For good reason traduction Turc
1,248 traduction parallèle
For good reason!
İyi bir sebepten çağırdım!
There are no portals to Quor-toth, and for good reason.
Quor-toth'a açılan bir kapı yoktur ve iyi sebepler içinde.
We've kept many things from them, all for good reason.
Hepside iyi nedenlerden dolayı onlardan çok şey sakladık.
Solovar : And for good reason.
Ve bunun bir sebebi var.
For good reason.
İyi bir sebep.
The elephant shrew, or "sengi", keeps its trails immaculate for good reason.
Fil soreksi veya "sengi" bu yolları geçerli bir nedenden ötürü sürekli temiz tutuyor.
- For good reason.
- İyi bir sebep için.
Now, if you had ironclad evidence... of Winter killing a man in cold blood for no good reason, then I could do something, maybe.
ONU ESİR ALIRIZ. BAY lRWIN Winter'ın yok yere, soğukkanlılıkla adam öldürdüğüne dair... su götürmez bir kanıtın olsa, belki bir şeyler yapabilirdim.
- There's a very good reason for that.
Evet bunun iyi bir nedeni var değil mi? Öyle mi?
For some reason, people think it's a good idea... to have a full directory of every tenant in an apartment complex... available to anyone in the world.
Nedendir bilmem, insanlar apartmandaki her kiracının telefonunun dünyadaki herkes tarafından ulaşılmasının iyi bir fikir olduğunu düşünüyorlar.
and grow attached to, until one day they leave you for no good reason.
sonra birden saçma bir sebepten seni terk edip gidecek bir fare.
Just completely changed my mind for no good reason.
Hiç bir geçerli sebep yokken, fikrimi değiştirdim.
For some reason, they need a good hacker to complete the deal.
Nedendir bilinmez, anlaşmayı bitirmek için de bir hackera ihtiyaç vardır.
THEN ALL OF A SUDDEN THESE GUYS COME AFTER YOU FOR NO GOOD REASON.
Ve birden şu adamlar, iyi bir sebepleri olmadan peşine düştüler.
For a good reason, probably.
İyi bir amaç için, muhtemelen.
Max and I, we're guys, and sometimes guys just like to go out and tear it up for no good reason
Max ve ben, bizim gibi erkekler ; bazen nedeni olmadan bir yere gider ve eğlenirler.
This all happens for a good reason.
Bunun iyi bir nedeni var.
But if there is a reason for our travels together it's because I had to learn from you enough to know the final, the good, the right thing to do.
Ama birlikte seyahat etmemizin sebepleri vardı, Senden çok fazla şey öğrendim, Sonunu bilmek yeterli, iyiyi, yapılacak en doğru şeyi.
Last time I checked, money was a pretty good reason for getting killed.
Benim bildiğim para öldürülmek için gayet iyi bir nedendir.
But I became a rat for a good reason.
Ama iyi bir nedenle ihbarcı oldum.
Wow, God, there's a really good reason for this.
Vay canına! Bunun için çok iyi bir neden var.
I'm not sure, and for some reason... I feel really good about that.
Emin değilim, Ve bir sebepten kendimi iyi hissediyorum.
I could remember my father used to say that the reason for living was to get ready to stay dead a good long time.
Hatırlıyorum da, babam, yaşamanın sebebinin epey uzun bir zaman ölü kalmaya hazırlanmak olduğunu söylerdi.
And for some reason, that feels good to me.
Ve bir sebepten, kendimi iyi hissetmemi sağlıyor.
- For no good reason.
- İyi bir neden için.
Whatever my master does is for a good reason
Ustam ne yaparsa yapsın mutlaka geçerli bir nedeni vardır.
Killed himself for no good reason.
Hiçbir neden yokken kendini öldürdü.
For once, you'll have a good reason not to keep your promise.
İşte sözünü tutmaman için iyi bir neden.
That a good enough reason for you?
Bu sebep sana yeter mi?
Or if he does, It's usually for a very good reason.
İşlese de genellikle iyi bir sebebi vardır.
There's a really good reason for all of this, and one day you guys are gonna sit down at a nice seafood dinner and laugh about this, but until then, you really need to trust her.
Tüm bunlar için gerçekten iyi bir sebebi var, bir gün siz ikiniz bir deniz restoranına oturacaksınız ve bunları hatırlayıp güleceksiniz, fakat o zamana kadar ona gerçekten güvenmelisin.
Hey, they may not be on my Christmas list, but that doesn't mean they don't usually have a good reason for doing the things that they do.
Hey, onlar benim Noel listesinde olmayabilir Yaptıkları şeyler yapmak için ama onlar genellikle iyi bir neden yok mu anlamına gelmez.
You're a whitelighter for a reason, because you did good things.
Beyazışıklı olmanın bir sebebi var, çünkü iyilikler yaptın.
Makes a person fall asleep for no good reason, like some kind of babbo.
İnsanların durup dururken uyuyakalması demek.
Ambassador V'Lar says there's a good reason for doing so, though she's certainly not sharing it with me.
Benimle kesinlikle paylaşmasada, Büyükelçi V'Lar bunun için iyi bir nedeni olduğunu söylüyor.
The Vulcans may have good reason for keeping an eye on them.
Vulcanların gözlerini üzerinde tutmasının bir sebebi var.
You get to get your Achilles'tendon slashed for no good reason except McManus can't keep his mouth shut. "
"Aşil tendon hiçbir neden yokken kesilip kopartıldı, çünkü McManus çenesini kapalı tutamadı."
people don't just spaz out... and hork all over their shoes for no good reason.
İnsanlar birden bire spastikleşip... durup dururken ayakkabılarının üstüne kusmazlar.
You weren't in for a very good reason which will become apparent.
Ele gelir iyi bir sebebin yoktu da ondan.
Well, for no really good reason, I just felt that had to be wrong because I,
Tutarlı bir sebebi olmasa da, ben bu düşüncenin yanlış olduğunu hissediyordum, çünkü
Lying, even for a good reason, is beneath you, Gordon.
İyi bir sebep için dahi yalan söylemek kötüdür Gordon.
These rules are in place for a good reason and they are the only reason we have survived this long.
Bu kuralların olmasının iyi bir nedeni var. Onların sayesinde bu kadar uzun zamandır hayatta kalabildik.
And there's a very good reason for it.
Bunun için çok geçerli bir nedeni de var.
But if you agree to take it easy... no traveling for a few days until... we're totally in the clear I see no reason why he can't check outta here. Well, that's good news, isn't it? Just sign right here.
Ama sâkin olmayı başarırsan biz gitmeni söyleyene dek birkaç gün burada kalırsan buradan taburcu olmaman için sebep görmüyorum.
She poked me right in the nose for no good reason.
Durduk yere burnumun ortasına yumruk attı.
I'd only screw you for a good reason :
İyi bir sebep olmadığı sürece seni kazıklamayacağımı biliyorsun.
You better have a good reason for being here.
İnşallah buraya gelmek için iyi bir sebebiniz vardır.
I mean, I asked you to stay away for a good reason.
Yani, iyi bir neden için uzak kalmak istedi.
I thought we were apart for a good reason..
Ayrılmak için iyi bir sebebimiz var sanıyordum...
I mean, there's a reason they say good lawyers - make for good neighbors. - Who the hell said that?
Boşuna dememişler, iyi avukatlar iyi komşuların olmasını sağlar diye.
- I am not doing too well. No? No, and the last thing he needs is a special appearance by his father who can't be here for any good reason.
Onun en son ihtiyacı olan şey gelişi hiç de hayra alamet olmayan bir babadır.
for good luck 32
for goodness' sake 107
for goodness sake 117
for good this time 18
for good 307
for goodness sakes 22
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
for goodness' sake 107
for goodness sake 117
for good this time 18
for good 307
for goodness sakes 22
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
for god's sake 2987
for god sakes 216
for god sake 118
for generations 30
for god's sakes 427
for god 53
for god's sake 2987
for god sakes 216
for god sake 118
for generations 30
for god's sakes 427
for god 53