English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / How's your boy

How's your boy traduction Turc

111 traduction parallèle
How's your boy doing?
Çocuğun durumu nasıl?
- How's your boy?
- Küçük oğlunuz nasıl?
- How's your own boy, Miss Cooper?
- Kendi oğlunuz nasıl, Bayan Cooper?
And she said, "You've got to feel how the boy's going to move with your body."
"Eşinin hareketini, vücudunu kullanarak hissetmelisin." dedi
How's it feel, boy, throwing your first one?
Kendinizi nasıl hissediyorsunuz çocuklar, bu ilk yapışınızdı?
- How's your boy doin'?
Senin çocuk nasıl gidiyor? Harika.
- How's your boy?
- Oğlun nasıl?
But I did hear him say that he was tired of sightseeing and he wanted to meet some people. - Joy Boy, how's your Spanish?
Ama çevre gezilerinden sıkıldığını ve insanlarla tanışmak istediğini söylüyordu.
Because if your mother finds out just how fast it goes, I'm gonna end up singing soprano in the boy's choir.
Annen hızını anlarsa işimi bitirir ve koroda şarkı söylemeye başlarım.
George, my boy, outraged to read in dispatches of how that ass Melchett made such a pigs-ear of your chum Blackadder's court-martial.
George, oğlum, dostun Blackadder'ın mahkemesinde aptal Melchett'in ne pislikler yaptığını okuyunca öfkeden çılgına döndüm.
Hey, Wah Gay, how's your boy?
Wah Gay, oğlun nasıl?
How's your boy?
- Oğlun nasıl?
- How's your boy?
- Oglun nasil?
How's your little boy?
- Sizin oğlunuz nasıl?
Your boy, Dutch, is drunk and he's telling everybody how you're gonna take Ed Ross.
Arkadaşın Dutch sarhoş, herkese senin Ed Ross'a nasıl meydan okuyacağını anlatıyor.
Your first husband's boy... How old was he? When his father died?
İlk kocanın çocuğu babası öldüğünde kaç yaşındaydı?
How's your boy?
Oğlunuz nasıl?
Well, now that you've shown your husband how determined you are to be part of your boy's life perhaps he'll reconsider his position.
Kocana çocuğundan vazgeçmeyeceğin konusunda ne kadar kararlı olduğunu gösterdiğin için belki durumu yeniden gözden geçirir.
How's your boy, Robbie?
Oğlun, Robbie nasıl?
And that's how we'll mold your boy into a productive member of society through an intensive program of pushups and formation marching.
Ve bu şekilde, oğlunuzu topluma örnek bir kişilik yapacağız şınavlar ve uzun yol koşularından oluşan şiddetli bir program ile.
I don't want to tell you how to spend your money. But to think about an 1 8-year-old boy doesn't require therapy. Maybe it is Billy.
- Sana paranı nasıl harcayacağını söylemek istemem ama bir kadının ara sıra on sekiz yaşında birini düşünmesi terapi gerektiren bir şey değildir.
I can see you in bed with your arm around your little boy saying, "Buster, Daddy wants to tell you how he put the nasty queer man's eye out..."
Seni yatakta, bir kolun küçük oğlunun omuzlarında görebiliyorum. "Buster, baban sana o pis homonun..." "... gözünü nasıI çıkarttığını anlatmak istiyor... "
I can see you in bed with your arm around your little boy saying, "Buster, Daddy wants to tell you how he put the nasty queer man's eye out..."
Oğluna anlatırken hayal edebiliyorum. "Baban sana garip adamın gözünü nasıl çıkardığını..."
Yeah How old's your little boy?
Küçük olduğumu nereden çıkardın?
To get up in front of all your geek pals and say how I made you my boy toy for a night. - No.
İnek arkadaşlarının karşısında tanık sandalyesine oturup kayıtlara seni bir geceliğine nasıI oyuncağım yaptığımı anlatmayı.
How's your boy friend?
Erkek arkadaşın nasıl?
And how's your brother, Dog-face Boy?
Kardeşin nasıl, Köpek yüzlü çocuk?
How can you write your best friend off as a two-dimensional, beer-guzzling frat boy?
En yakın dostunu nasıl yüzeysel, bira bağımlısı bir birlik üyesi diye defterden silebiliyorsun?
So how's your boy?
Ya oğlun nasıl?
Are you gonna let some assistant coach from metropolis teach your boy how to play football?
Metropolis'li bir koç yardımcısının, oğluna futbol öğretmesine izin verir misin?
Depends if you like how your face is configured, pretty boy.
- Kontrol etmeli miyiz? Bu yüzünü nasıl şekillendirmek istediğine bağlı, yakışıklı.
How did it make you feel, Mr. Anderson, knowing that the boy that you'd taken care of for quite a long time was about to grab half your assets and spend them doing drugs and having sex with a guy like this?
Uzun süre özen gösterdiğin bir çocuk mal varlığının yarısına.. ... konmak üzereydi. Parayı da uyuşturucu ve böyle bir herifle yatarak harcıyordu.
- hey, how's your boy?
- hey oğlun nasıl?
Hey, how's your boy?
Seninki nasıl?
Oh, see how you already had that little "swish" in your step? Oh yeah, you were always Mommie's "special boy".
bak o daha o günden kadın terliği giyiyormuşsun oh evet sen her zaman annenin "küçük oğlu" ydun
It ain't being none of my business gonna stop me from asking how your boy's talk with Hearst went.
Üstüme vazife olmadığı için oğlunun, Hearst'le konuşmasının nasıl gittiğini sormayacağım.
Did you think you were just going to dress up your bad boy, take him to your little rich kid's party, so your friends can see how cool you are? - You know it's not like that.
Kötü çocuğu güzelce giydirip onu zengin çocukların partisine götürünce, arkadaşların senin ne kadar havalı olduğunu göreceğini mi sanıyordun?
How long's your boy been passed out, bro?
Senin adam ne zamandır baygın kardeşim?
If you can't have children of your own, if that's why you've taken him, because you're lonely, how do you think I feel without my angel boy?
Eğer kendi çocuğunuz yoksa,... eğer yalnız olduğunuz için onu kaçırdıysanız,... benim melek oğlum olmadan nasıl olacağımı düşünmediniz mi?
I don't know how much attention you've been paying to your client lately... but he's been a bad boy. Witness intimidation, attempted murder.
Sonuç olarak müvekkillerine ne kadar ilgi gösterdiğini bilmiyorum,... ama senin ki son zamanlarda kötü bir çocuğa dönüştü,... tanık korkutma, cinayete azmettirme.
How's your boy?
Oğlun nasıl oldu?
Hi. How's your arm, birthday boy? You okay?
Kolun nasıl, doğum günü çocuğu?
How's your boy? Fine.
- Oğlun nasıl?
How's your boy?
Oğlun nasıl?
Then how come your boy is concussed, the other kid is dead and you're sitting here with a bullet in your chest?
O zaman oğlun nasıl beyin sarsıntısı geçirdi, diğer çocuk öldü ve sen göğsünde kurşunla oturuyorsun?
- How old's your boy?
- Oğlun kaç yaşında?
How's your boy?
- Oğlunuz nasıl?
how's your boy?
Oğlun nasıl?
How could this child be your enemy, he's just a boy.
Bu çocuk nasıl düşmanınız olabilir? Daha küçücük.
Ew. It's about how... like, when you have a big crush on a boy... sometimes you get down on your knees and, like, beg for their love. # Oh, I got so much love I need to show it #
Nasıl desem... bazen bir çocuğa aşık... olduğun zaman dizlerinin üzerine çöker ve aşk dilenirsin.
That's how your boy roll, right?
Senin delikanlı böyle sever, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]