Crab traduction Turc
1,943 traduction parallèle
Its what it does after it has caught its crab that sets it apart from all other snakes.
Onu diğer yılanlardan ayıran şey yengeci yakaladıktan sonra yaptıklarıdır.
The crab is so large that the snake cant swallow it whole.
Yengeç o kadar büyük ki yılan onu bütün yutamıyor.
Slowly and deliberately the snake dismembers the crab.
Yavaşça ve dikkatlice, yılan yengecin bacaklarını koparıyor.
How's crab sound to you?
Nasıl bi'ses duyduysan?
Yeah, well, my magic hour is when this thing is done and we're all drinking at the Crab Shack.
Benim sihirli saatim, şu şey bitip, Yengeç Kulübesi'nde içmeye başlayacağımız zaman başlayacak.
Here come two of the film's stars, Joy and Darnell "The Crab Man" Turner.
İşte filmin iki yıldızı geldi. Joy ve Yengeç Adam Darnell Turner.
Heavily degraded by crab and fish.
Yengeç ve balıklar tarafından aşırı derecede parçalanmış.
{ \ pos ( 192,230 ) } There were a few things on my list that I'd actually done to the Crab Shack.
Listemde, Yengeç Kulübesinde telâfi ettiğim pek çok şey vardı.
A couple days after I stole that cake, me and Randy had a drinking contest at the Crab Shack.
O pastayı çaldıktan bir kaç gün sonra Randy'le ben Yengeç Kulübesi'nde bir içme yarışmasındaydık.
"so I'm going to kill myself " at the Crab Shack at 3 : 00.
Bu yüzden kendimi, Yengeç Kulübesi'nde saat 3'de öldüreceğim.
What happened to Crab Man?
Crab Man'e ne oldu?
Tradition at the Crab Shack was, if you passed out the week before Christmas, you got decorated.
Yengeç Kulübesi'nde, Noel'de sarhoş olursan, süslenirsin geleneği vardı.
Darnell, if this is some kind of mad crab disease, I'm gonna kill you.
Darnell, eğer bu bir çeşit kuduz yengeç hastalığıysa, seni öldürürüm.
Two boys, a demanding job, making $ 2.95 an hour... these are the things that weigh heavily on the Crab Man.
İki çocuk çaba gerektiren bir iş saatte 3 YTL kazanç bunlar Yengeç Adam'a ağır gelen şeyler.
It used to be, the best part about finishing a meal at the Crab Shack was that you were finished with a meal at the Crab Shack, but Darnell was making a few changes.
Eskiden, Yengeç Restoranda yemek yemenin en iyi tarafı yemeklerin Yengeç Restoranda herzaman çok iyi çıkmasıydı, ama Darnell biraz değişiklik yapmaya karar verdi.
Joy brought a ton of people from the Crab Shack.
Joy yengeç restorandan bir ton adam toplayıp getirmiş.
The good news is, you can eat the crab right out of the prize slot.
İyi tarafı, jeton fiyatına yengeç yiyebilmen.
As soon as I paid up and got the car back, I went straight over to the Crab Shack to give Randy his present ASAP.
Parayı verip arabayı aldıktan sonra bir an önce Randy'e hediyesini verebilmek için Yengeç Kulübesi'ne gittim.
How about we just head back to the Crab Shack...
Ne dersin, Yengeç Kulübesi'ne geri dönüp...
Great decorations, Crab Man.
Güzel dekorasyon, Yengeç Adam.
I would love to have a leisurely conversation where I say "Hey, Earl," you say "Hey, Crab Man," but no time for that.
Sakin bir konuşma olsun isterdim tıpkı Hey Earl, Hey Crab Man dediğimiz zamanlardaki gibi ama şimdi buna zaman yok.
- Som Tum with crab and fish.
- Som Tum'lu yengeç ve balık.
Som Tum with crab and fish over here.
Buraya Som Tum'lu yengeç ve balık.
Eric, that is crab shell.
Eric, yengeç kabuğu bu.
That transporting diamonds is possibly a more dangerous job than Alaskan crab fisherman.
Elmas taşıma işi muhtemelen Alaska Yengeç Balıkçısının işinden daha tehlikeli bir iştir.
I am not sharing my lump crab.
Yengecimi paylaşmam.
Rose- - but phase two meant that we had to drive all the way down to the crab shack because that's where the guy works.
- Rose... - Fakat planın ikinci kısmı için şu çocuğun çalıştığı yengeç dükkanına kadar arabayla gelmeliydik.
Drop me off at the Crab Shack. I'm going to get another beer and prove to it I'm not a virgin.
Beni Yengeç Kulübesi'nde bırakırsın, bir bira daha alıp bakir olmadığımı ispatlayacağım.
I'm going to call the Crab Shack and tell people you're doing a stunt.
Yengeç Kulübesi'ni arayıp, senin gösterin olduğunu söyleyeceğim.
A crab droid is headed right for you.
Bir yengeç droid tam sana doğru geliyor.
The scattered remains of dead star the Crab Nebula
Ölü bir yıldızın dağınık kalıntıları... Yengeç Nebulası
The bodies of Senator Jordan and his daughter were discovered this morning by a crab fisherman who spotted the capsized kayak floating far offshore, nearly a mile from Senator Jordan's residence.
Senatör Jordan ve kızının cesetleri bu sabah, senatörün evinden yaklaşık 1,5 km. açıktaki ters dönmüş kanoyu gören bir yengeç avcısı tarafından bulundu.
And sometime lurk I in a gossip's bowl, In very likeness of a roasted crab,
Bazen de kızarmış bir yengeç kılığında dedikoducu bir cadalozun kasesine gizlenirim.
Sorry. - Get the crab
- Yengeci al.
Can you... Well, how's the crab dip going?
Yengeç sosu nasıl gidiyor?
Crab dip is going great. Oh, no, no.
Yengeç sosu gayet güzel.
The crab dip is going spectacularly well.
Yengeç sosu gerçekten harika gidiyor.
Give him a crab.
Gücünüzü gösterin.
Alright, we're gonna do this guy. Remember this guy, the crab?
Sıradakine geçelim, bu lanet şeyi hatırladın mı?
Think about a hermit crab, okay?
Bir yengeci düşün, tamam mı?
It's like I'm just a hermit crab changing shells.
Kabuk değiştiren bir yengeç gibiyim.
And maybe some crab apples for dessert, now, you hear?
Belki tatlı niyetine de biraz yaban elması, duydunuz mu?
So come on down for a Rodanthe-style crab-crack celebration tonight.
Bugün Rodanthe tarzı, yengeç festivaline davetlisiniz.
Jimmy crab's pretty, isn't he?
Jimmy'nin yengeçleri çok iyi, değil mi?
If Triton wasn't looking, I would have squashed that crustacean into a crab cake!
Triton bakmıyor olsaydı o kabukluyu ezip, yengeç köftesi yapacaktım!
- Who wants crab cakes?
- Yengeç köftesi isteyen var mı?
Hey, stone crab... you love stone crab, huh?
Hey, kaya yengeci. Sen kaya yengecini seviyorsun, ha?
You could stop eating stone crab.
Kaya yengeci yemeyi kesebilirsin.
OK, here it comes, the dreaded crab claw.
Pekala, işte geliyor korkutucu yengeç pençesi.
You know what happens when crab claw goes...
Yengeç pençesi geldiğinde ne olur, biliyorsunuz.
- It's all crab tonight...
- Bu gece yengeç pençesi.