Excellent point traduction Turc
115 traduction parallèle
An excellent point, Miss Jessie.
Konumuz bu değil bayan Jessie.
You make an excellent point, Mr. McKay.
İyi bir konuya parmak bastınız, Bay McKay.
YOU KNOW, DEAD PEOPLE LIKE ME MAKE EXCELLENT POINT GUARDS.
Benim gibi ölülerden iyi oyun kurucu oluyor.
Excellent point.
Mükemmel bir nokta. Durun buna bir bakayım.
- We won't have any crew left, Skipper. Excellent point!
Mürettebattan geriye kimse kalmayacak!
excellent point.
Mükemmel bir nokta.
- You make an excellent point.
- Çok iyi anlatıyorsunuz.
Seriously, he makes an excellent point.
Cidden çok güzel bir noktaya değindi.
Although Mr Huntington makes an excellent point, I wonder if the defendant kept a record of every sperm emission made throughout his life.
Bay Huntington çok iyi bir noktaya değinmiş olsa da ben davalının hayatı boyunca yaptığı her sperm çıkışını kaydedip kaydetmediğini merak etmiştim.
Ah. An excellent point.
Ah, bu iyi bir nokta.
- An excellent point.
- Tam üstüne bastın.
She brings up an excellent point, Eddie.
- Ve çok önemli bir konuyu gündeme getirdi, Eddie.
Caesar makes an excellent point.
Caesar iyi bir konuya parmak bastı.
An excellent point, Mr. Patel.
Mükemmel bir puan, Bay Patel.
That... that is an excellent point.
Mükemmel bir noktaya değindin.
That's an excellent point so you're saying I deserve a raise?
Yani o kadar çok çalışıyorum ki, zammı hakettim.
- He has an excellent point.
- İyi bir nokta.
Excellent point, my friend.
Mükemmel fikir dostum.
- Excellent point.
- Harika bir konuya parmak bastın.
That's an excellent point.
Bu mükemmel bir nokta.
Now that is an excellent point.
Çok iyi söyledi.
That's an excellent point. All right.
- Çok iyi bir nokta, pekâlâ.
Well, you make an excellent point.
Evet, demek istediğini anladım.
Another excellent point.
Başka bir önemli nokta.
– Excellent point considering we're not supposed to be here.
- Evet. - Buraya hiç girmediğimizi düşünürsek, iyi noktaya parmak bastın.
- He's making an excellent point.
- O çok haklı.
- Excellent point, sir.
- Çok doğru söylediniz efendim.
They may not... I think Andy makes an excellent point.
Andy, çok önemli bir konuya parmak bastı.
Excellent point.
Harika bir teşhis.
Excellent point.
Doğru diyorsun.
Excellent point!
Bu önemli bir durum!
That's an excellent point.
Bu harika bir nokta.
Excellent point.
Mükemmel bir noktaya değindin.
- That's an excellent point. That's not cute
Çok güzel bir noktaya değindin.
excellent point.
O da doğru.
- That's an excellent point.
- Doğru dedin aslında.
Excellent point.
Mükemmel benzetme.
As you all know our objective is another enemy strong point similar to those that we've been attacking with such excellent results these past several months.
Hepinizin de bildiği gibi, hedefimiz bu geçen birkaç ay içerisinde mükemmel sonuçlar alarak saldırdıklarımıza benzer bir başka güçlü düşman noktası..
Excellent, now I suggest we go different ways and meet back at the furthermost point which is probably round the corner there somewhere, off you go, off you go now.
Harika. Şimdi farklı yönlere gitmeyi ve şu köşeyi dönünce, muhtemelen oralarda bir yerde olan en uç noktada tekrar buluşmayı öneriyorum. - Evet.
Henri Roubier is an excellent driver. If he lost control at this point he was probably not sober.
Bay Henry Roubier gibi yolların imparatoru olan bir adam ancak alkollüyken sürmüşse yoldan çıkabilir.
The tomato that Mrs. Anete judged unfit for the pork that she was going to serve to her family she will serve as food for the pig, and it will be excellent nutrition for the pig and its family - from the pig's point of view.
Ailesine servis yapacağı domuz eti için Bayan Anete'in uygunsuz olduğunda karar kıldığı domates domuz ile ailesi için enfes bir gıda olacak, domuzun bakış açısından.
- Didn't the Merton Act cover most of this? - Excellent point.
Merton yasası bunun çoğunu kapsamıyor mu?
We're almost out of time, but I'd just like to point out there are still plenty of excellent Waynestock tickets still available.
Elimizde tükenmek üzere, ama şunu belirtmek isterim hala mükemmel Waynestock biletleri mevcut.
Excellent starting point, Mark.
İyi bir başlangıç Mark...
- It would have been good to meet this excellent being to scrutinise him - a point on the evolutionary scale where I would have happily stopped.
- Bu mükemmel bireyle onu irdelemek üzere tanışmak çok iyi olurdu -... memnuniyetle zamanımı vereceğim. Evrimsel ölçekte.
Excellent point.
- Doğru söyledin.
What was the point of spending a large sum of money to hire the excellent Leaf Village?
Harika Konoha ninjalarını kiralamanın ne anlamı vardı?
It's an excellent piece of gear, it's just... too damn complicated for your average point -'n-shoot customer.
Mükemmel bir donanıma sahip. Sadece ortalama bir çekim yapmak için sinir bozucu bir kullanım zorluğu var.
But you bring up an excellent point.
Fakat harika bir noktaya temas ettiniz.
Well, that actually is an excellent segue into, really, what is my only point...
Anlaşılan o ki... Harika bir sektör değişikliği yapmışsın. Demek istediğim, yönetilmeye ihtiyacım yok, Charles.
An excellent point, Inspector, very well made.
- İyi bir nokta, Müfettiş. Çok iyi.
point 398
points 477
pointer 34
pointy 21
pointing 28
pointless 39
point taken 185
point and shoot 18
point is 259
point made 26
points 477
pointer 34
pointy 21
pointing 28
pointless 39
point taken 185
point and shoot 18
point is 259
point made 26
point blank 21
point one 17
point of order 34
point being 36
excellent 3717
excelsior 34
excellence 31
excellent work 196
excellent job 19
excellent choice 109
point one 17
point of order 34
point being 36
excellent 3717
excelsior 34
excellence 31
excellent work 196
excellent job 19
excellent choice 109