English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Engine revving

Engine revving traduction Turc

120 traduction parallèle
- [Engine Revving ] - [ Tires Squealing]
- [Motor sesi ] - [ Lastik sesleri]
You say it so. ( engine revving )
"Bu bir soygundur." kısmını sen söyle, sesin daha gür!
- Go for it. - [Engine Revving]
Göster kendini.
[engine revving] ( Michael ) Come on, KlTT.
Hadi, KITT.
[engine revving] We'll see about that.
Bunu göreceğiz.
Let's spin his. [Engine Revving]
Hadi döndürelim şunu.
[engine revving] I'm gonna have to teach you some manners.
Sana bazı şeyleri öğretmem gerekecek.
[motorcycle engine revving] lt's been a real pleasure talking to you.
Sizinle konuşmak gerçekten büyük zevkti.
- Let's hit it. - [Engine Revving]
Haydi bakalım.
[Engine revving]
[Motor]
[Car Engine Revving]
[Egsoz sesleri]
[engine revving] Yes!
Evet! Ta-da!
[engine revving ] [ laughing] Ta-da! These are your fuckin'colors, man.
Bunlar senin lanet reklerin adamım.
* * Welcome to me * * [engine revving] * * This ain't no * * * * Upwardly mobile freeway * *
\ \ Bana hoşgeldin / / \ \ Bu yukarı doğru giden / / \ \ Bir otoyol değil / /
Jack. What if I shift into neutral and just keep the engine revving?
Boş vitese takıp motoru işler bıraksam ne olur?
- [Engine Revving]
O tarafta!
[Imitating Engine Revving] You bought a car without consulting me?
Bana danışmadan araba mı aldın?
[Tires Screech, Engine Revving] Hey, Skinner, wanna drag race?
Skinner, yarışa ne dersin?
- [Groans ] It's like a chainsaw in my head! - [ Motorcycle Engine Revving]
Sanki kafamın içinde testere var!
- [Engine Revving ] - [ Tires Squealing] I'm afraid I can't let you do this, Red.
Üzgünüm ama bunu yapmana izin veremem, Red.
[Tires Screeching, Engine Revving]
[Tires Screeching, Engine Revving]
Engine revving and stuck in park.
Motor çalışıyor ama park yerinde mahsur kalmış.
[engine revving] I'm not gonna let you do this.
Bunu yapmana izin vermeyeceğim.
He had to get stung again, this time in public - [Engine Revving]
Herkesin içinde onu arı sokmalıydı
Then I heard that horn honking and engine revving toward me.
Sonrasında arkamda o kornanın ötüşünü ve motora gaz verme sesini duydum.
That old broad and her dead husband got my engine revving, too.
O yaşlı hatun ve ölü kocası sayesinde benim de motorlara yağ gelmeye başladı.
( ENGINE REVVING )
- Bu onun arabası. - Öyle mi dersin? İyi şanslar dostum.
( Boat engine revving )
( Teknenin motorunun hızlanma sesi )
Come on. ( Engine revving )
Şimdi bunlar var.
( ENGINE REVVING )
( Motor sesi )
( TRUCK ENGINE REVVING )
( Kamyonet motoru sesi )
[car braking and engine revving]
Uçurtma Bayramları İyi seyirler...
[Engine Revving] Gee, mister, she's a beaut!
Dostum, o mükemmel!
( engine revving ) Hello.
Alo.
[motorcycle engine revving]
" SEZON 2
[Engine Revving, Tires Squealing] - Hold it! Police!
Kıpırdama!
Look, you're not revving your engine enough.
Bak, Motorun hızını hala yeterince arttırmadın.
No revving up the engine.
Motor hızlanmıyor.
( ENGINE REVVING ) Could you just give me one second?
Bir saniye verebilir misin?
Do you have to keep revving the engine?
Motoru gazlamak zorunda mısın?
That's why you were revving your engine?
Bu yüzden mi gecenin yarısı motorunu inlettin?
And no, I have not. [Engine Idling ] [ Shifting Gears, Revving]
Ve hayır, görmedim.
[Engine revving] ls anything moving?
Hareket eden bir şey var mı?
[engine revving] This is General Veers.
General Veers konuşuyor.
( ENGINE REVVING )
Gidelim.
( engine revving )
İyi misin?
( engine revving ) Too fast!
Fazla hızlı!
( engine revving )
Mutlu görünüyor.
[Engine revving ] [ Gears grinding]
Arabada Benzin Fahişesi Var.
[Engine revving] There he goes.
İşte gidiyor.
You put your foot in it... [engine revving]
Ayağını bastırıyorsun...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]