Free beer traduction Turc
206 traduction parallèle
I only came for the free beer and no matter how much you want to impress me...
Yolculuğun sırasında Greta Garbo'yu görebilirsin demiştin. Nerede o? - Zor biridir.
Now, in honor of this great occasion, I'm dishing out free beer to one and all, and anybody found sober after sundown is liable to arrest for disorderly conduct, and that's my ruling!
Şimdi bu büyük haberin onuruna, barımda bedava bira dağıtıyorum, ve güneş batmadan önce ayık bulunan kimse olursa, kamu düzenini bozmaktan yükümlü olur, ve bu da benim kararım!
Free food. All first class. A free beer per day.
Bedava yer, ücretsiz yemek, her gün bir bira.
Oui, free beer!
Beleş bira!
Free beer!
Beleş bira!
Free beer.
Bedava bira.
No, but you're welcome to a free beer before you go.
Hayır, ama gitmeden bedava bira içebilirsin.
- Will there be any free beer today?
- Bugün bedava bira var mı?
What? No more free beer.
Bedava bira yok artık.
Hey, man, no more free beer.
Çakarım bir tane! Bedava bira yok.
I can't believe we said no to free beer.
Bedava biraya hayır dediğimize inanamıyorum.
That band, Free Beer.
Free Beer diye bir grup var ya.
Free cocktail, free beer and they got to be polite.
Bedava kokteyl, bedava bira ve kibar olmaları gerekiyor.
- Free beer!
- Ücretsiz bira!
But it says, "Good for one free beer at Moe's."
Ama "Bir bira değerindedir." diyor.
Barney, have a free beer.
Barney, al sana beleş bira.
Free beer!
Bedava bira!
Now if I could only figure out how to get free beer.
Şimdi, birayı da bedava almanın yolunu bulabilirsem...
Free beer, meet the girls.
Beleş bira içer, kızlarla tanışırsın.
Free beer.
Bedava bira!
There's free beer.
Bedava bira var.
You'll beg for free beer when I open the bar.
- Barı açınca beleş bira için yalvaracaksınız ama. Çakallar! [GÜLÜŞMELER]
How often do you find a mysterious keg of free beer?
Ne kadar sıklıkla gizemli, bedava fıçı bira bulursunuz ki?
Here, here, have a free beer.
Al, al, beleş bira iç.
But you've never given anyone a free beer.
Ama daha önce kimseye beleş bira vermedin.
A free beer.
Beleş bira.
Legally, you could give us free beer.
Yasal olarak, bedava bira verebilirsin.
So think of free speech, not free beer.
Yani bedava konuşmayı düşün, bedava bira değil
So think of "free speech", not "free beer".
yani, bedava biradan çok, konuşma özgürlüğünü düşünün
Only two things make a man this happy and the other one is free beer.
Bir erkeği bu kadar mutlu edecek iki şey vardır. Biri seks diğeri de bedava biradır.
Bets me $ 20 against a free beer... that he can call a home run at the top of the night... like Babe Ruth in the World Series.
- Ne oldu? - Düştüm. - Nereden?
There is free beer, and girls remove your shirt if you give them endorse it!
Bedava bira var ve kızlara bocuklu kolye verirsen üstlerini açıyorlar.
Free beer.
Bira bedava.
Have a free beer.
Bedava biranı al.
Now, I'm a family man, I love my wife but free steaks and beer!
Ben de aile babasıyım, karımı seviyorum.
You know, a case of beer, free drinks at the Yellow Rose Café.
Bir kasa bira, Yellow Rose Café'de bedava içki gibi.
The country may be free but the beer ain't.
Ama biralar paralı.
So Pat says... He says "They got this new bar... and you go inside, and for half a buck you get a beer, a free lunch... they take you in the back room and get you laid."
Ve Pat diyor ki "Onlar bu yeni barı almışlar ve sen içeri girip, yarım dolara bir bira ve bedava yemek alıyorsun, seni arka odaya alıp yatırıyorlar."
"There's a new bar, and you go inside, and for half a buck... they give you a beer, a free lunch and they get you laid?"
"Bir bar var, giriyorsun, ve yarım dolar karşılığında bir birayla bedava yemek verip seni yatırıyorlar, öyle mi?"
Get your ass in here and serve me some. No more free beer.
Bedava bira yok artık.
All workers will receive free beer.
İşçilerin hepsi bedava bira kazanacak.
Uh, you know, Homer, that beer ain't free.
Uh, biliyorsun, Homer, bu bira beleş değil.
It's basically the same deal, except we get a free keg of beer for our meetin'.
Temelde aynı, şimdi bir varil bedava bira alacağımız hariç.
You know, beer tastes better when it's tax-free.
Biliyorsunuz vergisiz olunca biraların tadı daha iyi olacak.
It's free-beer night at the Astrodome.
Sanırım bu gece Astrodome'da bedava bira gecesi.
It's free-beer night at the Astrodome.
Sanırım bugün Astrodome'de ücretsiz bira gecesi.
I've never bought tax-free beer.
Hiç gümrüksüz bira satın almadım.
Stewardess, the plane just made my beer spill. I want a free one.
Stewardess, uçak yüzünden biram döküldü.Bir bedava daha istiyorum.
Though the beer may be free
Bira serbest kalsa da
There, you'll get with room towel, soap, Beer free of cost!
Burada, odayı ücretsiz havlu, sabun ve bira ile alıyorsun!
And then I'm gonna break free, crack your skull open, and drink a beer over your fuzzy corpse.
O zaman özgür kalacağım ve kafatasını açıp cesedinden bira içeceğim.
beer 646
beers 69
beer pong 16
beer me 23
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
beers 69
beer pong 16
beer me 23
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
free of charge 82
free at last 59
free zone 79
free me 36
free environment 20
free and clear 29
free country 23
free drinks 25
free to go 17
free them 60
free at last 59
free zone 79
free me 36
free environment 20
free and clear 29
free country 23
free drinks 25
free to go 17
free them 60