Company policy traduction Turc
231 traduction parallèle
If it wasn't for Norton and his striped-pants ideas about company policy... I'd have the police after her so fast it'd make her head spin.
Norton ve onun firma poliçesiyle ilgili saçma fikirleri için olmasaydı polisleri öyle hızlı peşine takardım ki başı dönerdi.
I'm sorry, it's company policy.
Özür dilerim ama şirket politikası böyle.
Is there some company policy that prohibits two people...
Şirket kuralları gereği iki kişinin yemek yemesi yasak falan...
What is the company policy here at Christmas?
Noel zamanı buradaki şirket politikası nedir?
Are you familiar with company policy on giving away free food?
Dışarıya bedava yiyecek verenler için şirketimizin politikası konusunda bilginiz var mı?
In Article 1 of the Higashi Construction company policy, it states "to be humane" as its aim.
Higashi İnşaat Şirketi politikasının birinci maddesinde esas amacın "insancıl olmak" gerektiği yer alıyor.
It's a company policy never to give out information about our clients on the phone.
Şirket politikası gereği müşterilerimiz hakkında telefonda bilgi veremiyoruz.
It's company policy.
Şirket politikası.
Please take your bag. I'll explain company policy to you on the way, okay?
Size şirket politikasını anlatacağım.
Now, company policy is that only authorized personnel and those persons with official business with our organization are permitted on our premises.
Randevunuz yok. Şirket politikamız sadece yetkili personel ve resmi işlemler için gelen kişilere buraya girme izni verir. Yani binayı terketmemi mi istiyorsunuz?
Company policy.
Şirket politikası.
But it's for employees of Hollowmade only. - Company policy.
- Evet, ama sadece Hollowmade çalışanları için.
Psychotic behavior is company policy at Air America.
Psikopatça davranış dediğin şey, Air America'nın şirket politikasıdır.
We cannot let the fantasies of one disturbed boy... Influence company policy.
Ruhi dengesi bozulmuş bir çocuğun hayallerinin... şirket politikamızı engellemesine izin veremeyiz.
I do not appreciate company policy, allowing her to freely intermingle with inmates and the staff.
Bu kadının, mahkumlar ve personel ile karışmasına izin veren şirket politikasını onaylamıyorum.
Oh, well, I'd love to, Mr. O'Plenty but it's against company policy.
İsterdim. Bay Kerata Bereketi. Fakat bu şirket politikasına aykırı.
As punishment for your desertion it's company policy to give you the plague.
Şirket yönetmeliğine göre, işi bırakmanın cezası olarak sana veba bulaştıracağız.
Sorry. It's company policy.
Ama bu bizim şirket politikamız.
You know that's not company policy
- Bilirsin bu koloninin politikası böyle değil.
We don't enforce the law, we execute company policy for homeowners.
Kanun uygulamıyoruz, ev sahipleri için şirket politikası uyguluyoruz.
It's company policy.
Firma politikası.
Pursuant to company policy at the time, I sent her a letter of denial.
O zamanki şirket politikasına göre kendisine bir ret yazısı gönderdim.
It's company policy never to imply ownership in the event of a dildo.
Tabii ki şirket politikamız doğrultusunda katiyen sahibini açıklamayız.
Which is a violation of company policy.
Bu şirket politikasına aykırı ve sözleşmenin feshini gerektirir!
It's company policy that I fire anyone who is at the lowest rating.
En kötü notu alan çalışanı kovmam gerekiyor.
Gerry, it's company policy.
Bu şirket politikası.
Worst of all, you violated company policy by hiring an assassin.
En kötüsü de, bir katili işe alarak şirket kurallarını çiğnediniz.
No, I don't have a great many ethnic employees, that's true, but it's not company policy...
Hayır, etnik kökenli çok fazla çalışanım yok, bu doğru, ama bu şirket politikası değil...
Is this a new company policy, casual Fridays?
Bu yeni şirket kuralı mı, serbest kıyafet günü?
- It's company policy.
- Şirket politikası.
- You wanna know what my company policy is toward smartass tellers... Judy?
Ukala veznedarlara karşı benim şirketimin politikası nedir öğrenmek ister misin?
Sure as shit isn't company policy.
Firma politikası olmadığı kesin.
I think it's the company's duty to pay even if a customer dies the day after buying a policy.
Bir müşterimiz, anlaşmayı imzaladığımız günün ertesi ölürse şirket ödemek zorundadır.
Are we an insurance company, or just a bunch of dimwitted amateurs... to write a policy on a mug like that?
Sigortacı mıyız yoksa aptallara poliçe yazan bir avuç ahmak amatör mü?
Your husband had an accident policy with this company.
Kocanızın bu firmayla kaza sigortası anlaşması vardı.
Well, you see, my firm has the policy on the L.A. Armored Car Company we stand to take... - Worried about your money, is that it?
Anlarsınız, şirketimin elinde L.A zırhlı araba şirketine ait kesin ödeme emri olan bir sigorta poliçesi var.
Sort of an insurance policy in reverse, with the death benefits going to the company.
Bir tür geri ödemeli sigorta poliçesi, ölüm halinde sigorta parası şikete gidecek.
I don't suppose I could repay the insurance company the amount they paid off on my policy.
Poliçeme karşılık verdiği verdiği parayı Sigorta Şirketine geri verebileceğimi sanmıyorum.
Well, my insurance company's got a policy issued to her. $ 100,000.
Sigorta şirketimin kendisi için 100 bin dolarlık bir poliçe yapacak.
Your company wrote a policy on them?
Şirketiniz onlara bir poliçe düzenledi?
I was gonna put your sticker in my taxi but the company said it was against their policy.
Taksime sizin çıkartmanızı yapıştıracaktım ama, şirket kurallarına aykırıymış, izin vermediler.
That doesn't exclude me from making policy decisions as far as the company's concerned.
Bu beni şirketle ilgili verilen kararların dışında bırakmaz. - Sen tatildeydin.
Well my company issued a $ 25,000 liability policy home, business, auto, to Mr. Nick Papadakis, just slightly before his death.
Şey... Şirketim ölmeden kısa bir süre önce Bay Papadakis için ev, iş, arabayı içeren 25.000 dolar değerinde bir poliçe hazırladı.
In the bleak days of 1983 as England languished in the doldrums of a ruinous monetarist policy the good, loyal men of the Permanent Assurance Company a once-proud family firm recently fallen on hard times strained under the yoke of their oppressive, new corporate management.
1983'ün karanlık günlerinde... İngiltere, iflas ettirici mali politikaların pençesinde kıvranırken... eskiden piyasanın duayeni olan... şimdiyse zor günler geçiren aile şirketi Kızıl Sigorta'nın emektarları... yeni şirket yönetiminin zalim boyunduruğu altında eziliyorlardı.
But my company's taken out a very large life insurance policy on me.
Şirketim benden büyük bir hayat sigortası parası alacak.
Actually, my company is the sub-insurers of the subsidiary carriers of a policy held by Alan Stanwyk, who I believe is your son.
Aslında, sanırım sizin oğlunuz olan Alan Stanwyk... tarafından şirketime bir hayat sigortası poliçesi yaptırılmış.
This is outline of our company's labour policy.
Bu şirketimizin çalışan politikasının ana hatları.
I'm sorry, Miss McCoy. The company has a policy about this.
Üzgünüm Bayan McCoy, şirketin bu konuda bir kuralı var.
Cobb Company has a policy regarding interoffice dating.
Cobb Co'nun iş yerindeki flörtlerle ilgili çok katı kuralları var değil mi?
It's... the policy of the company.
... şirket politikası.
If you did not sign your GI life insurance policy you go on over and see Sergeant Evans at the headquarters company tent.
Eğer hayat sigortası poliçenizi imzalamadıysanız. Komuta çadırındaki Teğmen Evans'ın yanına gidin.
policy 99
company 283
compassion 86
compadre 56
companion 36
compass 21
compact 24
companies 43
compassionate 28
compared to you 24
company 283
compassion 86
compadre 56
companion 36
compass 21
compact 24
companies 43
compassionate 28
compared to you 24