English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / Get it in there

Get it in there traduction Turc

1,514 traduction parallèle
Eat. That's it. Get it in there.
Evet, işte böyle.
If I told you there was a one percent chance you'd get hiv if I used this needle, would you let me stick it in you?
Bu iğneyi kullanırsam, HIV bulaşma riskinin % 1 olduğunu söyleseydim, bunu size batırmama izin verir miydiniz?
It - - it gets easier to get'em out of there you know, when they're, when they're in chunks.
Çıkarması kolay oluyor yani anlarsın işte, parça parça çıkıyor.
I can't get in there without it.
Bu kart olmadan içeri giremem.
It'll be obvious once you get in there.
Oraya gittiğinde apaçık görünür.
Charlie said, there was a book in the safe and that if he could just get a hold of it, he would be able to put my husband in prison.
Charlie kasada bir kitap olduğunu ve eğer onu ele geçirebilirse kocamı hapse atabileceğini söyledi.
I won't deny there's something about a flying man in tights that gets me tingly but when you look into someone's eyes and get that connected feeling like somehow you've always known them that's when you know it's right.
Daracık giyinerek uçan bir adamın beni heyecanlandırdığını inkar edemem. Ama birinin gözlerine bakıp o bağı hissettiğinde,.. ... sanki onu önceden tanıyormuşsun gibi,..
It's gonna get crowded in there.
Orası kalabalıklaşacak.
You tell me exactly what you want those doctors to say in order to try them for manslaughter and I will go back in there, and I will get them to say it.
Ne yapmamı istiyorsun benden? Bu doktorları kasıtsız adam öldürmek suçuyla yargılaman için ne söylemeleri gerektiğini de ki, içeri girip aynen söylettireyim!
It's kind of like a vault, I mean, you can just get in there whenever you need to.
Bir çeşit mahzen gibi, ne zaman ihtiyacın Olursa oraya inebilirsin.
Anybody who wants can go in there and light a fire and get it nice and hot and meditate.
İsteyen, oraya girebilir, bir ateş yakar, rahatlar ısınır ve meditasyon yapar.
It's only a matter of time before we know everything that is in Scofield's head- - where he plans to run to, how he plans to get there.
Scofield'ın kafasında nereye kaçmayı planladığını, oraya nasıl ulaşacağını ondan önce bilmemiz an meselesi.
I mean, it's just sitting there in Tooele, Utah ready to get some air.
Yani, para Utah'da öylece yatıyor, onu çıkarıp almamızı bekliyor.
His wife doesn't know that he's in prison now, but first thing, we get a knock on the door, wife opens it up and people are standing there, like, "Where's your husband?"
Karısı şu an hapiste olduğunu bilmiyor ve ilk yapacakları şey gidip kapıyı çalmak karısı kapıyı açacak ve karşısında duran insanlar "Kocanız nerede, burada mı?" diyecekler.
And believe me, there is not a supermom out there who wouldn't trade in her cape, for a chance to read a book and get a massage by a man who has the decency to leave when it's over.
Ve inan bana, dışarıda pelerinini kitap okurken... nazik ve işi bittiğinde gidecek bir adam tarafından yapılacak... masaj karşılığında değişmeye "hayır" diyecek bir süper-anne yok.
I mean, he's my... - Then how did it get in there?
- O zaman, mısır patlağı buraya nasıl girdi?
It's teamwork that's going to get us in there.
Bizi oraya sokacak şey takım çalışması.
Then it occurred to me there's all that gas in the tanks at Murthy's gas station and if we could get enough suction we could get all the gas we wanted...
Ayrıca eğer yeteri kadar emebilirsek Murthy'nin istasyonundaki benzinden istediğimiz kadar alabiliriz.
Anyway, I spoke to the gals up in OB-G, and they said it's not uncommon for a woman to get pregnant even if there was no actual penetration.
Neyse, jinekolojideki kızlarla konuştum, gerçek bir giriş olmasa da bir kadının hamile kalabileceğini söylediler.
You know, I know it was a hardcore situation that Greg ran up on but you think it ever would have occurred to him to just put it in reverse and get the hell out of there?
Greg orada gerçekten de çok zorlu bir durumla karşılaştı, Peki acaba hiç aklına, Geri vitese takıp oradan uzaklaşmak gelmiş midir?
Finn paid for the unit in cash, only signed in once, so I figured that Ziva and I should probably get down there and check it out.
Sadece bir kere gitmiş. Ziva'yla gidip bir bakalım.
It can get pretty fragrant in there with all the pigs and goats brushing up against you.
- Bütün domuzlar ve keçilerin sana karşı gaz çıkarmasıyla oldukça hoş kokular gelecektir.
- Eating. If you want to socialize or get in a quick therapy session, go do it over there.
Sosyalleşmek ya da hızlı bir terapi seansına girmek istiyorsan git şurada yap.
And when you screw the pooch the way you did today, it's your responsibility to get in there and make things right.
Bugünkü gibi batırınca gidip işleri düzeltmek senin görevin.
There's a new Supergirl maquette coming in and I want to be there before Philip and Leon get their greasy paws on it.
Supergirl'ün yeni bir maketi gelecek ve Philip ve Leon kirli pençeleriyle onu berbat etmeden önce orada olmak istiyorum.
'Cause it's really hard to get in there now, even if you are in-state.
Çünkü eyalet şampiyonu olsan da oraya girmek oldukça zor.
I sent you a letter, but it never got there... but I thought it did, so I thought you didn't like me. Then I found out you didn't get the letter, so I was gettin'in shape so I could talk to you. Then this little Mexican lady told me...
Sana bir mektup gönderdim, ama hiç eline ulaşmamış, ama ben ulaştı sanmıştım, bu yüzden de beni sevmediğini düşündüm, ama sonra mektubu almadığını öğrendim, ben de seninle konuşabilmek için tekrar forma girmeye çalışıyordum, sonra bu Meksikalı bayan
Keep my friend company till I get back and there's a shot in it for you.
Ben gelene kadar arkadaşıma eşlik et. Orda senin için de bir fırt var.
Is it just me, or has anyone else wondered how they get those little things in there?
Onları oraya nasıl soktuklarını merak eden bir ben miyim?
It should hold once you get a few more in there.
Birkaç tane daha koyarsan tutacak.
So this afternoon, go and get the washing, take it over to the women's house, and then we'll meet in the square and go there.
O yüzden git de yıkan. Üstünü değiştir. Sonra benimle meydanda buluş da oraya gidelim.
I'm gonna get us one of those big clocks, and I'm gonna hang it in there.
Bize büyük bir saat alacağım ve oraya asacağım. Özür dilerim, geciktim.
I mean, there's no way they can get in there unless they torch it, and that would take hours.
Kaynakla kesmedikleri sürece içeri girmelerine imkân yok, ki bu da saatler sürer.
okay, well, if we can get them off the air until at least 6 : 00, it'll give us a chance to get in there and steal the footage before they can air it again.
Tamam, peki, onları canlı yayından önce ele geçirebilirsek, en azından 6 : 00'dan önce, bu bize, onlar onu tekrar yayına sokmadan önce, filmi çalma şansı verir..
I mean, if you're talkin'about that- - the time when we were in there in the truck and I couldn't get it up, that was just- - that's never happened to me before.Ok?
Tamam mı? Pikapta kaldıramadığım zamandan söz ediyorsan o hiç başıma gelmemişti ve o...
there were souls following the light. it seems like someone's trying to get you to intercede in something.
Işığı takip eden ruhlar vardır sani birileri senin bişeylere aracılık etmeni istiyor
Fire Department says we can't get in there until it's safe.
İtfaiye emniyete alana dek giremezsiniz diyor.
And the guys who worked in there seemed to have it all- - the looks, the charm, and the kind of straight teeth you can only get from braces.
Ve orada çalışanlarda her şey yerli yerindeydi... Düzgün kıyafet, çekicilik, ve sadece diş telleriyle elde edilebilecek düz dişler.
What is there to get scared in it?
Korkacak ne var?
It's a club called chat room, and there's a password to get in.
Kulûbün adı "Chat Odası" ve giriş için de bir şifresi var.
It's right here, I have it in this. Just get- - There it is.
İşte burada.
Now, it's going to get a little noisy in there.
Orası şimdi biraz gürültülü olmaya başlayacak.
You get a leak in one of these lines, the gas builds up inside it. Stove is just sitting there like a grenade, waiting to blow.
Bu borularda kaçak varsa ve gaz içinde birikirse ocakta patlamaya hazır bir bomba haline gelir.
It's like an oven in here. Buzz, would you call maintenance? See if they can get the air up in there, huh?
Buzz, neden bakım ekibini arayıp içeriye hava yollayıp yollayamayacaklarını sormuyorsun?
You wanna be pissed, get even, don't do it in there.
Tepen atacak, saldıracaksan, orada yapma.
They said that there was some kind of spike in my promicin level, and that's what woke me up, and it was you and my mom in the room when it happened, and I kind of doubt... That my mom could get her hands on a shot.
Söylediklerine göre Promisin seviyemde bir sıçrama olmuş, ve o yüzden uyanmışım, ve uyandığımda odamda sen ve annem vardınız, ve annemin... iğne bulmuş olabileceğini sanmıyorum.
- So get in there and set it.
- O halde gel ve fark yarat. - Tamam.
I bet if I put a lump of coal in your butt and let it sit there for ten minutes, I could get a diamond out of it.
İddaya girerim ki popona bir kömür parçası koysam Orada on dakika bile kalamaz, Onu elmas olarak çıkarırım.
dad, believe it or not, there are people in this world who aren't out to get us.
Baba, ister inan ister inanma, bu dünyada bizi yakalamak için çabalamayan insanlar da var.
But how did it get there in the first place?
Peki ama o nasıl var oldu?
I need to get in there before it bursts. Don't worry
Apandisiti patlamadan müdahale etmem lazım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]