For me traduction Turc
229,812 traduction parallèle
The occupation's gonna be tearing apart the bloc looking for me.
İşgal beni bulmak için bütün bloğu arayacak.
- He works for me.
- Benim için çalışıyor.
But... you're not gonna be able to make the world safe for me, so please, stop trying.
Dünyayı benim için daha güvenli hâle getiremezsin. Bu yüzden lütfen denemeyi bırak.
Harris will trot you out to deliver his lies, the masses will believe you, and no one will be prepared for what's coming except for me and the people on this list.
- Harris yığınla yalanlar söyleyip sana yutturacak. Ben ve listedeki 160 kişi hariç olacaklara kimse hazırlıklı olamayacak.
It seems a wealthy aunt was just discovered and sent for me.
Anlaşılan zengin bir teyzem olduğu ortaya çıkmış ve beni çağırmış.
For me?
Bana mı?
Why would you send for me if you didn't even want me?
Eğer istemiyorsan neden geri getirttin beni?
But there is no need to pray for me.
Ama bana dua etmenize gerek yok.
Actually, might be something that you can do for me.
Aslında benim için yapabileceğin bir şey olabilir.
Is it really for me?
Gerçekten de benim için mi?
Now, that is for me to decide, not you!
* Now, that is for me to decide, not you!
Something important left for me to do.
* Something important left for me to do.
I think I know what it is that is left for me to do.
Sanırım şimdi son olarak yapmam gereken şeyi biliyorum.
As for me, I want to go with Bjorn.
Bense Björn'le gitmek istiyorum.
Too creepy for me.
Benim için fazla ürkütücü.
- Are those for me?
- Bunların hepsi benim için mi?
No one has ever done anything like this for me.
Daha önce kimse benim için böyle bir şey yapmadı.
Save some for me.
Benim için de biraz bırak.
He understands that school is a torment for me. But of course he'd understand!
O okulun benim için işkence olduğunu anlıyor.
I'd better, if I know what's good for me.
Azar işitmek istemiyorsam getirsem iyi ederim.
There is no way God would think that it's time for me to be a woman!
Tanrı'nın benim kadın olma zamanımın geldiğini düşünmüş olması imkansız!
My father has started opening the door for me.
- Babam bana kapı açmaya başladı.
Those for me?
Onlar bana mı?
If one was interested in romance, which I'm not, I'd like to be noticed for me, not my dinner.
Romantizmle ilgilenen biri olsaydım ki değilim beni fark etmelerini isterdim yemeğimi değil.
It's not wise for me to leave.
Onu yalnız bırakmam iyi olmaz.
- Will you cover for me?
- Beni idare eder misin?
Not really sure there's, uh, enough for me to do here to make up for what I did.
Yaptığımı telafi etmek için burada yapacak yeterince şey olduğundan emin değilim.
Although you make it very difficult for me.
Yine de bunu benim için çok zor bir hâle getiriyorsun.
Now you put in a good word for me, and we'll be cool, huh?
Şimdi sen benim için güzel şeyler söyleyeceksin ve aramız iyi olacak. Tamam.
I needed you to come through for me today, and you didn't.
Bugün benim için gelmene ihtiyacım vardı ve sen gelmedin.
Cops tend to loom large for me.
Polisler gözümde çok büyür.
So those Goliath 2 rocket engines you ordered from me on an accelerated timeline, not exactly for communication satellites, I take it.
Demek kısa zaman diliminde benden istediğin o Goliath 2 roket motorları haberleşme uydusu için olmadığını varsayıyorum.
You're asking me to divert resources, spy on my government, commit treason for some insane narcissistic suicide mission?
Akıl dışı ve bencil bir intihar görevi için sana kaynak aktarıp casusluk yapmamı ve vatana ihanet etmemi mi istiyorsun?
You're gonna owe me for this.
Bunun için bana borçlanacaksın.
Pardon me. May I transport you for a few minutes with a romantical recitation replete with the tragedy of a love unrequited?
Affedersiniz sizi karşılıksız bir aşkın sonunda yaşanan trajediyi anlatan romantik bir şiirle hayatın sıkıcılığından uzaklaştırmamı ister misiniz?
" If thou must love me, let it be for nought Except for love's sake only.
" Eğer beni seveceksen bu sadece aşık olmak için olmasın.
Well, don't ask me for my advice,
Bu konuda benden öğüt istemeye gelme.
So she's meeting me for lunch today,
Bugün öğle yemeği için buluşacağız.
Thank you so much for taking me.
Beni kabul ettiğiniz için çok teşekkürler.
It gladdens me to know that Odin prepares for a feast.
Odin'in bir ziyafet hazırladığını bilmek beni mutlu ediyor!
I shall wait for my sons to join me.
Oğullarımın bana katılmasını bekleyeceğim.
You turned me down. I wasn't important enough for you.
Sana göre yeterince önemli biri olmadığım için beni reddetmiştin.
Thank you for loving me.
Beni sevdiğin için teşekkür ederim.
Who will follow me into battle, for the love of fame and for the love of Odin, our All-Father?
Kim benimle savaşa gelecek? Şöhret ve tüm tanrıların babası Odin adına!
For nearly a millennium, I have bathed in my enemy's blood and for some mysterious reason, it has provided me immortality.
Neredeyse bin yıldır düşmanımın kanıyla yıkandım ve esrarengiz bir şekilde bana ölümsüzlüğü bahşetti.
I consider their pain a retribution for their sins against me.
Onların acılarını bana karşı yaptıkları günahların bir bedeli olarak düşünüyorum.
Hail me, brethren for the moment of ascendency has arrived.
Üstünlüğün vakti geldiği için bağırın, kardeşim.
Seems to me you should decide for yourself what you want to do... and be, and set your mind to it.
Bence kendi kararını kendin vermelisin. Yapmak istediğin şeyi belirle, başarmak için kararlı bir şekilde çalış.
If you want to send me to the hospital for the remainder of my days, I will completely understand!
Hayatımın kalanı boyunca beni bir hastaneye kapatırsan seni hiç suçlamam.
Can we be a little bit late for church so everyone can see me walking in?
Girerken herkes görsün diye kiliseye biraz geç kalabilir miyiz?
I'm just staying here temporarily until I can, you know, find a place for London and me.
London'la kendime bir yer bulana kadar burada sadece geçici olarak kalıyorum.