English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / Your boys

Your boys traduction Turc

3,161 traduction parallèle
How do you explain being in a stolen car one hour after the robbery with your boys?
Peki soygundan bir saat sonra arkadaşlarına çalıntı bir araçta olmanı nasıl açıklıyorsun?
Join your boys.
Çocukları getir.
Are you bringing your boys here now?
Kırıklarını mı takıyorsun götüne?
First get rid of your boys.
Önce arkadaşlarından kurtul.
One of my best men is in prison for a murder one of your boys did.
En iyi adamlarımdan biri hapiste. Senin adamlarından birinin işlediği bir cinayet yüzünden.
Call your boys down at county.
Vilayetteki adamlarınızı bir arayın.
Make sure your boys walk him with the leash.
Dikkat et de çocukların onu gezdirirken tasmasını taksınlar.
Who pays to bury her, protect your boys?
Defin parasını kim veriyor? Oğullarını kim koruyor?
Yo, Lieutenant, your boys tossed my apartment, and they snagged a bunch of my personal stuff.
Merhaba Amirim, senin çocuklar evimi altüst etmişler ve bir sürü de eşyamı almışlar.
- Slops from your boys?
- Senin elemanlardan gelen gizli belgeler mi?
You and your boys do such good work.
Siz ve sizin çocuklar iyi iş çıkardı.
Acting on an anonymous tip-off, your boys came flying into the house armed with a search warrant.
İsimsiz bir ihbardan hareketle, sizin çocuklar arama emriyle... birlikte uçarcasına eve gelmişlerdi.
Must be your boys trying to find loophole.
Senin oğlanlar bir açık bulmaya çalışıyorlar herhalde.
Seems your boys took care of the problem.
Görünüşe göre senin oğlanlar sorunu çözmüşler. Nasıl yapmışlar?
You're gonna dangle your boys in there.
şimdi hayalarını süte bandır.
♪ Friday night, you and your boys went out to eat ♪
* Arkadaşlarınla yemeğe çıktın Cuma gecesi *
For that I'll need you and your boys.
Bunun için sana ve çocuklara ihtiyacım var.
You should get your boys a dog.
Çocuklarına köpek al, iyi olur.
I know a lot of your boys.
Sizin çocukları bilirim.
You're free to be masters of your own enjoyment, boys.
Özgürsünüz çocuklar, eğlencenize bakın.
May I pass on the boys'thanks for your excellent seamanship.
Bu muhteşem denizciye çocuklar adına teşekkür edebilir miyim?
# Run for your life, boys, Run for your life
# Canını seven kaçsın çocuklar, Canını seven kaçsın.
# Run for your life, boys, Run for...
# Canını seven kaçsın çocuklar, Kaçın...
Keep your guns on him, boys.
Silahlarınızı üzerine tutun çocuklar.
It was one thing for you to send the boys to Harvard'cause I understand you want them to take over your family business.
Bi şey istedim senden ve şu haline bak
What are your thoughts, boys?
Düşünceleriniz nedir, çocuklar?
Boys, I'm going to let you have your fun.
Çocuklar, hadi siz eğlenmenize bakın.
Go on, boys! Put your back into it!
Hadi çocuklar asılın iyice!
Tell you what boys, take me to Lit'le Duck in El Paso, I'll get you your freedom.
Bakın, beni El Paso'daki Küçük Duck'a götürün, size özgürlüğünüzü veririm.
I've seen the emergence of your kind like an infection... all these effete, overarticulate man-boys who never learned to toughen up.
Dimdik ayakta durmayı öğrenememiş güçsüz, açık açık konuşamayan çocuk gibi davranan adamlarda bu kibarlığının bir enfeksiyon gibi yayıldığını gördüm.
I remember when I was your age. The older boys would do the same thing to me. Don't worry about it.
Hiç unutmuyorum senin yaşındayken, büyük çocuklar aynısını bana da yaparlardı.
Your choice, boys.
Seçim sizin, beyler.
Lower your hand, you're not school boys.
İndir elini. Okulda değiliz.
Put your fags out, boys.
Sigaralarınızı söndürün, çocuklar.
Then one of your homeless network could bring it here, leave it in the cafe, one of the boys downstairs could bring it up the back.
Sonra evsiz ağından biri buraya getirip kafeye bırakır,... aşağıdaki çocuklardan biri de bize geri getirir.
Or else my boys come get you, nigga- - your choice.
Ya da benim çocuklar seni alabilir, zenci. Sen seç.
Boys, go to your room.
Çocuklar, odanıza gidin.
You boys got your toothbrushes?
Diş fırçalarınızı aldınız mı?
Julian, your boys have their mother's good looks.
Pekala.
Boys, your daddy's a genius.
Çocuklar, babanız bir dahi.
I wrote the names of rich and famous boys.. .. On the toilet paper for your daughter Henna.
Kızın Henna için tuvalet kağıdının üzerine zengin ve ünlü çocukların adını yazıyorum.
Your mother's been worried sick about you boys.
Annen siz çocuklar konusunda çok endişeli.
Twice a day, you boys stain your mother's drapes, or befoul a gym sock that has to jump from the hamper straight into therapy.
Günde iki defa ya annenizin perdelerini lekeliyorsunuz ya da kirli çamaşır sepetinden terapiye koşan bir çorabı kirletiyorsunuz.
You boys got your stories straight for when the marshal comes?
Senin cocucuklar, senin hikayelerini dogrusunu bilecekler Serif geldigi vakit.
You boys barely touched your pot roast.
Güveç rostoya pek rağbet etmediniz.
How you boys smokin'your meat this year?
Bu yıl etinizi nasıl pişireceksiniz?
you need girls or boys for your blood-den places, they're yours.
Kan içmek için erkek ya da kadın, hepsi sizindir.
Boys, back to your room.
Çocuklar, odanıza dönün.
Boys or girls, in your case?
Erkeklerle mi, kadınlarla mı?
So is this where you take your "bitches", or whatever boys like you do?
Ayıkladığın hatunları buraya mı getiriyorsun? Ya da her ne yapıyorsan artık.
I never thought about the future "until I gave birth to you two boys," but your father didn't.
Siz ikiniz doğana kadar gelecekte ne olur diye düşünmedim ama babanızın hiçbir şey umrunda olmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]