English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / D'you hear me

D'you hear me traduction Turc

295 traduction parallèle
Come on out here. Did you hear me?
Dışarı çık.
D'you hear me?
Beni duydun mu?
Didn't you hear him say he'd track me to the end of the earth?
"Dünyanın öbür ucuna gitseniz, yine sizi bulurum" dediğini duymadın mı adamın?
If he could hear me, you'd be his next victim.
Bir dahaki kurbanı siz olmalısınız.
I knew you'd hear me sooner or later.
- Beni er veya geç duyacağını biliyordum.
Remember, no matter what you hear or what happens, don't let me out!
Unutma sakın, ne duyarsan duy ya da ne olursa olsun sakın dışarı çıkmama müsaade etme!
Let's hear some of those stupid things you were so afraid he'd repeat to me.
Yanımda tekrar etmesinden korktuğun şu aptalca şeyler neymiş duyalım bakalım.
You start mussin'me up and you're gonna get it, d'you hear?
Bana bulaşırsan karşılığını görürsün, duydun mu?
You ask that as if you'd be pleased to hear me say yes.
Evet dememden memnum olacakmış gibi soruyorsun.
D'you hear me?
Ben Myers değilim.
A scapegoat, d'you hear me?
Bir günah keçisi, duydun mu beni?
I don't want to stay here, d'you hear me?
Burada kalmam, duydun mu beni?
I hoped you'd hear me... and you'd let me take you away from here before it was too late.
Beni duymanı ve çok geç olmadan seni buradan götürmeme izin vermeni umuyordum.
- Did you hear him, kicking me out?
Duydunuz mu? Beyefendi beni dışarı atmak istiyor.
YOU FOOLING? I'LL YELL SO LOU D YOU'LL HEAR ME ALL THE WAY TO ST.
Öyle bir tezahürat yapacağım ki sesimi ta St. Nick'ten duyacaksın.
Now you fly, you little punk, or I'll throw you out on your ear, you hear me?
Uç artık seni minik serseri, yoksa seni dışarı atarım. Duydun mu beni?
You can't cut me out now, you hear?
Beni dışlayamazsınız.
You'd never hear me blame you.
Seni asla suçlamazdım.
When you hear me shooting, come
Silah sesi duyduğunda dışarı çık.
D'you hear me?
Beni duyuyor musunuz?
Out here they don't want to hear you or see me.
dışarıda seni duymak... veya beni görmek istemiyorlar.
D'you hear me?
Beni duyuyor musun?
Will, Lester here, d'you hear me?
Will, ben Lester, beni duyuyor musun?
I'd love to hear the way you describe me to them.
Beni onIara nasıI anIattığını duymak isterdim.
This is something I've never told anyone, so you've gotta swear to me what you hear will not leave this room.
Bunu daha önce hiç kimseye anlatmadım, o yüzden duyacaklarının asla bu odadan dışarı çıkmayacağına dair yemin etmelisin.
* Still you'd better hear me say *
Yine de, söylediğimi işitirsen daha iyi olur.
"... but Albert said you'd never hear from me again...
" ama Albert senden asla haber alamayacağımı söylemişti...
Frank? Can you hear me?
Dışarıda kimse yok mu?
And you've had enough to drink, D'you hear me?
Yeterince içtin. Beni duyuyor musun?
Just stop it, right, cos Andy won't let me come here again. D'you hear me?
Dur dedim yoksa Andy bir daha buraya gelmeme izin vermez.
- D'you hear about me and Maurice?
- Ben ve Maurice konusunu duydun mu?
Well, I'd love to stay and hear where this conversation's headed... but if you all will excuse me.
Kalıp bu sohbeti dinlemek isterdim ama gitmem lazım.
If I was up there, you'd never hear a peep out of me.
Eğer ben yukarıda olsaydım, en ufak birşey duyamazdınız.
I'd appreciate it, if you hear anything, to call me here.
Herhangi bir şey duyarsan lütfen beni ara.
Hear me. The first time you screw up in any way... Or if I catch you going after Kane, you're out of business.
Herhangi bir şekilde işi eline yüzüne bulaştırdığın veya Kane'in peşine düştüğün anda, bu işin dışında kalırsın.
Well, I'd much rather die, you hear me?
Ölürüm daha iyi, duydun mu?
D'you hear me?
Duyuyormusun beni?
Tell me where it hurts. "No." Hello, Marcia, I hear you. "
Merhaba Marcia. Bana nerenin acıdığını söyle. Hayır.
Excuse me, gentlemen. The test results are ready if you'd like to hear them.
Affedersiniz beyler, test sonuçları hazır.
- What'd you hear about me?
- Ne duydun hakkımda?
They'd be interested to hear how you crashed Dale's plane, how you tried to kill me. - Go ahead then, you feel free.
Eminim Dale'in uçağını nasıl düşürdüğünü ve beni nasıl öldürmeye kalktığını duymak isterler.
Look, you're not too old to be taken over my knee, young man, d'you hear me?
Bak, genç adam, dizlerimin üzerine kapanacak kadar yaşlı bir adam değilsin, beni duydun mu?
You could never turn Tony's mind against me, Leah, d'you hear me?
Hiçbir zaman Tony'nin düşüncelerini bana karşı dönüştüremedin! Leah, beni duydun mui?
I... I'd ride through worse than that... if I could just hear your voice telling me... that I might at least have... some chance to win you.
Eğer seni kazanmak için bir şansım olduğunu söyleyen sesini duyacağımı bilsem daha kötü bir havada da gelirdim.
Do you hear me?
Anaşıdı mı?
Hear me, you wrangling pirates, that fall out in sharing that which you have pill'd from me!
Dinleyin beni kavgacı korsanlar! Benden yağmalayıp çaldığınız şeyi paylaşmak için birbirinize düşmüşsünüz.
If you're in there and you can hear me, come out!
Eğer içerdeyseniz ve beni duyabiliyorsanız, dışarı çıkın!
All right you probably won't want to hear this but if it was me, and this is just me I'd bow out.
Tamam Muhtemelen bunu duymak istemezsin ama be nolsaydım ve bu benim aradan çekilirdim.
Aren't you going to welcome me back? I never thought I'd be happy to hear your voice.
Sesini duymaktan mutlu olacağımı hiç düşünmezdim.
Well, if you know a better way for me to live through my son, I'd like to hear it.
Oğlumla olan ilişkim için daha iyi bir fikrin varsa, duymak isterim.
I'll pull out your insides and make you eat them, hear me?
Bağırsaklarını dışarı çıkarıp onları sana yediririm. Beni anladın mı? Bağırsaklarını sana yedirebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]