I always wondered traduction Turc
675 traduction parallèle
I always wondered what time you got down to the office.
İşe kaçta geldiğini hep merak etmişimdir.
I always wondered if you missed me. Ah.
Beni özledin mi diye hep merak ederdim.
I always wondered where the axe got to.
Her zaman baltanın nerede olduğunu merak etmişimdir.
I always wondered why you enlisted. In the Paratroopers, I mean.
Neden gönüllü paraşütçü yazıldığını merak ediyordum.
I always wondered what it felt like.
Her zaman nasıl bir duygu olduğunu merak ederim.
I always wondered how you could go with such an ugly woman.
Böyle çirkin bir kadınla nasıl düşüp kalkıyor derdim hep.
I always wondered why I...
Her zaman sordum kendime...
I always wondered how you would wrestle a wolf.
bir insan kurtla nasıl güreşir hep merak etmişimdir.
I always wondered what it would take to make you practice.
Ben de harp çalışmalarını neden bıraktığını merak ediyordum.
I always wondered...
Hep merak etmişimdir...
I always wondered about her. This is the God's honest truth.
Onun hakkında merak ettiğim bir şey var, Tanrı biliyor ya!
I always wondered about what happens when she comes.
Orgazm olduğunda ne olur? Nöbet geçirir mi?
I always wondered if it would stay true.
Bu sürecek mi, merak ediyordum.
I always wondered why people got glasses of water thrust at them after crying.
İnsanlar ağladıktan sonra neden bir bardak su verirler hiç anlamam.
I always wondered why these bitches are called women's names.
Bu orospuların neden kadın adları taşıdıklarını hep merak etmişimdir.
I always wondered how Cortes felt when he first saw the Inca treasure.
Cortez'in Inca'ların hazinesi önünde nasıl reaksiyon verdiğini merak ediyorum.
I always wondered what Lee Clayton looked like.
Hep merak etmiştim, bu Lee Clayton nasıl birine benziyor diye.
I always wondered what it said.
Hep ne yazdığını merak ettim.
I always wondered what it felt like to be shot.
Hep merak etmiştim, vurulmak nasıl bir şey, diye.
I always wondered who did that.
Onu yazanı hep merak etmişimdir.
I always wondered if she wore falsies.
Göğüsleri protez mi diye hep merak ederdim.
I always wondered.
Hep merak etmişimdir.
I ALWAYS WONDERED WHO LIVED HERE.
Her zaman burada kimin yaşadığını merak ettim.
I always wondered what it must be like to be at war and far away from home on Christmas.
"Her zaman savaşta olmanı ne olduğunu merak ettim." "Yılbaşında evden uzakta olmayı!"
I always wondered about the glamorous life of a fashion model.
Bir mankenin göz kamaştırıcı hayatını hep merak etmişimdir.
Always I've wondered where the noses would go.
Hep merak eder dururdum, burunlara ne oluyor diye.
Thank you. I've always wondered how it felt to take a tip.
Teşekkür ederim. Bahşiş almanın nasıl bir şey olduğunu hep merak etmiştim.
I've always wondered how an architect could have dreamed up such odd ideas.
Her zaman bir mimarınnasıl böyle garip fikirler ortaya çıkarabileceğini merak etmişimdir.
I've always wondered why the relatives walk in the enclosure.
Akrabaların neden böyle çevrelenerek yürüdüklerini merak etmişimdir.
and I've always wondered who you were and the exciting kind of life you must have led, and... and you lookjust the same, just as lovely.
Her zaman nasıl olduğunuzu ve ne heyecanlı bir hayat yaşadığınızı merak etmişimdir. Ve aynısınız. Resimlerinizdeki kadar güzelsiniz.
I've always wondered why you don't.
Beni neden sevmediğini, hep merak ettim.
I've always wondered —
Hep düşünmüşümdür -
"I always... "... wondered what this would be like if and when it happened.
Ben daima... merak ettim, bu olduğunda nasıl olurdu diye.
I've always wondered why there were so many humanoids scattered through the galaxy.
Neden o kadar çok insansı olduğuna şaşırmıştım zaten.
I wondered if Mathilde, whom I'd only just met, wasn't closer to me than you, dear brother, whom I'd always loved, whom I still love, but with whom I share nothing but memories.
Acaba dedim kendi kendime, daha yeni tanıştığım şu Matilde... bana daha yakın mıdır senden ; hep sevdiğim yine de seveceğim ama anılardan başka hiçbir ortak yanımız olmayan kardeşimden.
"because you've always been good to me and always wondered how I was doing."
"... sen her zaman bana iyi davrandın ve hep hatrımı sordun. "
- I've always wondered.
- Hep merak etmişimdir.
You know, Harley I kind of always wondered what it would be like to be a man of property.
Bilirsin, Harley mal mülk sahibi bir adam olmanın neye benzediğini hep merak etmişimdir.
But, you know, I've always wondered what it would be like to be a man of property.
Fakat anlarsınız işte, mal mülk sahibi bir adam olmanın nasıl olduğunu hep merak etmişimdir.
I've always wondered :
Hep merak etmişimdir :
I've always wondered why.
Nedenini hep merak etmişimdir.
I've always wondered why you save newspaper clippings.
Neden gazete kupürleri biriktirdiğini hep merak ettim.
You know, I... I've always wondered - what do you do with all these flowers?
Biliyor musun, hep merak ederim, tüm bu çiçekleri ne yapıyorsun?
I've always wondered what you do in here. Jerk off?
Ben her zaman buradayım.Komutan.
I've always wondered what the N stood for.
- N'nin açılımı nedir?
I've always wondered what gas you use to pressurise those beer kegs.
- Aslında hep merak etmişimdir bira fıçılarını basınçlamak için ne tür bir gaz kullanılır?
I watch that show every week and I've always wondered. Myself, I always have to open the damn car door.
Ben, hep Ianet oIası kapıdan giriyorum.
I ´ ve always wondered what we know about a woman, and I found that all you can know is what a man already knew.
Her zaman kadınlar hakkında ne bildiğimizi merak etmişimdir,... ve sonra fark ettim ki tüm bilebileceğin bir erkeğin zaten bildiklerinden öte bir şey olmayacağı.
I've always wondered... Would we see the missiles in a nuclearwar?
Hep merak etmişimdir acaba nükleer bir savaşta füzeleri görebilecek miyiz?
I've always wondered who takes that away.
Bunları buradan kimin aldığını hep merak etmişimdir.
I've always wondered - What's out there?
Tüm hayatım boyu merak ettim.