Hot water traduction Turc
1,937 traduction parallèle
What do you have? We got the forks, knives, hot water...
- Çatal, bıçak, sıcak su.
Hot water... Yeah, I gave him the fire extinguisher.
Bir yangın söndürme tüpü.
Chanel, I'm gonna need towels and hot water.
Chanel, havlu ve sıcak suya ihtiyacım olacak. - Oldukça fazlasına. Nell?
Right now I'm kind of wore out so I'm gonna take my people into the town for some hot water, soap and some shopping.
Şu anda biraz yorulmuş durumdayım. Bu yüzden, arkadaşlarımı, şehire götürüp, biraz sabun, sıcak banyo ve alış veriş için gezdireceğim.
Hot water.
Sıcak su.
Bring me a towel with some hot water on it.
Bana havlu ve sıcak su getir.
A hot water bottle won't do, and a stranger won't do.
Bir şişe sıcak su veya tamamen yabancı biri onun yerini tutmayacaktır.
I chop it into small pieces, pour hot water onto it, and, like you said,
Zencefili küçük parçalara bölüyorum. Üstüne kaynar su döküyorum ve senin de dediğim gibi arnavutbiberi ve akçaağaç pekmezi ekliyorum.
Enough hot water?
Suyun sıcaklığı iyi mi?
Oh, now, the hot water in the bathroom- -
Banyodaki sıcak su...
Women all over the world do this at home with nothing more than a pair of scissors and a bucket of hot water.
Dünyanın pek çok yerinde kadınlar bu işi ağrıkesici olmadan, bir kova sıcak suyla yapıyorlar.
Sure, I pour hot water all over myself, and we all have a good chuckle.
Elbette, önce ben sıcak suyu üzerime dökeyim ve sonra da herkes gülsün.
- Hot water with lemon would be great.
Limonlu sıcak su çok iyi olur.
Oh I bet all the hot water is gone.
Bütün sıcak su boşa gitmiştir kesin.
Just add hot water, eat it out of the bag.
Yulaflı barlar, kurutulmuş spagetti.
Am I going to find hot water in there?
- Sadece sıcak su ekle ve poşetten ye.
Specifically, I'll take you to the doctor I'll hold your hand during the... procedure and I'll drive you home and put you to bed with a hot water bubble.
Doktora götürüp, tüm süreç boyu elini tutacağım. Eve getirip yatağına sıcak su torbaları koyacağım.
Then I ran the hot water.
Sonra sıcak suyun altına girdim.
WHAT'S IT GONNA BE, THE HOT WATER OR THE MUSHY VEGETABLES?
Beni ne çekecek? Sıcak su mu, yumuşamış sebzeler mi?
When Nikki's body was found, the hot water had steamed up the room.
Ceset bulunduğunda sıcak su, odayı buharla doldurmuş olmalı.
Then you rinse your mop in hot water and disinfectant, and you hang it on a yellow peg.
Sonra sıcak su ve dezenfektan içinde paspası yıka ve sarı çiviye as.
Hot water pipes, electrical wires.
Sıcak su devreleri, elektrik kabloları.
Just soak it in hot water, and it gets soft and it peels right off...
Sıcak suda ıslatın, böylece yumuşar ve pul pul...
So what am I supposed to do, just duke you my change because you poured hot water through beans?
Ne yapmam bekleniyor? Kahvenin üzerine sıcak su kattın diye tüm bozuk paramı sana mı vereceğim?
Is this enough hot water?
Bu sıcak su yeterli mi?
Using all the hot water.
Sıcak suyun hepsini kullandığın için.
Hey, you guys might want to wait a little while. There's no more hot water.
Hey, millet, birazcık beklemek ister misiniz?
- Plus, I ran out of hot water.
- Ayrıca sıcak suyum bitti.
Then, after about three hours, you got five minutes of hot water.
Yaklaşık üç saat sonra, beş dakikada sıcak suyunuz oluyor.
When the fighting was over, he'd pour the hot water out and we'd treat ourselves to tea.
Çatışma bittiğinde o kar tamamen sıcak su olarak çıkardı ve çay içebilirdik.
Now, this could've got him into hot water.
İşte bu başını derde sokmuş olabilir.
I just ask you don't accept any gifts, it might get us in hot water with the NCAA.
Üniversite Ligiyle başımızın derde girmemesi açısından sana tavsiyem hediye falan kabul etme yeter.
I need hot water. I need clean instruments. Knives.
Sıcak suya, temiz aletlere ve bıçaklara ihtiyacım var.
There is hot water for showering 24 hours a day
Günde 24 saat banyo için sıcak su bulunmaktadır.
We have hot water, too.
Sıcak suyumuz da var.
The hot-water heater went out, Gina gave me a call.
Şofben bozulmuş, Gina beni çağırdı.
It's like on a hot day when you go outside, and "whoosh!" somebody opens up a fire hydrant, and there's water streaming all over the place!
Ve doğruluğun dev bir fırtına olduğundan Sıcak bir günde dışarı çıkıyorsunuz ve biri birden yangın musluğunu açıyor her yer su oluyor!
Like a little hot-water bottle, you!
Küçük bir termofor gibisin!
Hot and cold running water.
Sıcak ve soğuk su.
It smells, it's hot, too many damn bugs and there's no water.
Kötü kokuyor. Sıcak. Bir sürü böcek var.
- Soup? Hot ham water.
- Sıcak jambon suyu...
It's hot ham water. - Yeah.
Adı sıcak jambon suyu...
Could I get some water, a bag of feed, and something hot to eat?
Biraz su, bir torba yem ve sıcak yemek alabilir miyim.
No soda machines, hot dog stands, water fountains, or anything else. Get anything?
Ne kola makinesi ne sosisli büfesi ne de su makinesinde bir şey var.
The water takes five minutes to get hot.
Suyun ısınması beş dakika sürüyor. Bu sayılır mı?
Lem's in some hot water.
Lem'in başı belada.
Hot water and lemon, hon.
Sıcak su ve limon, hayatım.
And when you say, "plenty of fluids," does hot tea count, or just water?
- Tamam. Bol sıvı diyorsunuz. Çay sayılır mı yoksa sadece su mu?
As long as this water stays hot, things are A-okay with me right here and now.
Suyun sıcak olduğu sürece, buradaki dünyanın benimle sorunu olmaz
I scrubbed and I scrubbed, but damn it, they don't make water hot enough!
Yıkadım, ovaladım, fakat o lanet şey,... suyun sıcaklığı bile işe yaramıyor!
Because of you, I never got to experience the thrill of flying through the air into a pool of water on a hot summer day.
Senin yüzünden, sıcak yaz günlerinde havuza atlamanın korkusunu hayatım boyunca üstümden atamadım.
water 1797
waterloo 19
waters 51
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52
waterloo 19
waters 51
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52