English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Get it down

Get it down traduction Turc

2,988 traduction parallèle
He'll get it down to a class B felony- - ten years max, I'll be out in five.
Avukatım ikinci derece cinayete kadar indirtir- - maxsimum on yıl, beş yılda dışarda olurum.
Get it down to the incinerator, in the vault.
Kasadaki yakma fırınına götürün. Hemen!
I've had this little melody for viola rattling about my head for months, let's see if you can get it down.
Aylardır beynimde tıngırdayan bir melodi var. Bakalım çıkartabilecek misin?
To get it down just the way it happened.
Olayları olduğu gibi anlamanın.
Just tell me you can get it down.
Bana videoyu sildireceğini söyle.
To help get it down.
- Videoyu kaldırmaya yardım edecekti!
Please get it down, Phyllis.
Lütfen videoyu kaldır, Phyllis.
It goes into 40 one time, and then from 40, you get 15, and you bring down a zero.
40, 25'e bir kere bölünür ve 40'tan geriye 15 kalır, ve sıfır elde edilir.
I'm just gonna get right down to it, okay?
Direkt konuya gireceğim, tamam mı?
I didn't. Well, maybe that's because, deep down inside, you know I meant it when I said that I would take you down if you tried to get in my way.
Belki de aslında içten içe eğer yoluma çıkmaya çalışırsan seni mahvedeceğimi söylediğimde ciddi olduğumu bildiğin içindir.
but I tell "This is a job," so they better bucke down and get it done.
Onlara, "İşimiz bu. O yüzden işe koyulup halletmeye baksanız iyi olur." dedim.
It's not like we can just walk down the street and get you a new one, you know?
Sokağa çıkıp da sana yenisini alamayız.
Yeah, my mom's gonna drive down tomorrow, so I just thought I'd get it all done before she got here.
Annem yarına gelmiş olacak, o nedenle o gelmeden önce hepsini yapayım dedim.
Come on, get up there. It's not only down to you.
Bu size bağlı değil, Bayım.
Okay, well, until you get over it, Could you put the knife down?
Pekala, sana da aynından olmadan bıçağı bırakabilir misin?
Outside, the temperature will be at least - 30 degrees Celsius, and as the winter really starts to get going, it'll get as far down as - 80 degrees Celsius.
Dışarısı en az eksi 30 derece ve kış tam olarak bastırdığında eksi 80'lere kadar düşecek.
It looks like it's going to take a while for the problems to get resolved and settled down.
Sanırım uzun zaman alacak. Her şey yerli yerine oturana kadar.
It's pretty hard to put down once you get started.
Bir başladın mı elinden bırakmak zor geliyor.
It's too big to get down here, which is the only reason you're still alive.
Buraya inemeyecek kadar büyük. Hayatta olmanln tek sebebi bu.
The bends, right. If you get bends down there it's gonna ruin your whole day, believe me.
Vurgun yersen bütün günün mahvolur söylemedi deme.
I'm gonna get down to the store to get some groceries before it closes, you know.
Dükkana inip kapanmadan önce öteberi alacağım.
And I think I can get it to go down.
Sanırım onu aşağı indirebiliriz.
It's okay, I'm gonna get you down.
Önemli değil, seni oradan çıkaracağım.
I think you got to make it all go down before you get found out.
O kadar ileri gitmeden istediğimiz şeyi öğrenmelisin.
I know it sounds crazy, but you have to get down there right now.
Kulağa saçma geldiğini biliyorum ama hemen oraya gitmelisin.
Put up your dukes Let's get down to it
Yumruğunu havaya kaldır, Hadi başlayalım
Get a GPS on it so we can start to figure out how to bring it down.
Bir izleme cihazı yerleştireceğiz böylece kamyonu nasıl ele geçireceğimizi düşünmeye başlayabiliriz.
It's the little things that get you down.
Böyle ufak şeyler moral bozuyor. Biliyorum.
- Let's get him back to the ship. - It's not safe down here.
Onu gemiye götürelim, burası güvenli değil.
To kill a pig, you get two fat uncles to hold it down and whack it on the chest.
Bir domuzu yere yatırıp boğazına bıçağı vurmak için iki adam kadar kuvvetli olmanız gerekir.
Don't let it get to you, he's young, he'll come down a peg like everyone.
Sana takmasına izin verme. Genç biri. Herkes gibi kendine pay..... çıkartmaya çalışıyor.
I think we should cool it down before you get into trouble.
Başını belaya sokmadan önce.
Bring down my family. Huh? You drag'em through the gutter, then you think you're gonna get away with it?
Ailemi al aşağı edip olmadık yerlere sürükledikten sonra paçayı sıyırabileceğini mi sandın?
- Get up, Scott. It's so soft down here.
Ayağa kalk Scott!
I'm going to get on it and I'm going to get in it and down it and through it.
İçine yerleştireceğim üstüne yerleştireceğim, altından geçireceğim.
It took me an hour to calm him down. Just to get him to recognize me.
Onu sakinleştirmem ve beni tanımasını sağlamam bir saatimi aldı.
And it all has to get down and stay down in under an hour.
Hepsini bir saat içinde mideye indirmesi gerekiyor.
Get down from there, Jamie. Now go in the kitchen, it's time to serve dinner.
İn ordan aşağı Jim.. mutfağa hadi, yemek hazırlıycaz
Okay, get them on the phone, they can shut it down remotely.
Ara onları, uzaktan kapatabilirler.
Get down all the way! There you go. That's it.
Yere yatın diyorum İşte bu
It comes down to who you want, not who you can get.
Kimi alabileceğin değil, kimi istediğin önemli.
I could get stung by a hornet down there, and I would not feel it.
eşek arısına soktursam, hiçbir şey hissetmem.
Get a tire and then just take a stick and run down a street with it.
Bir lastik al, sonra bir de sopa sokakta döndür dur.
We'll never get the chance to write it all down.
Tüm bunları yazmak için tekrar fırsat bulamayabilirim.
It's just, we're kind of in a hurry to get the video down.
Sadece bir videoyu internetten kaldırmak için acelemiz var.
Well, since you couldn't get it up, I may as well get it down.
Sen kaldıramadıysan ben kaldırabilirim.
Most people come down here and they give it a couple of months, they get frustrated, so they pack up and go home with their tail between their legs.
Birçok insan buraya geliyor ve birkaç ay veriyor, sonra sinirlenip, toplanıp, kuyruklarını bacaklarına kıstırıp eve dönüyorlar.
And the word came down on Monday morning. It had to get done.
Olay bu noktaya vardığında, halledilmesi kaçınılmaz oldu.
When you fall down, you gotta get up... and brush the dust off and go for it again.
Düşersen ayağa kalkıp üstünü temizler ve yine denersin.
Just tone it down a little bit. I'm not saying get rid of it.
Azıcık kısmaya çalış, tamamen bırak demiyorum.
I was stretching my neck and I watched him, eager to get down the length of the yard and it gave way under him.
Gerilmiş onu izliyordum, Tam yukarı çıkıyordu ve basmaya çalıştı, sonra da düştü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]