Deep down traduction Turc
2,348 traduction parallèle
What you are... deep down. Aside from your police job, and your... extracurricular activities.
Polis olman ve boş zaman aktivitelerinin dışında....... derinliklerinde ne olduğunu biliyorum.
I really, somewhere deep down,
İçimde, derinlerde şuna inanıyorum. Eğer birisini öldürüp yakalanmadıysanız, bu bir suç değildir.
Here's another one, another thing I believe deep down, again, is that gay people should stop doing that, because...
Yine kendimce inandığım bir şey şu. Eşcinsellerin, bunu yapmayı kesmeleri gerekiyor çünkü...
And the worst part of it is, somewhere deep down,
İşin kötü tarafı, derinlerde bir yerde beni terk edeceğini hep biliyordum.
I know that, deep down inside, you are a closet nice person.
Biliyorum ki, içerlerde biryerde, dolaba saklanmış iyi bir adam var.
I believe deep down we're the same people who all rejoiced that night in June in the town square
Özümüzde hepimizin aynı olduğumuza inanıyorum o haziran gecesinde Şehir Meydanı'nda kutlayanlar gibi.
Deep down.
Derinlerde.
Deep, deep down.
Çok derinlerde.
Just deep, deep, deep, deep, deep, deep down to a place so deep, that you could still whistle a happy tune no matter how bad you're feeling.
Çok, çok, çok, çok, çok, çok derinlerden bir yerlerden ne kadar kötü, hissedersen hisset mutlu bir ses duyabilirsin.
Somewhere deep down you know I'm telling you the truth.
Derinlerde bir yerde sana doğruyu söylediğimi biliyorsun.
Look, deep down, nobody minds what you did.
İçten içe, kimse yaptığın şeyi umursamıyor.
Each of us... deep down, we know what we really want.
Her birimiz kalbimizin derinliklerinde ne istediğimizi biliriz.
Deep down inside, you're a monster, but you're my little monster.
Derinliklerinde hâlâ bir canavar yatıyor. Minik canavarım benim.
Deep down you know better.
Aslında sen daha iyi bilirsin.
They called her a bitch, but deep down, they know she's right. And they're about to walk through that door, where we will be waiting with some light beer and some rock hard approval.
Annelerine "pis sürtük" deseler de kadının haklı olduğunun farkındalar ve birazdan bu kapıdan girdiklerinde ellerimizde diyet biralarımızla onlara "her türlü kabülümüzsünüz" ayağı çekeceğiz.
But deep down, he's probably really sensitive like me.
Ama aslında çok yumuşak kalpli.
I felt it deep down inside.
Taa derinlerde.
Not deep down. I know it.
Kalbinizin derinliklerinde, bunu biliyorum.
Even when my husband talked about tying the knot with you, deep down I was against it.
Kocam sizlerle akraba olma bahsini açtığında içten içe karşıydım.
Isn't that what you really want, deep down?
Sen de içten içe ölmesini istemiyor muydun?
Deep down you know it is never gonna work out with you and Molly.
Aslında sen de Molly ile yürümeyeceğini biliyorsun.
Because he knew deep down it was you all along.
Çünkü içten içe hep sen olduğunu biliyordu.
You know, deep down, I think I always kind of knew.
Bilirsin derinliklerde bunu biliyor gibiydim.
But deep down, I think she loves me.
İşin komik tarafı, galiba, derinlerde beni hala seviyor.
Deep down, it isn't me talking.
Böyle olmak zorunda.
I guess deep down, I'm afraid that I'll keep compromising until getting the shit end feels normal.
İçimde bir his var, sonunda acınacak hale gelsem bile korkarım ödün vermeye devam edeceğim.
Deep down behind me, a hopeless romantic.
Aslında ben ölümüne romantiğimdir.
I get the feeling that deep down you're all... Shut up, Planchet!
Kapa çeneni Planchet!
And so there deep down in that dreadful caldron of swirling water and seething foam... will lie for all time the most dangerous criminal and the foremost champion of the law of their generation.
Ve orada o girdaplı suların ve denizköpüğünün dehşet verici kazanının derinlerinde bir yerlerde her zaman yatıyor olacaklar onlar ki, kendi nesillerinin en tehlikeli suçlusu ve kanunun en önemli şampiyonu.
The things we suppress very deep down in places nobody can find them, they come back and get us in the end... with a vengeance.
Kimsenin bulamayacağı yerlerde sakladığımız şeyler. Sonunda geri gelirler. Olaylarla.
Deep down, you know what you need to do, Katie.
Derinlere in, ihtiyacın olanı biliyorsun, Katie.
And I think... Deep down... You know that.
Sanırım içinde bir yerlerde bunu sen de biliyorsun.
Deep down I really care about you?
Aslında sana değer veriyorum?
Maybe I went easy on him because deep down, I know that he needs me to take care of him.
Belki de ona fazla yüklenmedim, çünkü yüreğimin derinliklerinde onunla ilgilenmeme ihtiyaç duyduğunu biliyordum.
We're gonna drop you down a hole so deep, there'll be no yard time, no privileges, and no digging your little tunnels.
Seni öyle derin bir çukura koyacağız ki, ne avlu iznin ne bir ayrıcalığın, ne de kazacağın küçük tünellerin olacak.
You know, the penguin before it goes down is saying : "How deep am I going to go on the next dive, how many fish do I think I'm going to catch?"
"Şimdiki dalışta acaba ne kadar derine giderim, kaç balık yakalarım?"
wilson : This is the moment where Mir comes off the continental shelf, the platform and goes down into the deep water, and you can actually see this in her depth traces... and they get deeper and deeper.
Burası Mir'in kıta sahanlığından geldiği an, burada düzlük var ve derin sulara dalıyor, buradan derinliğini görebiliyorsunuz.
*'Cause way down deep inside I've got a dream. *
# Benim de derinlerde bir hayalim var #
*'Cause way down deep inside, I gotta dream. *
# Benim de derinlerde bir hayalim var #
*'Cause way down deep inside, we've gotta dream. *
# Ne dersen de hepimizin bir hayali var #
* Yes way down deep inside I've got a... * * Dreeeeeeaaaaamm. *
# Herkesin kalbinde gerçekleşmesini beklediği bir hayali # # var!
Bug, maybe you should sit down and take a few deep breaths.
Bug, biraz oturup soluklansan iyi olacak.
Dig down deep and break the streak!
- Çok çalışıp kazanacağız!
Dig down deep?
Çok çalışarak.
Dig down deep and break the streak.
Çok çalışır ve kazanırız.
Dig down deep... And break the streak.
Çok çalışalım ve kazanalım.
- Dig down deep and break the streak.
- Çok çalışalım ve kazanalım.
Now, are you ready to dig down deep?
Kazanmaya hazır mısın?
- Deep down...
Kalbinin derinliklerinde...
deeper and darker. I ain't saying they down as deep as you,
Senin kadar derindeler demiyorum.
Well, if you really must know, I was simply writing down... that I don't think your performance went very deep into the emotional truth of the song.
İlla bilmen gerekiyorsa, performansının şarkının duygusal derinliğini veremediğini yazıyordum.
deep down inside 35
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23