Horrifying traduction Turc
515 traduction parallèle
A horrifying miracle.
Korkunç bir mucize.
Horrifying?
Korkunç mu?
These views are horrifying, lady agatha!
Bunlar korkunç düşünceler bayan Agatha!
It's horrifying.
Dehşet verici.
Even the most generous interpretation of that is horrifying.
Bunun en masum yorumlaması bile korkunç.
How could Julia, whose life had been so loveless, possibly have known that when love did come, it might lead to something dangerous and horrifying?
Yaşamı bu denli sevgisiz olan Julia, aşk kapıyı çaldığında bunun tahlikeli ve korkunç bir şeye yol açabileceğini nasıl bilebilirdi ki?
Pretty horrifying.
- Korkunç şeyler.
It's horrifying that it's all so simple and yet so foul!
Herşeyin bu kadar basit olması korkunç ve çok kötü!
I rarely mention it because it was so horrifying, horrifying.
Doğru dürüst lafını bile açmıyorum, çünkü çok ama çok korkunçtu.
And the horrifying burden of the past ten years has disappeared.
On yılın korkunç yükü birden üzerimden kalktı.
- It must have been horrifying...
- Korkunç bir...
It's horrifying.
Bu korkunç.
Are you serious, Rodia? Well, ifyou really are, your sanctioning ofthe spilling of blood in the name of conscience is more horrifying than the official sanctioning of bloodshed.
Yani eğer ciddiysen, vicdan namına kan dökmeyi destekleyen görüşün resmi idam cezalarından bile daha korkunç.
Absolutely right, it's more horrifying.
Kesinlikle doğru, daha korkunç. Hayır.
The view is horrifying, and almost, silence is necessary.
Bu korkunç manzarada sessiz olmak çok önemlidir.
Aren't those crimes horrifying?
Ne kadar da korkunç suçlar değil mi?
I want to become a horrifying woman.
Ben inanılmaz güçlere sahip bir kadın olmak istiyorum.
And then, as the war progressed, some horrifying reports began to come out.
Savaş devam ederken ürkütücü raporlar gelmeye başladı.
But the consequences of such a disturbance could prove intolerable, even horrifying.
Ancak bu tarz karışıklıkların sonuçları katlanılmaz hatta korkun olabilir.
Horrifying, but thankfully quite unique.
Korkunç, yine de çok şükür oldukça eşsiz.
... now the horrifying conclusion to... the them.
... işte şimdi korkutucu onlara....
That was the most horrifying thing I've ever seen! - Seagulls.
İzlediğim en korkunç şeydi.
Vibrations with a horrifying power!
Dehşet verici güçteki titreşimler!
It's horrifying.
Çok kötü.
But that's monstrous. It's horrifying, Therèse.
Ama bu çok canavarca, korkunç, Therèse.
I knew only I understood that the horrifying apparition was Leopold raised from the dead!
Ve anladım, yalnızca bendim anlayan bu dehşetli görünüm Leopold idi ölümden geliyordu!
horrifying terrifying comedy
korkutucu ve ürkütücü komedi
Girls sometimes not allowed boys to buy them flowers, so therefore Pera was bringing home less money and had to sustain horrifying moms reprimands.
kızlar bazen onlara çiçek alınmasına izin vermezler bundan ötürü Pera eve daha az parayla dönüyor ; annesinin korkunç suçlamalarına maruz kalıyordu.
Absolutely horrifying.
Korkunç bir şey.
This is horrifying!
Tanrım!
It was horrifying, simply horrifying!
Çok korkunçtu, adeta korkunçtu!
that horrifying day when one of our own nuclear cruise missiles detonated, without warning, in the bomb bay of a b-1 bomber as it was preparing to take off instantly leveling the small town of dunston, kansas.
O dehşet gün kendi nükleer bombalarımızından biri Kansas'taki Dunston kasabasının üzerinden geçerken, hiç uyarısız, patlayarak kasabayı dümdüz etmişti.
What's happened tonight has been a horrifying experience for everybody here.
Bu gece olanlar buradaki herkes için korkunç bir deneyim oldu.
It was kinda horrifying', honey.
Çok korkunçtu tatlım.
Horrifying.
Korkunç.
Crucifixion was so horrifying, early Christians never depicted it.
Çarmıh o kadar korkunçtu ki.. ilk Hristiyanlar asla sözünü etmezlerdi.
How can you call me a legitimate king if I condemn the earth to a horrifying death?
Eğer dünyayı korkunç bir savaşa mahkum edeceksem benim meşru bir kral olduğumu nasıl söyleyebilirsin?
Doesn't that have a horrifying ring to it, that expression, to listen to your machine?
O rezil bip sesini mi? Sen dinliyor musun ki?
The horrifying fact is that no-one is safe, either in the planes above Dulles or in the terminal below.
Asıl korkutucu olan, kimsenin güvende olmaması. Ne Dulles üzerindeki uçaklardaki insanlar, ne de aşağıda alanda bekleyen insanlar.
It was horrifying.
Çok korkutucuydu.
Horrifying as it seems, I can't escape it.
Ne kadar korkunç da olsa, bundan kaçamıyorum.
That was horrifying.
Bu korkunçtu.
Horrifying...
Dehşete düşürücüydü..
Part man, part penguin! All horrifying!
Yarı insan yarı penguen!
It's horrifying.
- Çok korkutucu.
What is schizophrenia but a horrifying state where what's in here... Doesn't match up with what's out there?
Şizofreni, kafamızdakilerin gerçektekilerle uyuşmaması değil de nedir?
The concept of so-called ethnic cleansing, now part of everyday language, has revived horrifying images from the Second World War.
Gündelik dilimize giren'etnik temizlik'kavramı İkinci Dünya Savaşı'nda kalan acı anıları yeniden canlandırdı.
New massacres are reported with horrifying regularity.
İnsanı dehşete düşüren bir süreklilikle her gün yeni katliamlar ortaya çıkarılıyor.
I escaped 10 years ago, since that horrifying night.
O korku dolu geceden sonra on yıl boyunca durmadan kaçtım.
I find that prospect more horrifying than amusing.
Ben bunu komik olmaktan ziyade korkutucu buldum.
It's horrifying how much you can hate yourself for being low and weak. And he couldn't save me from that, so I turned it on him.
Zayıf ve alçak olunca kendinden nefret etmen çok korkutucu... ve o beni bundan kurtaramadı ve bende ona nefretimi yönelttim.