English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / Hang tight

Hang tight traduction Turc

545 traduction parallèle
Hang tight.
Sıkı durun.
Now, you hang tight up there tonight, okay?
Şimdi sen yukarıya sıkıca asarsın bu gece, tamam mı
Hang tight, B.A.
Sıkı dur B.A.
Just hang tight, KITT.
Benden haber bekle, KITT.
Just hang tight.
Sen sadece sakin ol şimdi.
All right, hang tight, guys.
Pekala, sıkı, çocuklar.
Y'all hang tight.
Sıkı durun.
Hang tight.
Bekle.
Just hang tight.
Siz dayanın. Tamam.
Hang tight.
Sıkı dur.
Just hang tight.
Biraz daha dayan.
You don't touch nothin'in there, and you hang tight till your sergeant arrives.
Hiçbir şeye el sürme ve amirin gelene kadar da burada bekle.
- Hang tight till my sergeant arrives.
- Amirim gelene kadar beklemede kalacağım.
No, no, just, uh, hang tight.
Hayır, hayır. Ama temkinli ol.
Come on. Hang tight, fella.
Buraya gidiyorsun, hadi sıkı dost.
All right, Mother, hang tight.
Tamam Valide, olduğunuz yerde kalın.
I'm gonna get you out of this but you gotta hang tight.
Seni burdan dışarı çıkaracağım, ama sen sadece rahat dur.
Tell those passengers of yours to hang tight.
Şu yolcularına söyle sıkı tutunsunlar.
You hang tight.
Burada bekle.
Just hang tight, all right?
Bekle biraz.
Hang tight, Adam!
Biraz dayan Adam!
- Hang tight, guys. I'm on my way.
- Dayanın çocuklar, hemen geliyorum.
If anybody's carrying a rabbit's foot, hang on to it tight.
Yanında tavşan ayağı olan varsa ona sıkıca sarılsın.
Now hang on, hold tight.
Tutun şimdi, sıkı tut.
Now hang on tight.
Sıkı tutun bakalım.
So keep your eyes closed and hang on real tight, all right?
Gözlerini kapalı tut ve sıkıca sarıl, tamam mı?
Hang on tight and survive.
Güçlü ol ve hayatta kal.
He'd hang onto me with his little arms, so tight.
O küçücük kollarıyla sımsıkı sarılırdı bana.
Stop yawning and hang on tight.
Mızlanmayı kes ve sıkı tut.
Close your eyes and hang on tight!
Gözlerinizi kapatın ve sıkı tutunun!
Now, hang on to him tight so he doesn't jump out the window.
Sıkı tutun da camdan atlamasın.
Hang on tight, R2.
Dikkatli ol R2.
Just hang on tight, bloke.
Sıkı tutun, dostum.
- Hang on tight.
- Evet, tutunuyorum!
Hang on tight, Reverend.
Sıkı dur Peder.
All right, hang on tight.
Tamam, sıkı tutun.
- Hang on tight.
- Sıkı tutun. - Tamam.
Hang onto it real tight.
Onu çok sıkı tutmalısın.
Hang on tight!
Sıkı dur!
Just hang on tight.
- Sıkı tutun yeter.
[Toaster] Hang on tight.
Sıkı tutun Blanky.
Hang on tight, old man.
Sıkı tutun yaşlı adam.
You hang on to Daddy as tight as you can.
Babanıza mümkün olduğu kadar sıkı tutunun.
Hang on tight.
Sıkı tutunun.
All right, hang on tight.
Tamam, şimdi sıkı tutun.
Hang on tight!
Sıkı tutun!
You better hang on tight, because you're about to experience the Crazy Dancel
Sıkı tutunsanız iyi olur, çünkü Çılgın Dans'ın deneyimini tadacaksınız
- Don't hang my tight by the crotch!
- Taytın ağ kısmını sıkma!
David Brinkley once said that you step in front of the camera, and you get out of news business, and into show business, but nonetheless that should not in any way subtract or obscure the need for the basic standards of good journalism. Hang tight.
Aslında, gördüğüm kadarıyla ben insanların entellektüel savunma geliştirmelerine yardım ediyorum.
- Hey, you just hang on tight, Miklo.
- Hey, dayanmaya çalış Miklo.
And hang on tight.
Sıkı tutun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]