Convincing traduction Turc
2,362 traduction parallèle
Or maybe you need some more convincing.
İkna olmadıysan buyur.
Very convincing.
Oldukça ikna edici.
All in hopes of convincing some psycho to come after us?
Hepsi de manyağın biri peşimize düşsün diye mi?
He is such a convincing actor
Çok ikna edici bir aktördür.
Oh, God. Boy, she's not very convincing.
Pek de inandırıcı değil.
You sounded almost convincing.
Neredeyse ikna oluyordum.
She's convincing
İkna edici biri.
You are very convincing as my mother.
annem olarak çok inandırıcıydınız.
You're not convincing me, Billy.
Beni kandıramazsın Billy.
Oswald's bogus warrants look convincing until you cross-reference them.
Sen içine edene kadar Oswald'ın yolladığı bilgiler gayet inandırıcı görünüyordu.
It was pretty convincing.
Oldukça tatmin ediciydi.
Hang on. There was a pause there and a not quite convincing "yeah".
Dur bakalım.Biraz durakladın ve pek de inandırıcı bir "evet" değildi.
From convincing the man who hates me to do what I say.
Benden nefret eden adamı, ben ne dersem yapmaya ikna etmeye.
I think you'll get the part. You're totally convincing.
Bence rolü aldın çok ikna oldum
Can you be more convincing?
Daha ikna edici olsan?
How can I be more convincing when it's not true!
Doğru değil nasıl olayım ki?
( CHUCKLES ) Convincing world leaders and private funders to open a $ 1 00 savings account for every child in the world isn't as sexy as a Hollywood star.
Dünya liderlerini ve özel fon sağlayıcılarını dünyadaki her çocuğa 100 dolarlık bir yatırım hesabı açmaları için ikna etmek bir Hollywood yıldızı kadar seksi olamıyor.
Oh, this is the time he told me that my English accent wasn't convincing.
Bu bana İngiliz aksanımın ikna edici olmadığını söylediği zaman mesela.
You know, and as a very tiny girl, you did a most convincing Jean Marc Dematteis, international jewel thief.
Küçük bir kız olsanda... Jean Marc Dematteis ulusal... mücevher hırsızı olarak çok inandırıcıydın.
I don't need convincing. I will gladly stay away from him.
Beni ikna etmene gerek yok, ondan mutlulukla uzak dururum.
Well, you're the only one who needs convincing.
Bir şeye ikna olması gereken kişi sensin.
Hey, if it was about convincing me [chuckling] I would say...
Eğer bu beni inandırmak için olsaydı...
You were pretty convincing.
Oldukça ikna ediciydin.
Well, that's convincing.
Bu ikna ediciydi.
No, I meant convincing her that this about more than just prayer.
Hayır onu ikna etmeni kastediyorum, bu duadan fazlası.
Although there is some convincing scholarship out of Yale disputing their classical five stages theory.
Buna rağmen Klasik beş aşamalı teorisinde Bazı ikna edici bilim kazancı tartıştınız
What you really need to be doing is convincing the IRS that Dee's baby is dead.
Asıl yapmanız gereken ise, Vergi Dairesi'ni Dee'nin bebeğinin öldüğüne ikna etmek.
I came to ask her if her husband was Red John, because you need convincing.
Kocasının Red John olup olmadığını sormaya geldim çünkü senin ikna olmanı istiyorum.
I'll say it was quite a convincing performance.
Ben buna ikna edici bir gösteri derim. Evet.
You're very convincing, Lewis.
Çok ikna edicisin Lewis.
But you were convincing 10 years ago, too.
Ama 10 yıl önce de öyleydin.
The vice president tells me you had a hand in convincing Sergeant Brody to go public with his story.
Başkan Yardımcısı Çavuş Brody'i halk önüne çıkmak için ikna etmede senin parmağının olduğunu söyledi bana.
Convincing or not, what's it matter?
Bunun ikna edici bir sebep olup olmadığı neyi değiştirir?
- Not convincing?
- İkna edici bir sebep değil miydi?
I'm sure she'll have no trouble convincing his friends in Europe that she can be trusted.
Eminim Avrupa'daki arkadaşlarını inandırmaya çalışırken çok sıkıntı yaşamayacak.
Sound convincing?
İkna edici geliyor mu?
By convincing myselfthat is wrong to change the past.
Geçmişi değiştirmenin yanlış olduğunu kendimi inandırarak.
She could just be a very convincing liar.
Çok inandırıcı bir yalancı da olabilir.
She had a very convincing closing argument.
Çok ikna edici bir tartışma sonlandırma şekli var.
It was a very long and convincing story.
Çok uzun ve ikna edici bir hikâyeydi.
Trying to soothe Otto's pain by convincing him Caruso killed her and that the club finished him off.
Otto'nun acısını dindirmek için katilin Caruso olduğunu ve kulübün Caruso'yu öldürdüğünü söyledi.
Oh, it may look like a Cadillac on the outside, but underneath, it's all Chevy truck, as if you needed any more convincing that this is the best heavy-duty truck.
Dışarıdan bir Cadillac'a benzeyebilir ama altında, tamamen Chevy marka kamyonet bunun en iyi ağır iş kamyoneti olduğuna daha fazla ikna edilmenize sanki ihtiyacınız varmış gibi.
You're convincing me to cheat on your own daughter!
Sen kızını aldatmam için beni ikna etmeye çalışıyorsun!
And they offer a convincing case.
İkna edici bir dava teklif ediyorlar.
We gotta go there- - the meeting's about us convincing him to record here.
Oraya gideceğiz- - Toplantı bizimle ilgili Onu burda kayıt yaptırmaya ikna etmekle ilgili.
She was very convincing, like she saw something.
Hayır, hayır, hayır, gerçekten görmüş gibi çok ikna ediciydi.
I tried convincing them.
Onları ikna etmeye çalıştım.
In my research I came across convincing evidence, that their plan actually includes the elimination of the majority of the worlds population.
Araştırmamda, inandırıcı kanıt olan onların planının dünya nüfusunun çoğunun ortadan kaldırılmasını içermesiyle karşılaştım.
All right, well, while you're busy convincing her of that, I'll be trying to make sure that John Bianchi doesn't kill me.
Pekala, sen onu ikna etmekle mesgulken ben John Bianchi'nin beni öldürmemesi için ugrasacagim.
Have you had any luck convincing your wife to push off the trip until after the birth?
Eşiniz, bu seyahati, doğumdan sonra yapması konusunda ikna etmeyi başarabildiniz mi?
He must've done some convincing.
İkna etmiş olmalı.