English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Get' em out

Get' em out traduction Turc

665 traduction parallèle
We can't get out, em.
- Bizi duymuyorlar.
Get the books straightened out so I can have a look at'em.
Bakabilmem için muhasebe defterlerini hazırlatın.
You shoot it out with'em and for some reason or other, I don't know why... they get to look like heroes.
Sebebi ne olursa olsun, herhangi bir sebeple şunlarla ateş ettiğinde... şu silahları kahraman yaparsın!
Help me get these fellas down to the jail. - Take'em out now.
Bu iki adamı karakola götürmeme yardım et.
Get'em out here!
Çıkarın şunları!
But Mr. Cobb gives the orders in Radcliffe pit, and I get'em carried out.
Ama burada Bay Cobb'ın emirleri geçer.
Go on! Get'em out!
Çıkarın şunları!
Get'em out!
Çıkarın!
Soon as I get out you open up on'em.
Ben dışarı çıktığım anda ateşe başla. Onlar da ateş edeceklerdir.
Did you figure out the best way to get'em there?
Hazır düşünmüşken, onları götürecek en iyi rotayı da düşündün mü?
By the time we get to Missouri... we'll have'em all wore out passing'em back and forth and back and forth!
Missouri'ye varana kadar, ileri geri vermekten yıpranacaklar.
We're going out when they get here. Tell'em, will you?
Buraya geldiklerinde dışarı çıkacağız.
Why don't you settle down, get hold of a few good beggars and put'em out on the street?
Niçin kendine bir düzen kurmuyorsun, birkaç dilenci bul, sokağa sal?
Get'em on out!
Hadi gidin buradan!
Get some sleep, and on your way out, have'em send in $ 1,000.
Git uyu. Giderken de söyle, 1000 dolar yollasınlar.
I'll get'em out of my graveyard!
Onları mezarlığıma sokmayacağım!
Get'em out of here!
Haydi, haydi gidiyoruz!
Get'em out of here!
Patlat!
Get'em out of here!
Onları buradan çıkar!
Take'em and get out. The money you get will keep you until you can steal some more.
Onlar için aldığınız para daha fazlasını çalana kadar size yeter.
Get'em out of the way. There!
Şunları çekin önümden.
tries to do a good job, got your traipsing all over the doggone countryside, up there in that canyon and you can't get'em out?
İyi bir iş yapmak için uğraşıyoruz. Onların hepsi lanet olası yere girdiler. Herbiri kanyonda ve biz burada oturuyoruz.
Once they get into town, we'll never get'em out.
Bir kez kasabaya ayak basarlarsa, asla dışarı atamayız.
Get'em out!
Atın şunları!
Can you get'em out?
Dışarı çıkarabiliyor muyuz?
Only way to get out of this alive is to make'em think we're all dead.
Bu durumdan kurtulmanın tek yolu, onların biz ölü sanması.
I wouldn't want'em to get the wrong idea about how you found out.
Nasıl öğrendiğiniz konusunda yanlış bir fikre kapılmalarını istemem. Hoşçakalın.
I've got to get'em out of there!
Onları oradan çıkarmalıyım!
I never bothered with'em cos it's tough to get'em out.
Onları hiç rahatsız edemedim, çünkü ulaş - mak çok zordu.
Well... you know the first time when I was gettin'out of my britches? They was all in a tangle... and I couldn't get'em loose.
Şey... hani başta pantolonumu çıkarırken... pantolonum tele dolanmıştı... ve kurtaramıyordum.
Get'em out.
Onu dışarı çek.
I say we get'em out.
Bunları yerinden çıkartalım.
Get'em out, will ya?
Çıkaın onları, tamam mı?
Get'em out fast. That rig's gonna blow. Hang on!
- Hızlı çıkması gerek.
Tell'em not to bolt like that. Our teams'll get out of control.
Bu şekilde telaşlı gitmemelerini söyle onlara.
Get'em outta here! - OK, take'em out!
Çıkar onları buradan!
I came out here to get'em.
Onları almak için buraya geldim.
Get'em out!
İndirin!
Get'em all out here so they can watch this.
Topla herkesi buraya da seyretsinler.
Wait till I open fire, then get'em out of here.
Ben ateş edinceye kadar bekle ve onları dışarı çıkar.
Oh, you'll need clothes of course, but get'em out there.
Elbette elbiseye ihtiyacın olacak, ama orada alırsın...
Shoot the shit out of'em! Get'em!
Ağlatana kadar vurun!
Get out there and get'em.
Gidin ve onlara ulaşın.
And I cut out streetcars for a month to get'em.
Satın almak için bir ay tramvaya binmeyip para biriktirmiştim.
Tell'em to get it out fast.
Derhal kaldırmalarını söyle onlara.
Get'em out of here.
Çabuk oraya git!
Now get out there and give'em a hand gettin'that firewood.
Şimdi git de çalı çırpı toplamalarına yardım et bakalım.
Now get your horses and walk'em out of town!
Şimdi atlarınıza binin ve kasabadan defolun!
Get the grease out of'em.
Onu iyi yağlayın.
Put a call through. Get some lab men out here, and stay with them and give'em a hand.
Bazı laboratuvar çalışanlarını çağırın, buradan alıp götürsünler.
Get'em out of here and don't bring'em back.
Onları götür ve bir daha getirme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]