For ever and ever traduction Turc
2,869 traduction parallèle
I'm about to make a deal with Serena, and as long as she controls the "Gossip Girl" web site, no one will ever find out what I did for Chuck at the hospital.
Serena'yla bir anlaşma yapmak üzereyim. "Dedikoducu Kız" sayfasını kontrol ettiği sürece hiç kimse Chuck için hastanede ne yaptığımı asla bulamaz.
And I apologize again for ever having doubted you.
Senden şüphe ettiğim için çok özür dilerim.
And that's all I ever wanted for you.
- Mutluyum
Okay, everybody, now, for your very first lobster ever, you have to learn one essential rule, and that is that not only can you be unafraid of getting messy, but you have to love being messy.
Tamam millet artık iyi dinleyin bir kuralı öğrenmeniz gerek ve bu durumda korkmamanız da gerekiyor ama bundan hoşlanmalısınız. Yo, yo!
I don't ever want to treat you like this, and when we have kids, I don't ever want them to get so engrossed in their own lives that they can't be there for each other.
Ben sana böyle davranmak istemem. Çocuklarımız olunca da... Sürekli kendi hayatlarıyla meşgul olup birbirlerinin yanında olmamalarını istemem.
Our marriage is all for show, and you're going to put on the best damn show anyone ever has.
Evliliğimiz tamamen şov için ve sende birinin yapabileceği en iyi şovu ortaya koyacaksın.
One day you're 17 and planning for someday... and then, quietly, and without you ever really noticing... someday is today.
Bir gün 17 yaşındasınızdır ve gelecek için plan yaparsınız. Sonra sessizce ve siz ne olup bittiğini anlamadan o gün gelir.
How many of us can you take down, and would it ever be possible for the two of you to escape?
Kaçımızı alt edebilirsin ve buradan kaçabilmeniz mümkün mü ki?
For the record - You are the most enthralling, inspiring and seriously ass-kicking person that I have ever met.
Bil diye söylüyorum sen tanıdığım, en büyüleyici, en ilham verici ve gerçekten de en iyi dövüşen kişisin.
My father hunted me for a thousand years, and the closest he ever came was the day he killed my favorite horse.
Babam 1000 yıl boyunca peşimdeydi ve bana en çok yaklaştığı zaman en sevdiğim atımı öldürdüğü zamandı.
Okay, everyone, it's time for my extra-special guest, back from the dead, and cute and compact as ever!
Pekâlâ millet, ekstra özel konuğumu sunmanın vakti geldi ölümden döndü ve her zamanki gibi şirin ve şık!
He's raked in seven academy awards for best actor and o for best actress, all without ever removing his trademark bag.
7 kez akedeminin en iyi aktör ödülüne aday gösterildi ve bir kez de en iyi aktris. hemde kafasından kese kağıdını hiç çıkarmadan.
I don't believe for one second that digital imaging or digital technology will ever take away the humanity of storytelling, because storytelling, in and of itself, is a wholly human concern.
Bir saniyeliğine bile dijital film yapımının, dijital teknolojinin, hikaye anlatmanın ruhunu yok edeceğini düşünmedim çünkü hikayeler anlatmak, insanın en büyük merakı.
And while I would rather you didn't date the principal of my high school... which could be the worst thing ever for me... if it makes you happy, then I'm happy.'Kay?
Seni mutlu edecekse, ben de mutlu olurum. Tamam mı?
They've been inseparable ever since. I'm happy for your parents and for you, because it means you exist, but I don't do blind dates.
Ailen ve senin adına sevindim çünkü sana göre olabilir ama bana göre değil.
And what if we ever used it for some other purpose?
Ya bir gün başka bir amaç için kullanacak olursak?
Rather than confront her husband and risk losing him for ever, another idea took hold of her mind.
Kocasıyla yüzleşerek onu sonsuza kadar kaybetmektense bir başka fikir geldi aklına.
You are the most unprofessional therapist ever, and I'll you something else, I ain't paying'for those two 20-minute phone calls.
Sen gelmiş geçmiş en amatör terapistsin, ve bir şey daha söyleyeyim, o 20 dakikalık telefon görüşmelerini ben ödemeyeceğim.
I've kept that and these fake passports in here in case she ever ratted me out for a reduced sentence.
Cezası indirilsin diye beni ele verme ihtimaline karşılık parayı ve bu sahte pasaportları kenarda saklıyordum.
Well, let's pretend I'm not responsible for every single good thing that's ever happened to you, and you tell me the number or make one up and I'll beat it.
Başına gelen bütün iyi şeyler benim sayemde değilmiş gibi yapalım. Bana rakamı söyle. Ben de vereyim.
Ever. And with Jaguar due to run and Butler shooting and running within the month, projections for next quarter are equally bright.
Jaguar gelmek üzere, ve Butler bu ay içerisinde çekiliyor yayına başlayacak, gelecek çeyrek için tahminler oldukça parlak.
And then for ten very long minutes he told me point by point why every word out of my mouth was not only wrong, but potentially the dumbest thing any politician had ever said.
Ama o çok uzun 10 dakika boyunca tek tek, ağzımdan çıkan kelimelerin sadece yanlış değil aynı zamanda da potansiyel olarak bir politikacı tarafından söylenebilecek en aptalca kelimeler olduğunu söyledi.
They gonna get some nasty dog who's gonna dig and dig and dig... until he finds every person you have ever fucked... every drug you have ever snorted, every street you have ever crossed... without waiting for the goddamn walk signal.
Yattığınız her insanı, kullandığınız her türlü uyuşturucuyu lanet trafik lambasının yanmasını beklemeden geçtiğiniz her sokağı bulana kadar kuduz köpek gibi eşeleyip duracaklar.
You know, I'd have been way ahead of the game if I'd just gone ahead and built that house without ever asking for a permit.
Biliyorsun, resmi izinle hiç uğraşmayıp burnumun dikine gidip.. .. evi inşa etseydim, oyunun dışında kalırdım.
Gave you all I had and you tsed it in the trash you tossed it in the trash, yes, you did to give me all your love is all I ever asked'cause what you don't understand is I'd catch a grenade for ya
.. ... Sana neyim varsa verdim ve sen çöpe attın Çöpe attın evet yaptın... Bu zamana kadar tek istediğim bana sevgini vermendi.
Yet for all that ambition and such an active Limbic System, none of that ever happened.
Bu kadar hırs ve aktif Limbik Sisteme rağmen hiçbiri gerçekleşmedi.
I needed an edge for the MCATs, and Billy said that the pills would help me study harder and better than ever.
MCAT sınavı için destekleyici bir şeyler lazımdı ve Billy hapların her zamankinden daha sıkı ve daha iyi çalışmama yardım edeceğini söyledi.
Now, if you're ever in a relationship that seems to be moving towards marriage and you're not ready for it to go in that direction, don't go wedding.
Evliliğe doğru gittiği görünen bir ilişki içine girerseniz, ve ilişkinin o yöne gitmesine hazır değilseniz, kardeşim Janet'in düğününe gitmeyin.
I know you weren't on the district nursing rota for several weeks, but numbers at Nonnatus are limited, and the needs of our community are only ever expanding, so...
Bir kaç haftadır bölgesel hemşire çizelgesinde olmadığını biliyorum, ama hemşirelerin sayısı sınırlı, ve cemaatimizin ihtiyaçları artıyor, yani...
Well, I for one think Peggy's a spiffing girl and Frank had some of the finest dabs I've ever tasted.
Bilhassa, Peggy'nin mükemmel bir kız olduğunu düşünüyorum ve Frank de bugüne kadar tattığım en iyi balıkları yakalıyor.
We've had vicious kings and we've had idiot kings, but I don't know if we've ever been cursed with a vicious idiot for a king.
Kötü krallarımız oldu, aptal krallarımız oldu ama kötü bir aptalla lanetlendiğimizi hiç bilmiyorum.
You appreciate everything I've done for you, you value my friendship and my support, and you don't know what you would ever do without me.
Senin için yaptığım herşey için minnettarsın, arkadaşlığıma ve desteğime değer veriyorsun, ve bensiz, ne yapabileceğini merak ediyorsun.
And Elias cursed him, sworn that he would haunt him for ever.
Ve Elias onu lanetledi. Sonsuza kadar onu rahat bırakmayacağına ant içti.
She is never sad but when she sleeps, and not ever sad then, for I have heard my daughter say, she hath often dreamed of unhappiness and waked herself with laughing.
Sadece uyurken hüzünlüdür, hatta o zaman bile değildir çünkü kızım demişti ki sıkça mutsuz olduğu rüyalar görür ama gülerek uyanırmış.
And I've been punished for it ever since.
Sayesinde cezalandırıldığım kibir.
Yeah, these dangerous times for us, with the law sniffing around us, that Crowder boy fresh out of jail. Now more than ever, we need to stay vigilant, starting with the man on night watch over the one bridge we got going in and out of our holler.
Tehlikeli zamanlardayız kanun adamları her yerde Crowder yeni hapisten çıktı artık eskisinden de dikkatli olmalıyız buraya giriş çıkışlardaki köprüye gece bekçileri koyarak buna başlayabiliriz.
And I did it all because all I've ever wanted is for you to want me.
Tüm bunları da beni yanına istemen için yaptım.
The reality's better than the dreams ever were, and you'll never know if that's true for you unless you roll the dice.
Gerçek, hayallerden kat kat daha güzel ve bu adımı atmazsan doğru olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyeceksin.
Then put me in an asylum for 28 years, who's done nothing but mentally and physically torture me ever since we've known each another.
Sonra 28 yıl boyunca bir akıl hastanesine kapattın. Sen birbirimizi tanıdığımızdan beri hem ruhuma hem de bedenime işkence etmekten başka bir şey yapmadın.
I know it's little consolation, but I just want you to know that ever since you left, ever since you crossed the barriers of time and space, in every waking moment, I've been looking for you.
Biraz teselli gibi olacak ama bilmeni istiyorum ki, gittiğin günden beri zamanın ve uzayın engellerine karşı koyduğun günden beri her anım seni aramakla geçti.
It's the largest audience I've ever performed for. And after spending all season ripping cute kids new ones, everyone wants me to fail.
Bu şimdiye kadar çıktığım en büyük izleyici grubu ve tüm sezonu şirin çocukların canına ot tıkayarak geçirdikten sonra, herkes başarısız olmamı bekliyor.
And then thanks to the unhealthy level of comfort she felt working for her husband, she took some liberties with the clinical trial and now neither of their careers will ever be the same.
Sonra kocası için çalıştığı için hastalıklı bir biçimde rahat olduğundan klinik deney konusunda laubali hareketlerde bulundu ve şimdi ikisinin de kariyeri asla eski hâline dönmeyecek.
Old'uns that's walled up... and forgotten for ever by everyone excepting Durdles.
Her tarafı duvarlarla çevrili ve sonsuza kadar unutulmuş, Durdles dışında.
Starting today, and for ever.
Bugünden başlayarak ve sonsuza kadar.
I mean, it's just kind of like seeing your ex and forgetting why you ever had feelings for for them.
Bu sanki eski sevgilini görüp onun nesinden hoşlandığını hatırlayamamak gibi bir şey.
And instead of trying to get to know each other for what should have been the best date ever, I spent the whole time lying and hiding.
Ama gördüğüm en iyi randevu olabilecek bir zamanda birbirimizi tanımaya çalışmak yerine tüm vaktimi yalan söyleyerek ve saklanarak geçirdim.
Well, we... we, we met for a few drinks and a quick bite to eat, chatted for a few minutes in his car, said good night and... and, er, that's the last time I ever saw him. Where?
Birkaç kadeh bir şeyler içtik ve biraz da atıştırdık birkaç dakika arabasında sohbet ettik ve vedalaştık ve onu en son orada görmüş oldum.
And I knew, I just knew instantly that we'd be together for ever.
O an birden sonsuza kadar birlikte olacağımızı anladım.
Well, I'll tell you exactly what you'll find- - suitcases with false bottoms for smuggling drugs through customs, about 2 kilos of pure Argentinean heroin, and the best drug-sniffing dogs we've ever had.
Ben size ne bulacağınızı tam olarak söyleyeyim. Gümrüklerden uyuşturucu kaçırmak için kullanılan sahte tabanlı çantalar. ... yaklaşık iki kilo saf Arjantin eroini.
And somewhere along the way, you deluded yourself into thinking you had feelings for me, when all you ever loved was my power.
Sonra aradan geçen zaman boyunca bana karşı bazı hislerin olduğuna dair kendini kandırdın ama senin tek sevdiğin benim gücümdü.
Devlin Grant is man who's about to be sorrier than he ever dreamed, and get more than he bargained for, in a battle in which the spoils of victory may very well be his own soul.
Devlin Grant hayal ettiğinden çok daha fazla üzülen ve ruhuna iyi gelmesi için bir savaştaki ganimetlerden beklediğinden çok daha fazlasını elde eden bir adamdır.
for everyone 132
for everything 480
for everyone's sake 25
for every 20
for everybody 57
for ever 60
and everything will be fine 34
and ever since 27
and everything changed 17
and everyone else 26
for everything 480
for everyone's sake 25
for every 20
for everybody 57
for ever 60
and everything will be fine 34
and ever since 27
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everything else 36
and everything 101
and ever since then 47
and everybody knows it 20
and everywhere 22
and every day 78
and every year 34
and everyone 32
and everybody 18
and everything else 36
and everything 101
and ever since then 47
and everybody knows it 20
and everywhere 22
and every day 78
and every year 34
and everyone 32
and everybody 18
and ever 26
and every time 51
and every 21
for example 2752
for effort 35
for either of us 19
for england 33
for eternity 27
for eight years 16
for emergencies 16
and every time 51
and every 21
for example 2752
for effort 35
for either of us 19
for england 33
for eternity 27
for eight years 16
for emergencies 16