I feel nothing traduction Turc
729 traduction parallèle
I feel nothing.
Hiç hissetmedim.
No, I feel nothing of the sort.
Hayır, öyle bir şey hissetmiyorum.
I feel nothing.
Hiçbir şey hissetmiyorum.
I feel nothing.
Hiç bir şey duymuyorum.
Emotionally, I feel nothing abnormal.
Heyecanla, anormal bir şey hissetmedim.
And when I do touch things, I feel nothing.
Dokunduğum zaman da bir şey hissetmiyorum.
I feel nothing for you but... pity.
Sana acımaktan başka hiçbir şey hissetmiyorum.
I feel nothing, I have no heart or feelings.
Hiç bir şey hissetmiyorum, kalbim veya duygularım yok benim.
Now I know I feel nothing but friendship foryou
Şu an sana karşı bir şey hissetmiyorum ama arkadaşlık olabilir.
He's a good man, but I feel nothing for him.
O iyi bir adam ama onun için bir şey hissetmiyorum.
I feel nothing, Manuel...
Hiçbir şey hissetmiyorum, Manuel...
No, I feel nothing.
Hayır. Hiçbir şey hissetmiyorum.
Truth is I feel nothing.
Gerçeği söylemek gerekirse, ben hiçbir şey hissetmiyorum.
I suppose you'll think I'm a meddling old fool, but... You know, I'd feel a good deal better if you'd clear out of this place after you're married, and have nothing more to do with Mr. Beaumont.
Benim ihtiyar bir bunak olduğumu düşünüyorsunuzdur ancak evlendikten hemen sonra buradan ayrılır ve bay Beaumont'la daha fazla muhatap olmazsanız sevinirim.
I know how you feel. And there's nothing I can say or do to help you, except that well, I wish it wish could have been me instead of Frankie.
Neler çektiğinin farkındayım ve acını hafifletmek için ne yapabilirim, ne söyleyebilirim bilmiyorum.
Tom, I just don't feel like nothing at all.
Tom, kendimi bir hiç gibi hissediyorum.
Yes, uh-huh. I knew you'd feel differently after you hit the open road, But this is nothing, Johnny.
Kendini açık caddeye vurduğunda farklı hissediyorsun ama daha bu hiç, Johnny.
The trial was as much for you as for me. And however ridiculous I may seem... there's nothing ridiculous about the way I feel in my heart.
Bu deneme senin için olduğu kadar benim içindi de ve ne kadar saçma görünürse görünsün sana karşı olan hislerimin saçmalıkla bir alakası yok.
I feel that I've learned nothing from MacFarlane.
MacFarlane'dan bir şey öğrenemediğimi fark ettim.
It's just as I told you : There's nothing you can do about it, no matter how strongly you feel.
Dediğim gibi ne kadar hissetsen de bu konuda elinden bir şey gelmez.
Nothing in the world can change the way I feel.
Ona olan duygularımı hiçbir şey değiştiremez.
I feel as if there's nothing that lasts. Not sadness. Not love.
Ne aşkın ne de üzüntünün, hiçbir duygunun süreceğine inanmıyorum.
You make me feel guilty when I've done nothing.
Hiç suçum yokken bile beni suçlu gibi hissettiriyorsun.
Can I talk to her and not have that worrying about nothing... And know when... what you feel for her.
Ben artık bunu onunla tartışabilirim, çünkü onun için ne denli güçlü duygular beslediğini duyduğunda merak edeceğim bir şey kalmayacak.
Even though I kept telling myself nothing had changed inside me over the last weeks, the idea of going home with this... thing... made me feel ashamed.
Kendime, "son haftalarda içimde bir şey değişmedi"... diyor olmama rağmen... bununla eve dönme düşüncesi - bu şeyle - beni utandırıyor.
Day passes and night comes, yet nothing happens, and I feel a kind of loneliness.
Gün bile geceye kavuşuyor ama benim hayatımda kimsecikler yok ve kendimi çok yalnız hissediyorum.
But nothing eases this pain I feel inside.
Ama içimi yakan bu acıyı hiçbir cümle dindirmiyor.
I know how you feel about cops, but if you give me some leads I could- - l kept telling him, " Don't say nothing.
Polisler hakkında ne düşündüğünüzü biliyorum ama bir ipucu verebilirsen... Ona Sakın konuşma dedim.
In all my born days, I never felt nothing so sweet as the feel of your warm little body in my arms.
Doğduğum günden beri, kollarımın arasındaki ılık küçük bedeninin verdiği hissi başka hiç bir şeyde tatmadım.
I feel I've done nothing wrong, but people disagree.
Yanlış birşey yaptığımı düşünmüyorum. Fakat insanlar aynı fikirde değil.
I know how you feel, but there's been nothing between us.
Ne hissettiğini biliyorum, ama aramızda birşey yok.
Nothing, I just feel light of heart.
Hiç, içimde bir hafiflik var.
I know how you feel, but nothing ever stays exactly the same.
Ne hissettiğinizi biliyorum, ama hiçbir şey olduğu gibi kalmaz.
Except that I feel a little fragile as if my insides have been burned and my skin covered nothing.
Kendimi biraz narin hissetmem hariç, sanki iç organlarım kavrulmuş ve derimin altında hiç bir şey yokmuş gibi.
But I feel a man who has nothing but his work is only half a man.
Bence işinden başka bir şey düşünmeyen erkek yarım erkektir.
Well, if that's how you people feel about it, I guess there's nothing left for me to say.
Peki, eğer öyle düşünüyorsanız, sanırım bana söyleyecek bir söz kalmadı.
You make me feel I'm nothing.
Bana hiçbir şeymişim gibi hissettiriyorsun.
Sometimes I feel there's nothing I couldn't do, in time.
Bazen yapamayacağım hiçbir şey yokmuş gibi geliyor.
I feel that not only I cannot disappear, as nothing disappears in this world, but I have been and will be forever.
Sadece benim yok olamayacağımı değil, dünyada hiçbir şeyin yok olmayacağını, hep var olacağımı hissediyorum.
For instance, I feel I'm missing something, but don't know what or else I feel afraid with nothing to fear
Örneğin, bir şeyi özlediğimi hissediyorum ama ne olduğunu bilmiyorum veya hiç endişem olmamasına rağmen, bir şeylerden korkuyorum.
And there is absolutely nothing that your son feels for my daughter that I didn't feel for Christina.
Ve oğlunuzun kızım için hissettikleri arasında benim, Christina için hissetmediğim bir şey yok.
I don't really understand how crimes can feel like nothing more than events in a dream.
İşlenen suçlar bir hayaldeki olaylardan nasıl bu kadar farksız oluyor aklım almıyor.
I feel I know him almost by heart, yet he tells me nothing.
Onu çok iyi anladığımı düşünüyorum, ama şimdiye dek bana bir şey vermedi.
- It's nothing, I feel better now.
- Yok bir şey, şimdi daha iyiyim.
I feel like nothing.
Kendimi bir hiç gibi hissediyorum.
- Nothing. I mean, I feel tired.
- Bir şey yok.
I mean, I can't get up in the morning, I feel there's nothing worth living for...
Yani, sabahları kalkamıyorum yaşamaya değer bir şey göremiyorum.
You made me feel like as if I were nothing to you...
Bana umrunda değilmişim gibi hissettirdin. Efendim?
You made me feel like as if I were nothing to you!
Bana umrunda değilmişim gibi hissettirdin!
I feel guilty because I don't talk to you much or confide in you... whereas I talk endlessly with people I hardly know who mean nothing to me, just casual acquaintances.
Sana çok fazla kendimi açıp muhabbet etmediğimiz için suçluluk hissediyorum. Oysa doğru dürüst tanımadığım, benim için bir şey ifade etmeyen insanlarla gün içinde durmaksızın muhabbet ediyorum.
Am I, then, to do nothing? Feel nothing?
O halde bir şey yapmayacak, hissetmeyecek miyim?
i feel you 138
i feel your pain 36
i feel like dancing 23
i feel fantastic 19
i feel like shit 51
i feel the same way 123
i feel bad 209
i feel sorry for you 124
i feel like crap 25
i feel great 244
i feel your pain 36
i feel like dancing 23
i feel fantastic 19
i feel like shit 51
i feel the same way 123
i feel bad 209
i feel sorry for you 124
i feel like crap 25
i feel great 244