English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Convicts

Convicts traduction Turc

509 traduction parallèle
When we get outta here, we're just gonna be a couple of ex-convicts... and that's not storybook stuff.
Buradan çıktığımızda, sadece bir çift eski mahkum olacağız. Ve bu bir hikaye değil.
Why, our chain gangs are beneficial to the convicts... not only physically, but morally.
Pranga kamplarımız, yalnızca fiziksel olarak değil ahlaki olarak da mahkumların yararınadır.
The convicts are singing!
Hükümlü şarkı söylüyor!
( The song of the convicts )
( Hükümlünün Şarkısı )
- Convicts.
- Mahkûmlar.
But you can't handle these convicts.
Ama bu mahkumlarla başa çıkamıyorsun.
I don't like to interfere... but I wish you'd let me hire darkies and not use convicts.
Scarlett, karışmak istemiyorum ama keşke mahkumlar yerine zencileri işe alsaydık.
A grave in an unconsecrated ground a number on his tombstone such as convicts wear in life.
Kutsanmamış bir kabirde, numaralı mahkum damgasını yemiş.
I always trust my instinct, sir, never what men tell me, especially convicts.
Her zaman içgüdülerime güvenirim bayım, insanların söylediğine değil. Özellikle de mahkûmların.
All convicts are liars.
Bütün mahkûmlar yalancıdırlar.
We're convicts escaped from Cayenne.
Biz Cayenne'den kaçan mahkûmlarız.
Convicts or not, we can kill Germans.
Mahkûm olalım olmayalım, Almanları öldürebiliriz.
We are not soft, us convicts.
Biz mahkûmlar yumuşak değiliz.
- Even if we are convicts?
- Mahkûm olmamıza rağmen mi?
The convicts call it Route Zero, because it will never exist.
Mahkûmlar ona "Sıfır Yolu" diyorlar, çünkü bu yol hiç olmadı.
The convicts, we called him Grandpère.
Mahkûmlar ona Dede derlerdi.
They won't be when you sell them to the convicts.
Mahkûmlara sattığında ucuz olmazlar.
What's your opinion of the convicts?
Mahkûmlar hakkındaki fikrin ne?
I speak especially to you convicts.
Özellikle mahkûmlara sesleniyorum.
Even convicts could write better than that.
Prangalı mahkumlar bile bundan daha iyisini yazabilir.
- Convicts, Sergeant?
- Mahkûmlar mı çavuş?
Convicts escaping!
Mahkûm kaçıyor!
A prisoner is killed in the presence of three convicts... all from cell R17.
Bir mahkûm, üç kişinin gözü önünde can verdi hepsi de R17 numaralı hücredendi.
But if I'm the cause of this trouble... if I'm wrong and those convicts are right... then you can have my resignation immediately.
Fakat bu sorunun kaynağı bensem hatalı olan ben, haklı olan suçlularsa derhal istifa edebilirim.
It is assumed now by federal law enforcement agencies... that Jarrett and the other escaped convicts are heading for California.
Federal polis yetkilileri... Jarrett ve diğer kaçak mahkumların Kaliforniya'ya gittiğini tahmin ediyor.
Car used by three escaped convicts who held up gas station and shot an officer has been found abandoned at the junction of Glenwood and Highland.
Petrol istasyonunu soyup polisi katleden firari üç mahkumun kullandığı araç terkedilmiş bir halde Glenwood ve Highland caddeleri kavşağında bulundu.
Three convicts escaped last night.
Dün gece üç mahkûm kaçmış.
Who will notice three more liberes among 1,200 paroled convicts?
Şartlı tahliye olmuş 1200 mahkûma üç kişi daha katılsa kim fark eder ki?
All three of you are convicts?
Üçünüz de mahkûm musunuz? Dolandırıcı mısınız?
I've told you a hundred times not to let convicts wander around the store.
mahkûmları mağazaya yaklaştırma diye defalarca söyledim.
It's those convicts I told you about.
Bunlar sana bahsettiğim mahkûmlar.
Convicts, I see.
mahkûm çalıştırıyorsunuz demek.
Yes, the one the convicts brought.
Tamam, mahkûmların getirdiği mektup.
- Convicts?
- mahkûmlar mı?
Convicts working on my books, others doing other things.
Biri hesaplarıma bakıyor, ötekiler başka şeyler yapıyor.
It's you, one of the convicts.
Sen ha, mahkûmlardan biri.
Convicts.
mahkûmlar.
I thought you were like the other convicts.
Diğer mahkûmlardan farklı olmadığınızı düşünüyordum.
You convicts aren't allowed to have personal possessions.
mahkûmların eşya sahibi olmasına izin verilmez.
Yesterday there were three convicts on the roof.
Dün çatıda üç mahkûm vardı.
We have to watch these convicts and murderers all the time.
mahkûmları ve katilleri sürekli izlemek lazım.
Caught any of the convicts yet?
Mahkumlardan yakalanan oldu mu?
Tonight's story is about a parolee, and so I thought you might be interested in this machinery which has been designed as a therapeutic measure for paroled convicts who may still harbor homicidal tendencies.
Bu gecenin öyküsü şartlı salınan bir tutuklu hakkında. Bu durumda hala cinayet eğilimleri taşıyan şartlı salıverilmiş tutuklular için tedavi amaçlı üretilmiş bu makineyle ilgilenebileceğinizi düşündüm.
The last galleys of the king had rotted long ago in the port waters. But the last convicts remained for everybody galley slaves.
Kralın son kalyonları limanın sularında çürümüştü ama son mahkûmlara herkes kürek mahkûmu diyordu.
It wasn't meant to be. Uh-huh. I tell you something, I think more of these here dogs than I do about any 2 old, stupid, stinking convicts.
O suçlulardan çok köpeklerimi düşünüyorum.
Don't you know there's a-a reward for escaped convicts?
Kaçakları yakaladığımız zaman bir ödül var.
The two of them would make distinguished convicts.
İkisi de seçilmiş mahkumlardı.
You mean, those men were convicts?
Yani, o insanlar tutuklu mu?
How do you know so much about those convicts?
O tutuklular hakkında bu kadar şeyi nereden biliyorsun?
Convicts and their wives ain't welcome in this tavern.
Mahkumlar ve eţleri bu pansiyonda hoţ karţýlanmýyor.
Convicts are cheap.
onlar çok pahalı, mahkumlar daha ucuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]