He knows i'm here traduction Turc
132 traduction parallèle
If he knows I'm here, who knows what he'll do.
Burada olduğumu bilse, kim bilir size neler yapar.
He knows I'm here.
Burada olduğumu biliyor.
- Brown knows I'm here, he knows I'm talking to you.
- Brown burada olduğumu, sizinle konuştuğumu biliyor.
And yet he knows I'm here.
Burada olduğumu biliyor, oysaki.
- He knows I * m here.
- Burada olduğumu biliyor.
He knows very well I'm here.
Burada olduğumu biliyor.
He knows I work here.
Burada çalıştığımı biliyor.
I'm looking for an apache camp that's somewhere north of here. He knows where it is.
Yerli kampı hakkında birkaç soru sormak istiyorum.
No, but I have no doubt that he knows I ´ m here.
Hayır. Ama burada olduğumu bildiğine hiç şüphem yok.
- Sounds as if he knows I'm here.
- Sanki burada olduğumu biliyor.
I wanna know if he knows I'm here.
Merak ettiğim ; burada olduğumu biliyor mu?
We are going to stay here because mama knows that I love my grandpa. "And that he loves me. " But I'm not gonna be rich or be an Earl.
Burada kalacağız çünkü annem dedemi sevdiğimi biliyor o da beni seviyor ama ne zengin olacağım ne de earl. gördüğünüz gibi
He knows why I'm here.
Neden burada olduğumu biliyor.
My brother knows I'm here he wouldn't send his men.
Abim sizinle olduğumu biliyor, Onları o yollamadı
He knows I'm here... waiting for him... as always.
Burada olduğumu ve her zamanki gibi onu beklediğimi biliyor.
He knows I'm here. Yes, but in a nightmare of disjointed images and half-heard voices.
Evet, ama parçalı görüntüler... ve yarı işitilen bir seslerden bir kabus gibi.
Nobody knows who he is, but he really hates this school... so I guess he goes here.
Kim olduğunu kimse bilmiyor, ama bu okuldan nefret ediyor... sanırım bu yüzden buraya geliyor.
Don't ask me if Holling knows if I'm here or not, cos he doesn't.
- Lütfen. Holling biliyor mu diye sakın sorma ; çünkü bilmiyor.
If that kid knows anything, he's not talking or I wouldn't be here.
Çocuk bilse bile konuşmadı, yoksa burada olamazdım.
You know, I hope he knows... that he still has to pay some rent around here.
Umarım hala kira ödemesi gerektiğini biliyordur.
He knows I'm here now.
Şimdi burada olduğumu biliyor.
Cortese will only come here if he knows I'm here.
Cortese buraya sadece burada olduğumu bilirse gelecektir.
He wants to win me, thinks he can keep me here with the farm... even though he knows that I wouldn't farm the way he does.
Beni kazanmak istiyor, onun istediği şekilde çiftçilik yapmayacağımı... bilmesine rağmen beni burada çiftlikte tutabileceğini düşünüyor.
Here he goes again, making this about race when he knows... - I'm not doing that.
Sayın Yargıç yine gelmiş konuyu ırk mevzusuna getiriyor halbuki kendi de biliyor ki ırkla hiçbir ilgisi yok.
I wonder if anyone knows he's here.
Merak ediyorum, acaba onun burada olduğunu bilen var mı?
He says he knows I'm here illegally.
Burada yasadışı olarak kaldığımı bildiğini söyledi.
And that's why we're here, because he knows that I'm involved.
Ve bu yüzden buradayız, Çünkü benim buna karıştığımı biliyor.
My dad'll kill me if he knows I'm here.
Babam burada olduğumu duyarsa beni öldürür.
- He knows that I'm here, right?
- Burada olduğumu biliyor değil mi?
- He knows I don't live here.
- Burada yaşamadığımı biliyor.
I don't know if he knows I'm here at the office, so I have to have a contact name in order to transfer you.
Burada ofiste olup olmadığımı bildiğini bile sanmıyorum... bu yüzden sizi bağlayabilmem için görüşmem lazım.
God, who knows what he would have done if I wasn't here.
Tanrım, orda olmasaydım neler yapabileceğini kim bilebilir ki.
And he knows I'm not here to hurt you.
Ve seni buraya incitmeye gelmediğimi biliyor.
It goes down when I touch him when he knows I'm here.
Ona dokunduğumda, burada olduğumu anlarsa azalıyor.
I'm sure he knows some people you could talk to here in New York.
New York'ta konuşabileceğin bazı insanları tanıdığına eminim.
You talked to Fredo? He knows I'm here?
Burada olduğumu biliyor mu?
Well, he knows I'm coming here.
Buraya geldiğimi biliyor.
- He knows that I know his secret... and I threatened to expose him if he built a plant here.
- Ona burada fabrika yaparsa sırrını açıklayacağımı söyledim.
Just like he knows I'm here right now.
Burada olduğumu bildiği gibi.
He knows I'm not leaving here without you.
Buradan sensiz ayrılmayacağımı biliyor.
I mean, he knows I'm here... and I left him a contact number, in case of emergencies... but not expecting a call.
Burada olduğumu biliyor ve acil durumlar için numara bıraktım. Ama aramasını beklemiyorum.
I mean, everyone knows I'm the funny guy around here, but then he comes in with his impressions, and he just steals my thunder.
Buradaki komik adamın ben olduğumu herkes bilirdi. Ama sonra o gelip taklitler yapmaya başladı ve bütün ilgi ona yöneldi.
No, I think he came here cause he knows they'll take the fake ID I got him.
Hayır. Buraya gelir çünkü ona aldığım sahte kimliği buradan alacağını biliyor.
It's all right, he knows I'm here.
Sorun değil burada olduğumu biliyor.
I hope the chef here knows what he's doing.
Umarım buradaki şef ne yaptığını biliyordur.
He knows I'll come here. You let me take care of that, hmm?
Bırak onunla ben ilgileneyim, tamam mı?
- Yeah, picked up his trail a few times. But after 30 years of living here and seven months on the run, he knows this place a lot better than I do. Plus he's got his local fans.
Birkaç kez izine rastladım ama 30 yıl burada yaşadıktan ve 7 ay da kaçak olduğu düşünüldüğünde burayı bizden çok daha iyi biliyor ve ayrıca yerel hayranları oluşmuş durumda.
I know it might mean leaving here, but I've already spoken to Tolya about it and he knows he might have to say goodbye to his friends.
Biliyorum buradan ayrılmak demek, Tolya'ya durumu açıkladım zaten... arkadaşlarına hoşça kal demesi gerektiğini biliyor.
At least I'm not a hypocrite, sitting in a church pew every Sunday... swearing to God that I'll be good, just like Kevin here... even though he knows he's disgusting.
En azından ben iki yüzlü değilim, her Pazar kilisede rahatsız biri olduğunu düşünmesine rağmen Kevin gibi, iyi biri olacağıma yemin ediyorum.
He might not be happy about our personal thing but he knows who sent me here and he knows why I'm here so he's not gonna say nothing to me.
Kişisel işlerimiz için pek mutlu olacağını sanmıyorum. Beni kimin yolladığını ve neden burada olduğumu biliyor. Bana hiçbirşey söylememezlik edemez.
Look, the night of the hurricane, I think Tom saw you you after you left here, and I think he knows exactly what happened to you because the same thing happened to him almost 10 years ago, Mariel.
Bak, kasırga gecesi, sanırım Tom seni buradan ayrıldıktan sonra gördü, ve bence sana ne olduğunu kesinlikle biliyor çünkü aynı şey onun da başına geldi neredeyse 10 yıl önce, Mariel.
he knows me 67
he knows everything 100
he knows who i am 27
he knows something 60
he knows too much 20
he knows what he's doing 82
he knows 635
he knows my name 30
he knows you 50
he knows who you are 17
he knows everything 100
he knows who i am 27
he knows something 60
he knows too much 20
he knows what he's doing 82
he knows 635
he knows my name 30
he knows you 50
he knows who you are 17
he knows that 97
he knows nothing 39
he knows it 49
he knows we're here 21
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here to help you 212
he knows nothing 39
he knows it 49
he knows we're here 21
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here to help you 212