Dig deep traduction Turc
458 traduction parallèle
If you can dig deep enough, only your pride gets hurt.
Derin bir çukur buldum.
- Hook him, Trooper! - Dig deep, boy! That's the way.
Dizginle onu, Trooper.
Dig deep into your conscience and see who's to blame.
Şimdi vicdanının sesini dinle, bak bakalım suçlu kim?
There's always an answer to be found, if you only dig deep enough.
Tabii yeterince derin kazarsanız her zaman bir cevap bulursunuz.
Dig deep and get the -
Derin kaz ve getir -
We got to move on Carbon, and move fast and dig deep.
Bu karbon işini halledip hemen oraya yerleşmeliyiz.
There's material to find if you dig deep.
Kazdıkça malzeme çıkıyor.
Dig deep.
Yemek vakti.
If you want honest government, government that works for you, I'm asking you to dig deep into your pockets.
Eğer dürüst bir yönetim istiyorsanız, sizin için çalışacak bir yönetim ellerinizi ceplerinize uzatmanızı istiyorum.
Well, then, we're just going to have to dig deep.
O zaman yapacağımız biraz derin kazmak.
So please, please dig deep
O yüzden lütfen, lütfen bol bol para gönderin.
Just once, why don't you dig deep and show us the man you really are?
Sadece bu seferlik, derinlere inip, neden bize gerçekten olduğun adamı göster miyorsun?
Dig deep in your pockets. gentlemen.
Ceplerinizi boşaltın, beyler.
Dig deep in your pockets. Dig deep!
Ceplerinizi boşaltın, boşaltın!
I guess I just miss the chance to dig deep with my patients.
Sanırım hastalarımı derinlemesine incelemeyi özlüyorum.
Dig deep, baby!
Derin kaz, bebek!
So let's dig deep... ... and get a moral man re-elected. Ellis Loew wants to say a few words.
Cömert olalım ki bu sayede ahlaklı biri yeniden seçilsin.
Come on, dig deep, okay.
Hadi, derin kaz, tamam.
So I want you to dig deep into your pockets, now... and show your love.
O yüzden ceplerinizi iyice karıştırın ve sevginizi gösterin.
Dig deep for the miners.
Madenciler için derin kazalım.
Dig deep.
Eller ceplere.
Dig deep, David.
İyi düşün David.
Dig deep.
İyi düşün.
Dig deep wells in the middle of the hill.
Derin kaz kuyular tepenin ortasında
- Dig deep enough, there's always shit.
- Yeterince kazarsan, her zaman bir bok bulursun.
Now you have to dig deep.
Şimdi büyük düşünmelisin.
Dig'em deep.
Hakla onu.
Say, I wouldn't dig so deep if I were you.
Yerinizde olsam o kadar derin kazmazdım.
Do you know that some species of desert ants dig down as deep as 30 feet or more?
Çöl karıncalarının bazı türlerinin 9 metre derinlikte... çukurlar kazabildiğini biliyor musunuz?
- Dig in deep, boy!
- Tüm gücünle asıl evlat.
You just gotta dig a deep hole and get in.
Ömrümün yarısında saklandım.
How deep do you want to dig, down to hell?
Ne kadar kazacaksınız, cehenneme kadar mı?
I'd like to dig a nice, deep hole for our friend Gingrich.
Dostumuz Gingrich için güzel bir çukur kazabilirim.
Dig it deep so you'll be comfortable.
Biraz derin kaz da rahat edesin.
When a person gets someone involved into something, he has to dig out what's buried deep inside the other person's heart
Bir insan birini bir şeyin içine dahil ettiğinde diğer kişinin kalbinin derinliklerine gömülü olanı kazıp çıkarmak zorundadır.
Dig a ditch, dig it deep
Hendek kazın, derince kazın.
- Dig a ditch, dig it deep
- Hendek kazın, derince kazın.
- This is crap. - Dig down deep!
Avazın çıktığı kadar bağır.
Dig it very deep.
Çok derin olsun.
And, well, we have to dig the ditch really deep... so the water'll go all the way around and we can swim in it.
Ve hendeği o kadar derin kazmalıyız ki... su bütün çevresine dolabilsin ve biz de içinde yüzebilelim.
I tell you what I'm gonna do. I'm not gonna dig too deep.
O yüzden çok derin oymayacağım.
Who, besides us, would dig this deep into this kind of sludge?
Yani bizden başka... bu çamurda bu kadar derine inerler mi?
No matter how deep a hole you dig for yourself
Kendini nasıl hissediyorsun? - Arkandan takip ettik.
An artist has to dig down deep in his guts, Maurice, and pull it out, okay?
Bir sanatçı onun içinde daha derine inmek gerekiyor cesaretle Maurice, tamam mı?
Don't dig so deep.
Derin kazma.
Don't dig too deep.
Fazla derine inme.
Dig long and deep.
Çukur derin ve uzun olsun.
It only works if we don't dig too deep beneath the surface, don't question it.
Eğer çok derinlerdeki anılarımızı düşünmezsek problem yok, bunu sorgulamayın.
Now's the time to dig down deep folks.
Şimdi daha derin kazma zamanı gençler
And the rest of you, I want you to dig down deep and ask yourself the question :
Duygularınızı gözden geçirmenizi ve kendinize şu soruyu sormanızı istiyorum :
Well, you gotta know how deep the doo-doo is, Ryge, if you're gonna dig your way out.
Şey, buradaki güvercinin ne kadar derinde olduğunu bilmelisin Ryge, eğer yolunu kendin kazıp bulacaksan.
dig deeper 32
deeply 101
deep 332
deeper 131
deepak 17
deep throat 18
deeply sorry 17
deep inside 26
deep voice 87
deep down inside 35
deeply 101
deep 332
deeper 131
deepak 17
deep throat 18
deeply sorry 17
deep inside 26
deep voice 87
deep down inside 35