He's my father traduction Turc
2,110 traduction parallèle
BECAUSE HE'S THE ONE WHO DESTROYED MY FATHER'S MIND
Çünkü o babamın beynini yok edenlerden biri.
Not unless my Father buys it for me Which he wouldn't because.. He's not here.
Tabi babam benim için satın almazsa ki alamaz çünkü kendisi burada değil.
But my father is a janitor and he's a very talented musician.
Babam ise bir hademeydi ve yetenekli bir müzisyendi.
How dare you talk about my father after all he's done for you?
Senin için yaptıklarından sonra babamla ilgili böyle konuşmaya nasıl cüret edersin!
My father looked much... but I knew he was there, somewhere.
Babam içine kapanmış ve kaybolmuş gibiydi. Ama orada bir yerlerde olduğunu biliyordum.
Not even my youngest boy, he's eight years old. Hes at the age when he really needs to see his father.
Çok küçük yaşta olmasına ve bana ihtiyaç duymasına rağmen 8 yaşındaki oğlumun bile beni böyle görmesini istemiyorum.
My father's battle... with a giant steelhead he named Nijinsky... was the stuff of legends.
Babamın Nijinski adını verdiği bir dev gökkuşağı balığıyla savaşı bir efsaneydi.
He worked with my father?
Babamla birlikte mi çalışmış?
Yeah, starting with my father, my own father. He'd say "That's bullshit."
Evet, başta kendi babam.
And my father he worked at night... sometimes he worked two shifts.
Babam da geceleri çalışıyordu... bazen çift vardiya yapardı.
He's my fucking father.
O, benim lanet babam.
My mother, when I was little, she died. And my father, he's gone, too.
- Annem ben küçükken öldü ve babam, o da öldü.
But aunt, he's my father after all.
Ama hala, sonuçta o her zaman babam..
He's actually not my father.
Aslında o benim babam değil.
You killed my father when he was trying to help you.
Babamı sana yardım etmeye çalışırken öldürdün.
He's killed my father and now you will let him kill me.
Babamı öldürdü, şimdi de beni öldürmesine izin vereceksin.
My father's helping me out, but he's not quite the handyman he thinks he is.
Babam yardım ediyor ama düşündüğü kadar iyi bir tamirci değil.
- He's my father.
- O benim babam.
He's my father and he will have your respect.
O benim babam ve ona saygı göstereceksin.
But he's my father
Ama yine de benim babamdır.
He was one of my father's business associates.
Babamın iş ortaklarından biriydi.
My Father started brewing this since he founded Justice
Babam Adalet Eskort'u kurduğundan beri şarap içmeye başlamış.
Place the black stamp on the envelope if my father is guilty, the red stamp if he's not.
Eğer babam suçluysa zarfın üstüne siyah pulu yapıştır. Eğer değilse kırmızıyı.
Tell my father he's made a mistake, that there's no one more loyal than Tarin.
Babama hata yaptığını söyle. Tarin'den daha sadık kimsenin olmadığını söyle.
He brought you into my father's security detail, and this is how you repay him?
Seni babamın güvenlik bölümüne o aldı. Karşılığı bu mu olacaktı?
My father will help us. He's surrounded by traitors.
Babam bize yardım edecektir.
He's my father.
O benim babam.
My father's forge was taken because He could not pay his taxes.
Babamın demirhanesi alındı çünkü babam vergilerini ödeyemedi.
I'm standing here, staring at him... My father, strongest man I know... Hoping he's gonna wake up and tell me just why it is he's been blabbering about some woman named Chloe.
Burada durup babama, tanıdığım en güçlü adama bakıyorum, kendine gelip, neden Chloe adındaki bir kadından bahsettiğini söylemesini umuyorum.
He was my father's friend.
O... O babamın dostuydu.
He's a brat, a brat who attacked my father.
O babama saldıran fırlamanın teki.
Saisuke wouldn't help out at home like other men. But my father's clan rose in the community. Though he was known as an simpleton.
Saisuke'm evdeyken darmadağınık bir adamdı, ancak nihayetinde, idarecilikten babamın bile nail olamadığı baş hizmetkarlığa yükseldi.
My father, he tried and he failed.
Babam... Denedi ve başarısız oldu.
Nobody has it as good as I except my father as far as I know he's conserved in alcohol in the National Museum
Hiçkimse bu kadar güzel şeylere sahip değil, babam dışında çünkü kafası Ulusal Müze'de saklı, alkolün içinde
My father got a gun and he went to Tyler's apartment.
Babamın silahı var ve Tyler'ın evine gitti.
My father realized he was gay when he was thirteen.
Babam eşcinsel olduğunu fark ettiğinde on üç yaşındaymış.
Then how on earth did he re-create the formula using my father's signature no less?
Öyleyse, hem de babamın imzasını kullanarak formülü nasıl yeniden yaratmış?
Olivia? That man, he corrupted my father's work.
Olivia o adam babamın çalışmalarını bozmuş.
My father usually had two or three jobs at any given time and he believed that if you wanted something, you went out and you worked for it.
Babamın devamllı iki veya üç işi olurdu ve ona göre eğer bir şeyi istiyorsan, gider ve elde etmek için çalışırdın. Nokta.
Thank you. He's my father.
Teşekkür ederim, o benim babam.
He's an old friend of my father's.
Babamın eski bir arkadaşı.
My father's life, a drug dealer, A killer and dead at 38, He left behind a son that loved him very much.
Babamın hayatını özetlemek gerekirse 38 yaşında ölmüş, bir katil ve ardında onu çok sevmiş bir evlât bıraktı.
I need to find out what my father's been doing on this thing. 'Cause he's up to something.
Babamın bu alette ne yaptığını öğrenmem lazım çünkü bir şeyler karıştırıyor.
He's my father.
Babam o benim.
That's not your father. What do you talking about? Instead of switching my brain with a human, he switched his own brain with a horse.
Evet, sanırım komik olmadığı tek zaman sevdiğin kadınla kurduğun hayatın çökmeye başladığı an.
You're both in my heart, as screwed up as that is, but he is Mia's father, and I loved him first.
bu yüzden ikiniz de kalbimdesiniz, ama o Mia'nın babası ilk onu sevdim.
On one hand, he's the father of my child.
Bir yandan, o çocuğumun babası.
My death, of course will quickly vindicate those who called me naive or idealistic but they must know that I will be freed of a burning curiosity and, God willing, will immerse my gaze in the Father's and contemplate with him his children of Islam as he sees them.
Ölümüm bana saf ya da idealist damgası vuranları çabucak haklı çıkartacak ama bilmeliler ki büyük bir meraktan kurtulmuş olacağım ve tanrının izniyle, bakışlarımı kutsal babama yönelteceğim ve onunla İslam'ın çocukları hakkında onları gördüğü şekliyle kafa patlatacağım.
He's my father!
O benim babam!
He fought in my father's troop against the Russians, just for the Homeland.
Babamın taburunda Moskovaya karşı. Babamı kardeşi gibi severdi, onu.
He's in charge of my father's investigation.
Babamın ölümünün soruşturmasından görevli.
he's my uncle 44
he's my husband 167
he's my baby 20
he's my brother 335
he's my best friend 106
he's my dad 94
he's my cousin 54
he's my man 22
he's my hero 20
he's my friend 298
he's my husband 167
he's my baby 20
he's my brother 335
he's my best friend 106
he's my dad 94
he's my cousin 54
he's my man 22
he's my hero 20
he's my friend 298
he's my boyfriend 93
he's my little brother 20
he's my nephew 35
he's my partner 54
he's my son 345
he's my ex 34
he's my responsibility 17
he's my family 23
he's my 53
he's my boss 62
he's my little brother 20
he's my nephew 35
he's my partner 54
he's my son 345
he's my ex 34
he's my responsibility 17
he's my family 23
he's my 53
he's my boss 62