English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I always do

I always do traduction Turc

3,801 traduction parallèle
I always do.
Her zaman.
I always do my research, and I researched you and your friends thoroughly.
Ben sürekli araştırırım seni ve arkadaşlarını detaylı bir şekilde inceledim.
I thought I could solve things..... like I always do.
Her zaman yaptığım gibi, her şeyi çözerim sanmıştım.
I-I don't know why I always do that.
Her zaman bunu neden yaptığımı bir türlü çözemedim.
I always do.
Her zaman öyle yapıyorum.
I always do, every time you're good to me.
Hep yapıyorum, bana iyi davrandığında.
I always do enjoy killing you.
Seni öldürmekten her zaman zevk alacağım.
- I always do.
- Hep yanımdadır.
Oh, I always do.
Hep öyle yaparım.
I always do it.
Hep ben yapıyorum zaten.
I always do.
Hep dinliyorum.
Dino, do you know why I'm always benched?
Dino, neden ben hep yedek oturuyorum?
I always, you know, say to myself, "I'll do it unless God gives me a definitive omen in the next 30 seconds."
"Tanrı bana gelecek 30 saniye içinde açık bir işaret vermezse yapacağım."
I do this to reassure me and always works.
Güven veriyor.
No matter what you do, I will always be proud of you.
Ne yaparsan yap, seninle hep gurur duyacağım.
Like, I've always known that Mr. Olympia was something I could do.
Mr.Olympia ünvanını, başarabileceğim bir şey olarak düşünmüşümdür.
I don't always do anything.
- Ben hiçbir şey yapmıyorum.
Yeah, I always tell people I'm gonna lie before I do it.
Ben de yalan söylemeden önce hep insanlara haber veririm.
Why do I always have to be it?
Niye hep ben ebe oluyorum?
That I made you do it. I didn't have to, don't think its always about you. Cheater.
Ben yaptım.
But let me cradle you in my arms a last time, as I always used to do.
Son bir defa kollarımda sana beşik gibi sarılmama izin ver, her zaman yaptığım gibi.
If you do, I can always tell Kerwin... who might think I'm crazy.
Eğer yaparsan, ne zaman olsa Kerwin'e anlatabilirim... ki o da muhtemelen deli olduğumu düşünecektir
Why do you always think I'm working against you?
Neden sürekli sana karşı olduğumu düşünüyorsun?
That's the best thing to do when you're trying to ambush somebody, which is what we're doing here, and it's basically what I'm always doing.
Birini pusuya düşürmek istediğinde yapacağın en iyi şeyler bunlardır ki biz de bunu yapıyoruz burada ve aslında benim her zaman yaptığım şey.
Yep. Well, when I do, it's always a fucking disaster.
Ben yaptığımda hep bir felaket oluyor.
Look, I've always felt that Derek's murder had something to do with our birth mother.
- Bak, ben hep Derek cinayetinin öz annemle ilgili olduğunu hissettim.
Why do I always pick the wrong'uns?
Neden hep yanlış olanları seçiyorum?
I do know you were always the guy that was gonna get a building named after him.
Ama binalardan birine ismini verecek adamın sen olduğunu biliyordum.
I find myself always trying to do that.
Kendi kendime hep bunu deniyorum zaten.
You always do great, and I want you there.
Her zaman iyisin, gelmeni istiyorum.
Why do I always have to get the firewood?
Neden her zaman ben odun topluyorum?
I only came back to help you and Sutton, but every single time I do, it always leads back to my father, and I can't, I can't beat him.
Sen ve Sutton'a yardım etmek için geldim sadece, ama ne zaman yardım etsem, olay babamda sonuçlanıyor. Ben onu yenemem.
Yeah, but I always wanted to do something with my life.
Evet, ama her zaman hayatımda birşeyler yapsın istedim.
like, a do-gooder and just always kind of like trying to get you sober and just always involved with all these kind of different causes. I hate people like that.
O şu idealist insanlardan biriydi, bilirsin hani sürekli insanın aklını başına getirmeye çalışan farklı bir sürü meselenin içinde olan...
You always laugh when I do that.
Ne zaman öyle söylesem gülerdin.
I mean, um, please, feel free... to... always... do... that.
yani, hm, lütfen, Hiçbir zaman... bunu yapmaktan... çekinmeyin.
And you always change the topic when you're uncomfortable with the conversation. I do not.
Konuşulandan rahatsız olunca hemen konuyu değiştiriyorsun.
And I was always the one who had to kill it, because my mom was never there, and I wasn't going to make my sisters do anything like that.
Her zaman ben öldürmek zorunda olurdum, çünkü annem asla orada olmazdı. Ve kardeşlerimi böyle bir şey yapmaya zorlayamazdım.
And this is what I do always in my life that if I'm ever feeling low
Kendimi her kötü hissettiğimde yaptığım bir şey bu.
Well, do you always do what I say?
Yani sen her zaman benim her dediğimi yapar mısın?
Why do I always get stuck behind the two girls ordering mojitos, right?
Neden ben hep iki kızla mojitos arasında kalıyorum?
How do you keep those whites so clean? That's... always amazes me.
Şu beyazları nasıI temiz tutuyorsunuz hiç anlamıyorum.
I always do this.
Bunu hep yapıyorum.
That's something I've always wanted to do.
Hep yapmak istemişimdir.
♪ They do not know where I have been ♪ ♪ The wind has always known my name ♪
Erhak Elinç
Just like I always said that I was going to do, I am coming for you.
Her zaman sana geleceğimi söylediğim gibi, senin için geleceğim.
I've always wanted to do that.
Her zaman bunu yapmak istemiştim.
No, I always wanted to do this. What Harlan does is more corporate.
Harlan'ın yaptığı daha genel.
Of course I do. And you will always be my daughter, no matter what.
Tabii ki veriyorum ve sen her zaman benim kızım olacaksın, ne olursa olsun.
Do not forget that Paul and I always here and help you.
Rachel şunu unutma. Paul ve ben her zaman sana yardım etmek için varız.
How I always didn't do the right thing by both of you and and I put you in a tricky situation and I regret that.
Nasıl da ikiniz için en iyi olanı her zaman yapamadım ve sizi zor duruma soktum buna pişmanım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]