Free food traduction Turc
430 traduction parallèle
Free food. All first class. A free beer per day.
Bedava yer, ücretsiz yemek, her gün bir bira.
Listen, Sheriff, I haven't got all night to wait here, while you eat free food.
Dinle, şerif, sen beleş yemek yiyeceksin diye bütün gece burada bekleyecek değilim,
Are you familiar with company policy on giving away free food?
Dışarıya bedava yiyecek verenler için şirketimizin politikası konusunda bilginiz var mı?
Free food, soft drinks.
Bedava yiyecek, meşrubat.
I give her free food, a bed, clean underpants.
Ona taze yemekler veriyorum, yatağı var, temiz iç çamaşırları var.
Well, suppose I said, I don't want no free food.
Bedava yemek istemiyorum diyeceğim o hâlde.
Free food, too.
Yemek de bedava.
I suppose free food and drink is an occasion for pleasure to most people.
Sanırım bedava yemek ve içki çoğu insanı mutlu etmeye yetiyor.
Free food too.
Yemek de bedava.
Your friends, they come here for free food, free booze... and to suck up to you for donations.
Arkadaşların bedava yemek, bedava içki ve bağış için yağ çekmeye geliyorlar.
It was no coconut kingdom of free food and grass huts and sunny days "under the bam, under the boo."
Burası hep güneşli günlerin hüküm sürdüğü bedava yiyecekler olan bir hindistan cevizi krallığı değildi "Bam'ın altında, Bu'nun altında."
- No free food, Layne.
- Bedava yemek yok Layne.
Secretaries are like animals when it comes to free food.
Bedava yemeği görünce sekreterler çıldırıyor.
A fortnight of free food, exquisite scenery and no bills.
Bedava yemek, nefis manzarası olan ve faturası olmayan bir iki hafta!
But we shall also give them free food and lodging for 40 days and nights.
Fakat onlara bedava yemek ve 40 gün 40 gece kalacakları bir yer temin edeceğiz.
Free food?
Beleş yemek mi?
Come on, Piggy, free food! What?
- Gel bakalım, domuzcuk, taze yemeğe gel!
All that free food has made him fat!
Bedava yemek ona bayağı yaramış!
Where we'll get : a free room, free food, free swimming pool... free HBO- - Ooh!
Otelde ; bedava oda, bedava yemek, bedava yüzme havuzu bedava HBO- - Ooh!
SKULL : Hey, this doesn't look like the target landing zone! Where's the free food?
Burası hedef noktasına hiç benzemiyor, bedava yemek nerede?
Dammit, I thought I could get some free food!
Kahretsin, biraz bedava yemek alabileceğimi sanmıştım!
We get free food, free lodging.
Beleş yemek, beleş yatacak yer.
Free food, my ass!
Sıçtırtma beleş yemeğine!
Free food.
- Bedava yemek.
- l take no credit. Promise of free food always draws a crowd.
Bütün hayatın boyunca bir yerde yaşamak seni kötü biri mi yapar?
George, Martha, we'll be in the kitchen eating the free food.
George, Martha, Biz bedava yemek yiyeceğiz.
Listen, you, that food's only free with your drink.
Baksana, o yiyecekler içki alırsan bedava.
Surrender your arms and you'll be free to go with as much water and food as you can carry.
Silahlarınızı teslim ederseniz gidebilirsiniz. Yanınıza yeterince su ve yiyecek alarak.
- We get all our food free.
- Bütün yiyeceğimiz bedava.
I'd rather be here, a free man among brothers... facing a long march and a hard flight... than to be the richest citizen of Rome... fat with food he didn't work for... and surrounded by slaves.
Burada, önünde uzun bir yürüyüş ve zorlu bir savaş olan... kardeşlerinin arasındaki özgür bir adam olmayı... çalışmadan semirmiş, etrafı kölelerle çevrili... Roma'nın en zengin adamı olmaya tercih ederim.
Oh, man used to free-world food has got a big appetite.
Özgür dünyanın yemekleri iştahını açmıştır.
Food, booze and accommodation free.
Yemek, içki ve kalacağın yer beleş.
It's not necessary. The food is free.
Yemek bedava.
Free drinks and food and all.
Bedava içki, yiyecek vesaire.
The food's free.
Yemek bedava.
Your room and your food, comped. Free.
Yemekler ve oda ücreti bedava olsun.
FOOD'S FREE, LIQUOR'S FREE.
Havalı bir şey değil... Yiyecek bedava, içecek bedava.
Don't you want to be free, and eat plenty of good food?
Özgür kalıp, bir sürü güzel yiyecekler yemek istemez misin?
But the food is free, all I can eat.
Ama yiyebileceğim kadar yemek bedava.
Like when I took you to that fancy restaurant and I put the roach in the food and we got our meal for free.
Seni o pahalı restorana götürüp yemeğin içine böcek koymam gibi. Böylece bedava yemek yemiştik.
I mean, all those sedentary animals... can't move, can't run free, they just sit there and drink and shovel food in their faces.
O hayvanların hepsi öylece duruyor. Hareket edemiyor serbest koşamıyorlar. Oturdukları yerde içiyor ve suratlarını yemeklere gömüyorlar.
Warm and entertained thanks to these free theatre tickets those nice people gave us instead of food or money or lodgings.
Isınacağız ve eğleneceğiz O kibar insanların yiyecek para ya da kalacak yer bize verdiği bu bedava tiyatro biletleri sayesinde.
You can live out your life in misery, held here, subject to my whims, or you can live in comfort with good food and warm clothing, women as you desire them, free to pursue your studies of philosophy and history.
Hayatının sonuna kadar acı içinde yaşayabilirsin, burada tutulup, isteklerime tabi olarak ; veya iyi yemek ve sıcak tutan giysilerle rahat bir hayat sürebilirsin. Arzu ettiğin gibi kadınlar, felsefe ve tarih çalışmalarını özgürce sürdürmek.
The waters are still ice-free, so they can catch food for their young well into autumn.
Deniz hala buz tutmadı ; bu yüzden sonbaharda bile yavruları için besin bulabilirler.
Getting your food free?
Yiyeceği bedavaya mı getirdin?
Free jerk chicken at the food court, man. I won!
Girişte bedava tavuk butu dağıtılıyor!
and he can find food for free.
Nisan'a kadar hapiste yatsın ; yesin, içsin.
It's a free-form mobile, representing the 4 basic food groups...
Serbest biçimde hareket eden 4 ana besin grubunu temsil ediyor...
- ls this food free?
- Bedava mı?
The longing to be free became as palpable as the food that we eat.
Özgürlüğe duyduğumuz özlem yediğimiz yemek kadar gözle görünür hale geldi.
All the food is free!
Bütün yiyecekler bedavaya!
food 894
food fight 20
food poisoning 42
food for thought 29
food's here 21
free beer 19
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
food fight 20
food poisoning 42
food for thought 29
food's here 21
free beer 19
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
free and clear 29
free drinks 25
free country 23
free to go 17
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
free and clear 29
free drinks 25
free country 23
free to go 17