back to the fatherland. One whose very name has become synonymous with everything we once were, and can be again. Our new leader, the great Martin Bormann.
Anavatanımıza dönmemiz yolunda bize liderlik etmesi için kaderin seçtiği adam daha önce olduğumuz ve tekrar olacağımız isimler ile kendi ismi eşanlamlı olan yeni liderimiz, büyük Martin Bormann.
There are thousands chosen to be taken to our planet Arak, but one man is on the verge of destroying our operation.
Arak, gezegenimize götürülmek üzere binlerce insan seçildi, ancak bir insan operasyonumuzu mahvetmek üzere.
And when the Prince with his wife blessed Leipzig with their presence, on the day on which His Majesty had, one year before, been chosen King of Poland and Grand Duke of Lithuania, the students showed their devotion through an evening of music.
Ve önceki yıl Polonya Kralı ve Litvanya Büyük Dük'ü seçilen Prens ve eşi, Leipzig'i varlıklarıyla şereflendirdiğinde, öğrenciler ona olan sadakatlerini bir müzik akşamında bir konserle gösterdiler.
Among the one's chosen are some of the sinister names in the underworld.
Seçilen kişiler yeraltı dünyasının en belalı adamlarıdır.
One chosen by the government, the other by the defense.
Birini hükümet, diğerini savunma makamı seçsin.
Sir, it's my privilege and honor to be the one chosen to present you with this token of our esteem.
Efendim, size saygınlığımızın işareti olan bu hediyeyi verme şerefine sahip olmak ayrıcalığı benim için onurdur.
The Ardenas had been chosen for the offensive one therefore they offered a chance to surround the Maginot Line e, moreover, we knew that they were badly defended for the French troops in this section of the French front.
Maginot hattına takılmadan taarruza geçebilmek için Ardennes ormanları özellikle tercih edilmişti. Ayrıca, bölgede konuşlandırılan Fransız birliklerinin az sayıda olduğu istihbaratına ulaşmıştık.
One of you here dining One of my 12 chosen
Burada ki 12 nizden biri
Somebody had to fly there e I was chosen by it for the second mission, if it had one second mission.
Birisi orada uçmak zorundaydı. Beni ikinci bir görev uçuşu için programlamıştı. Tabiî böyle bir şey olursa.
In the name of God, we shall not stop our fight... till each one of you lies dead... and the Holy Grail... returns to those whom God has chosen!
Tanrı adına, her biriniz yerlerde ölü olarak yatıncaya..... ve Kutsal Kase,..... Tanrı'nın seçtiği kişilere dönünceye dek..... savaşımız sürecek.
It is fitting that Frankenstein should be the one chosen by your president to lead you in this war against the French which I now decree.
Fransızlara karşı şimdi ilan edeceğim savaşta Başkanınız tarafından seçilen lider, Frankenstein olmalı.
In fact, she's the one I would have chosen.
Aslında, ben de onu seçerdim.
You're the only person in the country who doesn't want to be an emperor, and yet here you are, chosen to be one.
Bu ülkede imparator olmak istemeyen tek kişi sensin yine de imparator olarak seçildin ve buradasın.
One will be chosen, another will be left out.
Biri seçilecek, diğeri dışlanacak.
Each one of us has some purpose on this earth some role to play and in the case of Michele and Lulu the role that they had chosen to play was the role of model.
Hepimizin bu dünyada bir amacı ve oynadığı bir rol var Michele ve Lulu'nun kendilerine seçtikleri rol ise modellikti.
"Have not I chosen you 12, and one of you be the devil..."
Şeytanla karşılaşmak istemiyor musunuz?
On one side the Karolis and a few chosen, on the other the hoi polloi.
Bir tarafta Karoli'ler ve birkaç seçkin kişi geri kalanlar ise tümden ayaktakımı.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20