English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Didn't say

Didn't say traduction Turc

23,227 traduction parallèle
I didn't know what you were gonna say.
Ne söyleyeceğini bilmiyordum.
She sat across that table, looked my son in the eye, didn't say a damn thing about the pregnancy, treating him like he's some inconvenience, and he is the baby's father.
Masanın kenarına oturdu, oğlumun gözlerinin içine baktı hamilelikle ilgili hiçbir şey söylemedi. Kendisine ayak bağı olacakmış gibi davrandı ama Jackson o bebeğin babası.
Meredith, he didn't say anything to her.
Meredith, ona hiçbir şey söylemedi.
I heard that Penny applied, which is weird because she didn't say anything.
Çok ilginç çünkü bir şey söylememişti.
Didn't you say something about us having a money cushion?
Bizim kenarda bir paramız olduğunu söylememiş miydin sen?
- She didn't say that.
- Öyle demedi.
Well, I didn't say that.
Ben öyle bir şey söylemedim.
I have to say, I... I didn't ever expect to write a book on cooking.
Söylemeliyim ki, yemek pişirmekle ilgili bir kitap yazacağımı hiç düşünmezdim.
I was afraid to say yes [chuckles] because I didn't have any business doing it, but then again, I said, "Yes."
Çünkü bunu yapmamam gerekiyordu. Ama yine de "evet" dedim.
Didn't say anything about letting him get away.
Kaçacaklar diye... bir şey demedim. Şurayı aç.
Didn't his wife say he was off of that drug?
Karısı o ilacı bıraktı dememiş miydi?
Didn't you say there was an emergency?
Acil bir durum olduğunu söylememiş miydin?
It's what you didn't say.
Söylemedin zaten.
She didn't say anything?
Bir şey demedi mi?
Did I say it didn't?
- Kapat dedim mi ki?
Why the hell didn't the soldiers who brought us here say that you were with them?
Bizi buraya getiren askerler onlar ile birlikte olduğunu neden söylemediler ki?
She didn't say. Coming to terms with whatshe was about to do, maybe.
Yapmakta olduğu şeyi yavaş yavaş kabullenmeye çalışıyordu belki de.
I didn't say that.
Böyle bir şey söylemedim.
I didn't say that.
Öyle bir şey demedim.
Pretend I didn't say it.
Bunu hiç demedim say.
We didn't know..... what to say or how to look after her.
Ona ne diyeceğimizi veya ona nasıl bakacağımızı bilmiyorduk.
Mini didn't say a wold.
Mini tek kelime etmemişti.
Then Why didn't Mini say anything till now?
Peki neden Mini bugüne kadar bir şey söylemedi.
I didn't say rearrange his fucking chromosomes.
Siktiğim kromozomlarını tekrar düzenleyin demedim.
Milo didn't hear him say it.
Milo onu duymamış.
Kelly Ann, didn't Phil say you could call him if you needed him?
Kelly Ann, Phil sana ihtiyacın olduğunda onu arayabileceğini söylemedi mi?
He didn't mean to say it.
Niyeti söylemek değildi aslında.
I didn't want to say anything in front of your lovely wife there, but the last time I saw you, I was worried about you.
Tatlı karının önünde bir şey söylemek istemedim ama seni son gördüğümde, endişelenmiştim senin için.
Okay, you didn't get a chance to say good-bye to your own brother, so now you're projecting this onto Phil.
Anladım, öz kardeşine veda etme şansı bulamadın sen de bu boşluğu Phil ile dolduruyorsun.
Look, you didn't say yes or no.
Evet ya da hayır demedin.
And if she didn't say yes or no...
Evet ya da hayır demediyse- -
You didn't even say thanks.
Sen bile teşekkür etmedin.
No, I didn't say that.
Hayır, ı öyle demedim.
You didn't hear me say that.
Bunu dediğimi duymadın.
I didn't say you could wander around.
Etrafta gezebilirsin demedim.
I'd not be human if I didn't wonder what they say to each other, or if they still have feelings.
Birbirine ne söylediklerini ya da hâlâ birbirlerine karşı.... hisleri var mı, çok merak ediyorum.
What didn't I say?
- Ne demiştim?
I didn't say I want to know. - Sorry!
Bilmek istiyorum demedim.
- I didn't say we weren't gonna figure something out, Louis.
Harvey'i aramayacağız dedim.
- I'm going downstairs to tell that server he can have every nickel of it to say he didn't deliver that thing for another two hours.
Dağıtıcıya 2 saat daha ulaştırmadığını söylemesi karşılığında istediği kadarını almasını söylemek için aşağı iniyorum.
- I didn't say you didn't.
- Vermediğini söylemedim.
No. The roll-out didn't say anything about a dead cop.
Haberlerde hiç öldürülen bir polisten bahsetmediler.
Hey. Why didn't you say anything real?
Neden hiç gerçek bir şey söylemedin?
When I accused you of hitting my son, why didn't you say anything?
Seni oğluma vurmakla suçladığımda neden bir şey demedin?
What is it that the killer didn't want him to say?
Katilin söylemesini istemediği şey neydi acaba?
And she didn't say that i once tried to kill her nurse.
Bir keresinde bakıcısını öldürmeye teşebbüs ettiğimi de söylemedi.
So what's to say this adrian guy didn't chop off his own thumb, Leave it with the victim as he ran off to asia?
Ya şu Adrian denen herif kendi parmağını kesip kurbanla birlikte bıraktıysa ve Asya'ya kaçtıysa?
Or people will say that you didn't properly search the evidence.
- Yoksa insanlar delilleri adamakıllı araştırmadığını söyleyecektir.
No, he didn't say his name.
- Adı James mi? - Bilmem, adını söylemedi.
Didn't say.
Söylemedi.
You didn't have to say anything.
Bir şey demene gerek yoktu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]